Ferhat KENTEL
Siyasette rakipleri “vatan haini” diye suçlamak çok kolay ve garantili bir yöntem.
Emriniz ya da hükmünüz altında yaşayan ve istikrarsızlıktan, karmaşık durumlardan, belirsizliklerden korkan sıradan vatandaş için “vatan haini” en kolay açıklamadır.
“Vatan haini” karmaşık vaziyeti basitleştirir. Kafa yormak yerine, size tehlikenin kimden geldiğini söyleyen basit açıklama içinizi rahatlatır. Hatta, vatanperverlik gibi üstünlük duygusu bile verir. Avrupa’da İslamofobik ırkçıların en çok kullandıkları yöntem de basitleştirmedir. Onlar kısa yoldan, Avrupalı beyaz işçinin işsiz kalmasının sebebi olarak Müslümanları, Türkleri, Afganları, Suriyelileri falan gösterirler. Ağır meseleler ve güç ilişkilerinin karmaşık denklemleri altında ezilmek yerine; yani sermayedarların kolay para kazanma arzuları, ucuz işgücü bulma yöntemleri, piyasanın acımasız “düzenleyici” (!) etkisi gibi tahliller yerine, “aha işte düşman!” diyene inanmak çok daha kolaydır.
Avrupa’da ırkçı partiler geçmişte böyle yükseldi. Hitler ve Nazi partisi Yahudileri bu sayede, bu kadar kolayca soykırıma uğrattı. Stalin’in nüfus mühendisliği politikalarına karşı çıkanlara karşı yönelttiği en güçlü ve sıradan suçlama “vatan hainliği” idi. İşte o vatan haini ilan ettiği milyonlarca insan açlığa, Gulag toplama kamplarına ya da akıl hastanelerinde ölüme mahkum edildi.
Endonezya’da 1965’te yüzbinlerce komünist öldürülürken de aynı argüman kullanıldı... CIA’in açık destek verdiği bir kampanya sonunda, komünistler “korkunç düşman” ve “vatan haini” sıfatları eşliğinde, günah keçisi ilan edildiler. Siviller ve askerler; Müslümanlar, Hıristiyanlar ve Hinduistler birlikte komünistleri ve yakınlarını katlettiler. Komünistlerin yanı sıra bazı yerlerde Hinduistler, ılımlı Müslümanlar ve Çinli göçmenler de katledildiler.
Yugoslavya dağılırken, Sırbistan’ın başına geçen nasyonal - sosyalist Miloseviç de Sırpları Boşnaklara karşı harekete geçirmek için “vatan hainliği” silahına sarıldı. 1389’da kaybedilmiş bir savaştan, Kosova savaşından hamaset dolu, adeta “ilahi bir zafer” fikri çıkardı. Karadzic ve Mladic gibi katillerle birlikte, bütün dünyanın Sırplara düşman olduğu, dört bir yanlarının düşmanlarla çevrili olduğu hezeyanlarıyla Boşnakları hain ilan ettiler ve katlettiler.
Katliama girişen ülkelerin ve onların faşist ve totaliter yönetici sınıflarının kullanmış olduğu “dört bir yanımız düşmanlarla çevrili” retoriğinin doğru olmadığı çok açık. Ama şu bir gerçek: dünyanın dört bir yanı, tarihin dört bir köşesi “vatan hainleriyle ve düşmanlarla çevriliyiz” söylemine sığınan ucuz totaliter zihniyetlerle dolu... Hıristiyan, Müslüman, Nazi, komünist, Kemalist, Hindu, Türk ya da Sırp, fark etmiyor...
Dolayısıyla memleketimizin bugünkü hallerine; mesela Türk pravdalarından birinin “Her yanımız ihanet” diye manşet atmasına da şaşırmamak gerekiyor.
Öte yandan, “usta”, “führer”, “reis”, “başkan baba” gibi üstün lider figürünün etrafında, bu “vatan hainleri” politikalarının teorilerini yapıp, kampanyaların altyapısını hazırlayan adam ve kadınları da yaptıklarının sonuçlarını okuyamayacak kadar cahil insanlar olarak görme saflığına düşmemek lazım.
Stalin’in etrafındaki aparatçikler ya da Hitler’in etrafındaki Göbels’ler ya da Göring’ler pek akıllı ve pek ince hesaplar yapabilen zeki insanlardı...
Bugün memleketimizde McCarthyci yöntemlerle yapılan temizliğin temelinde, totaliter çarkın aralarına sıkışacak kum tanelerini temizlemeye soyunan “seçkin” beyincikler var.
Pelikan dosyası gibi baştan aşağı kötülük taşıyan kara planları hazırlayan, gazete köşelerinde, TV kanallarında, boğaza bakan yalılarında, papyonlarıyla ve CIA’vari bilgi türleriyle, ruhları ve beyinleri kibirli modernistler gibi gibi çalışıp, hesaplarına akıtılan tonla parayla “yerlilik ve de millicilik” satan yeni nesil okumuş yazmış çocukların da bir miktar zeki insanlar olduğunu unutmayalım...
Yazarlar
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.07.2024
16.04.2024
5.02.2024
12.07.2023
24.01.2023
26.11.2021
2.05.2021
16.04.2021
10.10.2020
9.09.2020