Ferhat KENTEL
Bizim memleketin ruh halinin en azından bir kısmını en iyi özetleyecek olan hissiyat insanların yersizlik ve yurtsuzluk duygusudur. Meselelerin kökeninde tabii ki çok fazla sebep vardır ama bu sebeplerin yarattığı en korkunç sonuçlardan biri yersizlik-yurtsuzluk duygusudur.
‘Sonuç olarak’ ortaya çıkmış ve ‘sonuç yaratan’ bir hal yani...
Tabii ki herkesin değil, ama hatırı sayılır bir kesimin (mesela yüzde 40’lardan, 50’lerden başlayıp, yüzde 70’lere, hatta yüzde 80’lere varan oranlarda) farklı olan herkesle (Kürdler, şeriatçılar, Ermeniler, Yahudiler, ateistler, eşcinseller, vb.) arasına mesafe koymasının, korkmasının ya da güvenmemesinin sebeplerini belki bu alanda görebiliriz.
İnsanların öfkesini, korkusunu, kendilerine ve başkalarına olan güvensizliğini, dünyanın en çirkin evlerini yapma özelliğini, tarihi anıtlara, eskiye, doğaya duyduğu saygısızlığın sebeplerini belki de bir türlü bir yere ‘yerleşememesinde’ aramak gerekir.
Mesela 563 sene önce gerçekleşmiş bir fetih hareketini (yani başkalarının elindeki toprağa el konulmasını) her sene kutlamak nasıl bir ruh haline tekabül eder? Bunun simetrik karşıtlığını Miloseviç milliyetçiliğinde görebiliriz. Bosna’yı kana bulayan bu nasyonal-sosyalist adam, Yugoslavya parçalanırken, Sırp milliyetçiliğini yükseltmek için, o dönem itibariyle 600 yıl önce gerçekleşmiş olan Kosova Savaşı anması yapmış; savaş meydanında insanları toplayarak Türklerden alınacak intikamla karışık, yeniden şahlanma söylevleri çekmişti.
Sırpların derdini Sırplara; ayrıca bizim memleketin ‘kahramanlıklar’ tarihini de bir kenara bırakıp, sıradan insanlıklarımızın tarihlerine bakarsak, bu topraklarda zulüm dendiğinde, neredeyse hiçbir kesimi es geçmeyen bir sürgün ve yerinden edilmeler tarihi çıkar karşımıza... Yerinden yurdundan olan insanların yaşadığı korkunç hikayeleri anlatan ciltler dolusu kitap vardır ve daha da ciltler dolusu kitaplar yazmak gerekir.
Sovyet rejiminin, Çeçenler, Çerkesler, Ahıska Türkleri, Tatarlar gibi beğenmediği halkları ve rejim muhaliflerini ‘Sibirya’ya sürgün’ etmesi gibi, Osmanlı’dan devrolunan bir devlet geleneği olarak, Türkiye’de de ‘şarka sürülmek’ diye bir siyasal pratik var.
Tuttuğunuz partinin liderlerinin, başbakanın asıldığı; derdinizi anlatmak için kurduğunuz partilerin kapatıldığı, oy verdiğiniz milletvekillerinin yaka paça Meclis’ten atıldığı; dolayısıyla partim diye özdeşleştiğiniz kurumların ve örgütlerin bile uzun süreli olarak aidiyet veremediği, bir türlü ‘yuva’duygusunun yerleşemediği bir ülke burası...
Yakın tarhimiz itibariyle baktığımızda, 1864’te Çerkeslerin Rusya’dan sürgün edilmesi; Balkan savaşları boyunca Müslüman toplulukların Anadolu’ya sığınmaları; mübadeleyle Anadolulu Hıristiyanların Yunanistan’a, Yunanistanlı Müslümanların Türkiye’ye getirilmeleri ve 1915’te, bu toprakların asli unsurları olan (yani Malazgirt’ten önce de buralarda yaşayan) Ermenilerin yerlerinden edilmesiyle başlayan travmatik bir süreç söz konusu.
Ve 1930’lardan beri, “isyan” gerekçeleriyle Kürdlerin darmadağın edilmesiyle devam eden bir hikaye var bu topraklarda.
Bu hikaye çok uzaklarda kalmadı...
1990’lar daha dün sayılır... Yakılıp, yıkılıp, “Yarım saat sonra burayı boşaltacaksınız!” emriyle zorla boşaltılan köylerin insanlarının hikayeleri Diyarbakır’ın, İstanbul’un, İzmir’in, Adana’nın, Mersin’in gecekondu mahallelerinde devam etti...
Şimdi “terörün temizlendiği” ve taş üstünde taş kalmayan ilçelerden, kasabalardan canlarını kurtaran insanların yaşadığı göçler, ‘yersizlik-yurtsuzluk’ halimize yeni boyutlar katacak...
Kimsenin kendi yerinde oturamadığı, her an tekrar yollara düşmek zorunda kalacağı endişesiyle yaşadığı topraklarda ne kendine ne de başkasına güven duymak pek mümkün değil...
Zihinleri tahrip olmuş insanların tahrip ettiği hayatlar döngüsündeyiz. Bu yüzden öfke ve nefretle süslenen bir ‘lânet’sürüyor.
Yazarlar
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları




































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.07.2024
16.04.2024
5.02.2024
12.07.2023
24.01.2023
26.11.2021
2.05.2021
16.04.2021
10.10.2020
9.09.2020