Fehmi KORU
Çok uzun yıllar önce, yurtdışında yüksek lisans eğitimi alırken, girdiğimiz ilk yazılı sınavın sonucu doldurduğumuz defterin üzerine yazılı notla iade edildiğinde, kantinde çayımızı-kahvemizi yudumlarken, samimiyet kurmuş olduğum devre arkadaşıma kendi notumu gösterip onunkini öğrenmeye çalışmıştım.
Müthiş irkildiği bugün bile gözümün önünde.
Bizde sınav sonuçlarının dersliklerin kapısına asıldığı için kimin ne not aldığı herkesin bilgisi dahilindedir. Orada öyle değilmiş, alınan notlara herkes günahını saklar muamelesi yaparmış. “Senle ben ve diğer arkadaşlar rakibiz, yarıştayız, ne aldığımı sen ve diğerleri bilirse rekabet ortadan kalkar, yarış gereksiz hale gelir” demişti o arkadaş.
Rekabetçi sistemin yararını orada en çok ben gördüm.
Para konusu, kimin ne kadar maaş aldığı da oralarda pek konuşulmaz.
Çalıştığım bir gazetede maaşımı ödeyecek görevli ödemeyi yaptığına dair imza atmamı istediği belgeyi uzattığında, ismimin ve maaşımın yazılı olduğu bölgenin altında ve üstünde diğer meslektaşlarla ilgili bilgileri de görmek mümkün oluyordu. Bireysel kağıtlara imza attırma neden sonra düşünülebilmişti.
Şu günlerde yatıp kalkıp para konuşuluyor ve ben ister istemez geçmişte yaşadıklarımı düşünüyorum.
Paranın çok konuşulduğu ortamlar iktidarlar için hayra alamet değildir.
İş-güç sahibi olması gereken yaşta 10 milyona yakın insanın iş aradığı halde bulamadığı bir ülkeyiz. Mühendisler kasiyer olarak veya kargo şirketlerinde dağıtım elemanı olarak çalışıyor, o da kendilerini çalıştıracak yer bulurlarsa. Evli, çocuk sahibi erkek ve kadın işsizlerin sayısı korona döneminde daha da arttı.
Hazıra dağ dayanmaz ya, çok kişi için hazır çoktan suyunu çekti. Geleneksel olarak destek görülen kaynaklarda -anne-babalarda- da yardım edecek güç pek yok. Temel ihtiyaç maddeleri eskiden köyden gelirdi, şimdi köyler ihtiyaçlarını mobil marketlerden karşılıyor.
Böyle bir ortamda dolarlar, eurolar konuşuluyor.
Muhalefet partileri Merkez Bankası’nda (MB) muhafaza edilen yabancı paraların çar çur edildiği iddiasında. Faiz oranını düşük tutma tercihiyle Türk lirasının değerini korumak gerekmiş ve bu politika 128 milyar dolara patlamış.
Şöyle bir döngüden söz ediliyor: Dolar veya euro değerinde TL’nin aleyhine bir hareket olunca, MB koruması altında tuttuğu yabancı paraları piyasaya sürerek TL’nin değerini sabitlemeye çalışıyor… Her yukarı harekette bu girişim tekrarlanıyor…
Böyle böyle 128 milyar dolar bozdurularak piyasaya sürülmüş…
Ancak sonunda 2018 yılı başında 3.70 TL’den değer gören 1 dolar, bu yılın başında 7.43 TL oldu; şimdi 8.00 TL civarında. Yani, 128 milyar dolar harcamayı gerektiren politik tercih işe yaramamış görünüyor.
Bu tabloya bakan muhalefet TL’nin değerini korumak için ucuza piyasaya sürülen dolarları kimlerin aldığını merak ediyor.
Yerinde bir merak bu. MB’nin Dolar-TL politikası spekülatörlere yaramıştır.
Hangi spekülatörlere? Kim onlar?
Merak edilen bu.
Son gelişmenin etkileri hala sürüyor. Geçen Cuma gecesi yayımlanan kararnameyle MB başkanlığında değişiklik yapıldı ve bu da Pazartesi günü doların ateşini yükseltti. Cuma sabahı 7.20 civarında işlem gören dolar, Pazartesi sabahı yüzde 10’dan fazla artış kaydetti. Bir başka deyişle, dolar o gün 8.20 TL’ye çıktı.
Şimdi de muhalefet başka bir soruya cevap arıyor.
Cevabı aranan soru şu: Her gün bütün bankalarda ortalama 150 milyon dolarlık işlem yapılırken Cuma günü bu rakam birden 450 milyon dolara fırlamış. Birileri sanki dolara değer kazandıracak -ya da TL’nin değerini düşürecek- bir gelişme yaşanacağını biliyormuş gibi dolar toplamış. 450 milyon doları o günkü değerinden satın alanlar iki gün sonra ellerindeki o dolarları TL’ye çevirdiklerinde en az 45 milyon dolar kâr elde etmiş oluyorlar.
45 milyon dolar…
Hadi, ortalama işlem olan 150 milyonu 450 milyondan çıkartalım, Cuma günkü açıklanamayan fazla dolar hareketinin, 300 milyon doların peşine düşelim. O takdirde de 30 milyon dolar kulağı iyi işiten bazı uyanıkların kısa gün kârı demektir.
Muhalefet o günkü ekstra hareketliliği sağlayanların kim olduğunu öğrenmek istiyor.
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Gelecek Partisi lideri Ahmet Davutoğlu ve DEVA Partisi lideri Ali Babacan ayrı ayrı “450 milyon dolar kime satıldı” diye soruyorlar.
Kılıçdaroğlu “Voliyi kimler vurdu?” diye sordu.
Zenginin parası fakirin çenesini yoruyor gerçekten…
Yukarıda bir yerde para muhabbetinin toplumda fazlaca konuşulduğu ortamların iktidarların yararına olmadığını yazdım. “Voliyi kim vurdu?” türü sorular ilk muhalefet partisi liderlerinin ağzından çıksa da, en uzak yerleşim yerlerinde parayla hiç alış-verişi olmadığı düşünülecek kişilerin de sohbet malzemesi oluverir.
İşte ben de bunu düşünerek, son iki yıl içerisinde harcanan 128 milyar dolar ile henüz haftası dolmayan 450 milyon dolar işlemleriyle ilgili bilgi taleplerine iktidarın kulak tıkamasını anlamakta zorlanıyorum.
Külliye’de görevli biri ekranlara çıkıp bir şeyler söyledi, ancak uzman kişiler o açıklamaları gülerek karşıladılar.
Zaten bu konuda bir açıklama yapılacaksa, görev, eski-yeni Merkez Bankası başkanları veya hali hazırdaki Hazine bakanına düşer.
Görevden alınan MB başkanının 128 milyar doların kimlere satıldığı konusunun peşine düştüğü için koltuğunu kaybettiği iddiası da var muhalefetin.
Para konuşmayı da para hakkında yazmayı da sevmem; ancak yöneltilen sorular benim de merakımı had safhaya çıkardı.
Bugün AK Parti büyük kongresi var. Belki yetkili bir ağız merakı giderecek ikna edici bir açıklama yapar.
Yaparsa iyi olur.
ΩΩΩΩ
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
20.06.2025
19.06.2025
16.06.2025
10.06.2025
8.06.2025
5.06.2025
29.05.2025
26.05.2025
22.05.2025
18.05.2025