Ferhat KENTEL
Sözde “İslam Devleti”ni kuran ve sözde hilafetlerini de ilan ediveren IŞİD’in göstermiş olduğu “başarı” eşliğinde, bölgede derin bir kriz yaşanıyor. Gözlerimizin önünde Ortadoğu haritası yeniden oluşuyor. Türkiye, izlediği dış politikayla bu süreçten asla bağımsız değil. Diğer yandan ise AKP hükümetinin BDP (HDP) / PKK çizgisiyle yürütmüş olduğu ve artık devlet politikası olduğu tescillenen barış / çözüm sürecinin izleyeceği yol yeni sonuçlar doğuracak.
Bu iki süreç birbirini etkiliyor ve etkilemeye devam edecek.
Öncelikle, bu krizin kuşkusuz arka planı var. Gerek emperyalist hesapların yarattığı garabet sınırlar, gerekse yeni Türkiye Cumhuriyeti’nin Kürtlere verdiği ortaklık sözünü hiçbir zaman yerine getirmemiş olması nedeniyle bölgenin siyasi coğrafyası hiçbir zaman insani ve kültürel coğrafyaya tekabül etmedi. Aradan neredeyse yüzyıl geçti ve bu toprakların insanları diktatör bozuntularının, otoriter rejimlerin dayattığı deli gömleklerine hep mahkum oldu ve içten içe yanan kor bugün ateşe dönüştü.
Saddam’ın, Amerikan istilasının ve Esad’ın yarattıkları korkunç miras üzerine adeta cehennemden doğan örgütler bugün ortalığı kan gölüne çeviriyorlar.
Öyle görünüyor ki, bu hengameden belki de sadece Kürtler “ulusal bağımsızlıklarını” ilan ederek, en az zararla çıkabilme potansiyeline sahipler.
Ancak kökenleri Westfalia anlaşmasına, Fransız devrimine, burjuvazinin sınıf çıkarlarına ve modern sanayi kapitalizminin siyasi tezahürlerine tekabül eden bir “ulus” yapısına neden mahkum olmamız gerektiği teorik olarak hiçbir zaman ispatlanamaz. Hele “gecikmiş uluslaşma”dan bahsetmek; ancak söz konusu “ulus”un modernist ve batıcı tarih anlayışıyla bütün toplumların geçmek zorunda oldukları bir “aşama” olduğunu iddia etmekle mümkün olabilir ya da “olmakta olan ulus”a sempati duyuyorsak anlaşılabilir bir şey olabilir... Ama ancak o kadar olur. “Ulus” tarihi bir gereklilik değildir. Ulus tamamen bir kurgudur ve belli bir coğrafyada ortaya çıkıp, hegemonik bir söylemle adeta “doğallaşmış” bir kavram haline gelmiştir.
Fakat “ulus”un bir “kurgu” olması, etnik kimlikleri yok sayılmış, ezilmiş halkların kurtuluşu “etnik temelli bağımsızlık”ta görmelerini engelleyemez ve böyle bir talebi haksız çıkaramaz. Çünkü eğer hata varsa, bu ezilenlerin değil, o etnik grubu ezen, asimile etmeye soyunan kibirli “erken” ulusların “hata”sıdır. Ve geç kalan şey, ezilenlerin kurduğu “ulus” değil; ezenlerin kibirlerinden, hatalarından bir türlü dönmemeleridir.
Baştan aşağı bütün Türkiye Cumhuriyeti tarihi de, devlet dilini kullananların “makbul vatandaş” olmayanlara ettiği hakaretlerle dolu bir tarihtir. Uyguladığı bütün baskı, inkar ve asimilasyon politikalarına rağmen, aynı anda bitmez tükenmez bir sözde “eşitlik” söyleminden de hiç vazgeçmeyen bir devlettir.
İbrahim Sediyani’nin Ufkumuz internet sitesinde Şeyh Said’in idam edilmesiyle ilgili olarak yazdığı “Kürt Tarihinin En Acı Günü: 28 Haziran 1925” başlıklı yazıda kolordu komutanı Mürsel Paşa’nın Said’e sarfettiği sözler gibi:
“Dîn kalktı diyordun! Namazını kılmıyor muydun haa? Camilerde ezan okunmuyor muydu? (...) Biz kime zûlmetmişiz, Şeyh Efendi? Kürtler dahil memlekette herkes özgür. (...) Kürtler hatta bundan böyle daha özgürce yaşayacak. Kürt halkı için daha güzel bir gelecek hazırlıyoruz.”
Eğer tarihsel olarak, deli gömleğinden başka bir şey olmayan ulus-devlet modelinden çıkıp, sadece etnik meselelerde değil, hayatın her alanında gerçekten eşitlikçi, yepyeni bir birliktelik hayal edemezsek, hâlâ “ağabey” rolü oynamaya devam edersek, bugün Ortadoğu’da sadece sınırlarımızın ötesinde yeni bir kurgu olarak “Kürdistan ulusu”na değil; bizim sınırlarımızı da etkileyecek şekilde yepyeni bir haritaya hazırlıklı olmakta yarar var.
Remezana we bi xêr be... Ramazan-ı Şerifiniz Mübarek Olsun…
Yazarlar
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları







































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.07.2024
16.04.2024
5.02.2024
12.07.2023
24.01.2023
26.11.2021
2.05.2021
16.04.2021
10.10.2020
9.09.2020