Figen Çalıkuşu
Hala gözümün önündedir Roboski...
Roboski’nin hüzün anıtları gibi duran o sessiz insanları...
Kemal Kılıçdaroğlu dün 34 insanımızın katledildiği Roboski’yi ziyaret etti ve ziyareti kadar önemli şu cümleleri işittik kendisinden:
“Acılarımızla yüzleşerek iyileşebiliriz. Yaralarımızı ancak bu sayede sarabiliriz. Artık geçmişte yaşamak istemiyorsak, önümüze bakmak istiyorsak, bu ülkedeki tüm açık yaraları kapatmamız şarttır. Söz verdim aydınlatacağım ve helalleşmek için bir daha geleceğim.”
Evet bu ülkenin kanayan açık yaraları var, karanlıkta kalan pek çok sırları var.
Açık yaraların kapatılması ve karanlıkların aydınlatılması artık bizim beka sorunumuzdur.
Bu nedenle seçim yaklaşırken, iktidar karşısında alternatif olan 6’lı masanın ve diğer partiler ile demokratik güçlerin tarihi görev ve sorumlulukları var.
Ne yazık ki hiçbir zaman nitelikli bir demokrasimiz olamadı, toplum birey olma bilinci ve demokratik kültür ile şekillendirilmedi.
Atatürk’ün işaret ettiği muasır medeniyet ülkeler ligine çıkamadık.
Ve ülke kan emen, özgürlüğümüzü refahımızı çalan daha da beteri can alan canavarın elinden kurtulamadı, kirlilik çukurundan çıkamadı.
İşte bu nedenle 6’lı masa da masa dışındaki partiler ve HDP de ve tüm demokratik güçlerin hep birlikte hareket ederek, seçimde değişimi gerçekleştirmek zorunda oldukları açık. Değişimin gerçekleşmesini
Türkiye’nin bekaa sorunu olarak görmeleri çok önemli.
Ya devlet kurum ve kurulları ile yeniden kurulacak ya da devlet kalmayacak.
Seçimler ile değişim olmazsa ülkenin ve toplumun beka sorunu artarak devam edecek.
Kemal Kılıçdaroğlu’nun acının, hüznün sessizliğin köyü Roboski’yi ziyareti, bu ülke insanlarının Kürdü Türkü ile tümünün birlikte ortak ve umutlu bir gelecek için yeniden kuruluş ve yeniden kurtuluş yolunda birlikte olma mecburiyetinin en anlamlı örneği oldu.
Ben de ne zaman “Kürt Sorunu” konusu açılsa, ben 2013 yılında anma törenine katıldığım, zihnime kazınmış olan Roboski’yi anımsarım.
İzninizle Kemal Kılıçdaroğlu’nun beni heyecanlandıran ve 9 yıl öncesine döndüren Roboski ziyareti sonrası yazdığım yazımdan bir alıntı ile bitireyim bu hafta.
“19’u genç ve çocuklardan oluşan 34 kişinin cinayetinin ikinci yılı anmasındayız…
Roboski karlar kadar sırlarla da kaplı...
Anma sırasında evladının acısına dayanamayarak kalp krizi geçiren acılı annenin ölümü ile artık bundan böyle 35 kişinin anması yapılacak.
Roboski cinayeti bugün hala sırlarla dolu…
Roboski Ak olduğu söylenen iktidarın kapkara sırlarından biri…
Şimdilerde iktidarın etkili ve yetkili adamları tarafından “sırların” adı “kumpaslar” olarak sürülüyor. Başlarına gelen her olayı bir kumpas halleri ile izah etme gayretine düştüler birden.
Roboski bir katliamın adı ve üstelik iki yıldır üzeri örtülmek istenen, sorumlularının üzerine gidilmeyen bir katliamın adı. Zamanında Roboski için de kumpas, komplo demişlerdi.
Ak olduğunu söyleyen iktidar iki yıl geçti ne kumpası çözdü ne de sırları Roboski’de.
Roboski’den hava ağır, sessiz, yoğun kalabalık topluluk önce yüksek bir tepede olan anıt mezarlığı ziyaret ediyor yürüyerek.
Aşağıda ise bir fotoğraf sergisi var. Kürtçe, Türkçe ve İngilizce yazılmış…
Hemen girişinde,
“Anılarına” başlığı ve altında
“gençlerin ve çocukların gözüyle dünyaya bir ışık tutmak, iktidarların eliyle kirletilen dünyada gençlerin ve çocukların kendi düşüncelerini, duygularını ve itirazlarını sadece karelere sığdırmak değil yarınlara da taşımak temel amacımızdı” yazılı..
Çocuklar ve gençler böylesi derin bir proje ile devam eden Roboski’de devam eden yaşamını belgelemişler fotoğrafları ile.
Değişmeyen tek şey ölümün ağır havası.
Fotoğraflara bakarken içim doldu, taştı, yüreğim sızladı.
Yaşamayı acı kabul etmiş ve yokluklar ile geçen hayatı belgeleyen fotoğraflar karşısında milyon dolarlar, milyar euroları ayakkabı kutularında gösteren fotoğrafları görünce vicdanlar hiç mi kıpırdamıyor?
İki yıl önceye döndüm, neler neler söylemediler ki; ağızlarını her açtıklarından yeniden yeniden bombaladılar Roboski’yi.
Ne ölüme aldırdılar ne de acıya.
Sebebi basit; gerçek vur emrini verene ulaşılmasın.
“Ülke bölünmesin” dediler ama ya ölüm karşısında bölünen vicdanlara ne demeli?
Ülkenin ve siyasetin vicdanı var mı?
Ülkenin bölünmesinden değil, bölünen vicdanınızdan korkun esas…”
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
2.06.2025
23.05.2025
18.05.2025
10.05.2025
2.05.2025
25.04.2025
19.04.2025
13.04.2025
4.04.2025
28.03.2025