Ferhat KENTEL
Tabii ki, kökenleri çok eskinin asimilasyon, inkâr, imha politikalarına dayanıyor ama o kadar geriye bile gitmeye gerek yok; Kürt sorunu 1980 sonrasında bambaşka bir boyut kazandı. Diyarbakır cezaevinde insan havsalasını aşacak derecede uygulanan işkenceler, köy yakma ve boşaltmalar, zorunlu göçler, faili meçhul cinayetler, Kürtler üzerindeki her türlü aşağılama politikaları ve hatta dehşetin gündelik hayatında “sosyalize olmuş” ve travma yaşamış çocukların Terörle Mücadele Kanunu marifetiyle yaşadığı yeni travmalar...
Bunların hepsi ve daha başkaları Kürt halkı üzerinde tarifsiz –ya da en basit ifadesiyle– bir “haksızlık” duygusu yarattı. Kürtlerin içinde önemli bir kesim bu haksızlığa “isyan” ederek karşılık verdi. Dağlar “gerilla” doldu. İsterseniz “militan” deyin, isterseniz “terörist” deyin, fark etmez; “bir avuç” oldukları söylenirken, dağlar “onlarla” doldu... Ve bugün Kürtlerin gene önemli bir kesimi “onlar” sayesinde “Kürt meselesi”nin konuşulabildiğini, onlar sayesinde onurlarını kazandıklarını düşünüyorlar...
Bu durumda şöyle bir soru gayet meşru herhalde: Türkiye Cumhuriyeti devletinde –ya da Kürt politikasını inşa etme konusunda şimdiye kadar etkili ve yetkili olmuş çevrelerde– bir “akıl” var mı? Yani uyguladığı politikaların sonucunun yukarıda sıraladığım şekilde olacağını biliyor muydu? Yoksa bilmeyecek kadar “aptal” mıydı? “Akla yatkın” cevap bir devletin bu kadar “aptal” olamayacağıdır, değil mi? Öyleyse, çok basit bir mantık kalıyor geriye: “devlet bu politikayı, bilerek ve isteyerek, bilinçli bir şekilde uyguladı”.
Öyleyse, devlet –ya da onun silahlı kolu– bu politikayı uyguladı, çünkü bütün dünyada, bütün orduların ihtiyacı “düşman”dır; düşmansız bir ordunun anlamı yoktur. “Düşman” sayesinde ordular, meşruiyetlerini korurlar. Bizim ordumuz için de bu geçerlidir. Ama bizdeki fark şudur: bizim ordumuz sivil siyasete de müdahale etme hakkının en doğal hakkı olduğunu düşünür. Bizim ordumuz “düşmanı” sayesinde kazandığı prestij ve meşruiyetle, “düşman tanımlama” iktidarıyla, iç siyasete –şimdiye kadar sayısız sefer ispat ettiği üzere– yasal kılıfına uydurarak ya da ona bile gerek duymadan tamamen illegal yollarla (Kontrgerilla, Ergenekon vs.) müdahale etme hakkını daimi kılar.
Diğer yandan, bütün bu yaşananların başka bir sonucu daha oldu. Sizi bilmem ama ben giderek daha fazla “ulus” lafını duyuyorum Kürtler arasında... Ve Türklerde de... Ama şimdiye kadar her tarafa çekilen “ulus” lafından daha farklı, “Kürtlerden temizlenmiş” bir ulus lafı... Yani “modern” dünyanın insanlığın başına bela ettiği bu ucube kavramla, Türklük ve Kürtlük “iki ayrı ulus” olarak yeniden tahkim ediliyor. Yerlerinden yurtlarından edilmiş bütün diasporaların özellikle ikinci kuşaklarıyla birlikte çok daha güçlenen “kimlikleşme” süreçlerine benzer biçimde, yeni Kürt kuşaklarında bu kelime çok daha “bilinçli” ve öfkeli biçimde “inşa oluyor”.
Ve işin (benim gibi komplo teorilerinden bucak bucak kaçan bir insanın bile aklına düşebilen cinsten) en komplo tarafı: “Büyük Ortadoğu Projesi” (BOP) dedikleri şey böyle bir şey mi yoksa? BOP BOP diyenler, ulusu tanrılaştıranlar, ulusalcılar bizzat o “bölücü BOP”un parçası, meşrulaştırıcısı olmasınlar?
Ve acaba Türk ulusu ve Kürt ulusu diye zihnimiz giderek şekillenirken, mesela, şimdiye kadar sayısız sefer olduğu gibi “tehcir”, “şehirlerde temizlik” gibi derin operasyonlarla yeniden “homojen bir Türklük” hesabı olabilir mi?
Belli olmaz, olur... Mesela Bob Jessop’a göre “stratejik-ilişkisel” bir aygıt olarak devlet için esas olan devamlılıktır; bu devamlılığı sağlamak için en kutsal olduğunu iddia ettiği unsurlardan bile –toprak gibi– vazgeçebilir; “safra” atar ve yoluna devam eder. Bizim de –saflaşmış Türkleri yönetecek türden– totaliter, faşist yeni bir TC’miz olur...
Ama bu senaryoyu devletin “aklıyla” üretmiş olabileceği fikri yerine “aptallığından” ya da karmaşık ilişkileri içindeki kavgaların “beklenmeyen sonuçlarından” ötürü ortaya çıkmış olabileceği fikrini tercih ediyorum.
Çünkü çocuklarını dağlarda kaybetmiş olan Kürt kadınları askerlerin öldürüldükleri yere gidip beyaz tülbentlerini bıraktılar; Diyarbakır’da onlarca sivil toplum örgütü ve siyasal parti biraraya gelip “silahlar artık sussun, barış olsun” diye seslerini yükselttiler.
Ve inanan, inanmayan, başka dinlere inanan, İslam’a inanıp Ramazan’a ve bayramına bambaşka anlamlar verenler...
Bayramınız kutlu olsun!
Önümüzdeki bayrama ne anlam verirseniz verin ama bu bir “bayram” ve bu bayram insanoğlu ve insankızının binlerce yıllık gelenek ve hafızasından süzülüp geliyor. Ölümü değil, yaşama arzusunu, sevincini yüzyıllardan bugüne taşıyor.
Çok büyük iddialarla, her şeyi bildiğini iddia eden “insancık” halimiz karşısında, bu kadar koskocaman bir hikâye bir şey ifade etmiyor mu?
Sadece protokollerde, görüntüyü kurtarmak için ya da laf olsun torba dolsun diye değil; bayramı, binlerce yıllık bir “anlamı” gerçekten o uzun hikâye eşliğinde düşünün ve “kutlayın”!
Öldürmeyi değil, yaşamayı ve yaşatmayı düşünün yahu!
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.07.2024
16.04.2024
5.02.2024
12.07.2023
24.01.2023
26.11.2021
2.05.2021
16.04.2021
10.10.2020
9.09.2020