Figen Çalıkuşu

Figen Çalıkuşu
Figen Çalıkuşu
Karar Tüm Yazıları
Hukuksal doğrular-yanlışlar…
5.09.2025
44

Eğer bugün bu ülkede hukuk bilimine gösterilen bu aldırmazlığı tıp biliminde karşı gösterseydiniz ne olurdu? Ne olacak, hasta ölürdü.

Tıbba aldırmazsanız hasta ölür, hukuka aldırmazsanız devlet ölür.

Bilime aldırmamanın ağır bir bedeli vardır çünkü.

Siyasal iktidarın kendi çıkarları her türlü operasyonu yapabileceği bir süreçten geçiyoruz.

Hukuka aldırmazlığı ve kavram kargaşasını, CHP İstanbul Kongresi ve Kurultay davalarına ilişkin tartışmalarda da görüyoruz. Hukuk bilimine olan saygı gereği bunları yerli yerine oturtmak isterim.

1- Evet, Türkiye’nin birinci partisi CHP’ye karşı hukuk araçsallaştırarak başlatılan bir kuşatma süreci var.

Yargının araçsallaştırılması yeni değil, 15 Temmuz’dan beri durum bu.

2- Yaşanılan süreçlere dair hukuki eleştiriler yanında, yargının benzer soruşturmaları iktidar partisi belediyeleri yönünden es geçmesi bu süreçlerin tartışılmasını kaçınılmaz kılıyor.

3- Ancak hukuktan söz edilecek ise hukukun belirlediği maddi ve yasal gerçekler kendi tanımlarıyla kullanılmak mecburiyetinde. Hukuk mesleğinin de gereği bu zaten.

4- Örneğin sabahtan akşama tekrarlanan “CHP İstanbul Kongresi İptal Edildi” haberleri hukuksal açıdan kesinlikle doğru değil. İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesinin verdiği karar bir “ihtiyati tedbir” kararıdır.

Yargılama sonunda verilecek karar, davanın kabulü olursa ancak bu takdirde “CHP İstanbul Kongresi İptal Edildi” denebilir.

5- Asliye Hukuk Mahkemesi, dava açıldığında veya devam ederken davacının talebi üzerine yasada yazılı koşulların var olduğu düşüncesinde ise ihtiyati tedbir kararı verebilir.

Bu karar, bir “ara karardır.”

Tedbirin reddi veya kabulü kararlarına karşı itiraz ve istinaf yollarına gidilebilir. İtiraz ya da istinaf başvurusu tedbir kararının icrasını durdurmaz.

6- Asliye Hukuk Mahkemesi bu davaya bakmaya yetkilidir.

“YSK’nın kesinleştirdiği seçimlere mahkeme bakamaz” savı yanlıştır.

Çünkü bir siyasi partinin kongresinin “hukukilik denetimini” YSK yapmaz.

YSK sadece seçimlerin yönetim ve denetim işlemlerinin adil ve şeffaf bir şekilde yürütülmesini sağlayacak düzenlemeleri yapar.

Burada söz konusu olan, dernekler hukukuna da tabi bir siyasi partinin kendi iç yapılanmasının hukuki denetimidir. YSK’nın görev tanımında bu yoktur.

7- Bu dava bir CHP üyesinin, Asliye Hukuk Mahkemesine verdiği dava dilekçesi ile başlayan bir davadır.

CHP üyesinin başvurusu olmasa bu dava olmazdı ve bu karar çıkmazdı.

8- En popüler soru şu:

“Davada mutlak butlan iddiası var. Nedir bu mutlak butlan?”

Mutlak butlan, çoğunlukla bir hukuki işlemin hukukun emredici kurallarına, kamu düzenine, ahlaka ve kişilik haklarına aykırılığı sebebiyle doğar.

Mutlak butlan ile sakat olan işlem baştan itibaren geçersizdir ve herhangi bir hukuki sonuç doğurmaz.

Bir işlemde mutlak butlan yaratacak sebeplerin var olduğunu herkes her zaman ileri sürebilir. Mutlak butlan davası için zamanaşımı süresi yoktur.

“Bu iddia yerinde mi değil mi” asliye hukuk mahkemesinde yapılacak yargılamada verilecek karar sonucu cevap bulacaktır.

9- Bu davada verilen ihtiyati tedbir kararını “yok hükmünde” saymak hukuken doğru bir yorum değildir.

Kararı isabetli bir karar olmadığı, demokratik düzende bu tür müdahalelere yer olmadığı yönünde eleştirmek elbette mümkündür ki ben de bu eleştirileri haklı bulandanım.

Ama ortada “teknik anlamda” hukuken mevcut bir karar vardır.

Bu karara göre “geçici kurul” atandı, CHP’nin başlattığı yeni kurultay sürecinde İstanbul Örgütünün İlçe ve İl Kongresi seçimlerine dair çalışması durduruldu.

Ve önceki kongrede seçilmiş 196 “kurultay delegesi” de görevlerinden uzaklaştırıldı.

Tam bir kriz, tam bir kaos hali. “Bu bir yargı kumpası” demek maalesef işi çözmüyor

10- Şu an için karşımızda bazı yanıtsız sorular var:

-Ankara’da 15 Eylül’de görülecek kurultayın mutlak butlan sebebiyle iptali davasından nasıl bir sonuç çıkacak?

-CHP Olağanüstü Kurultay’a yeniden giderse İstanbul delegeleri kim olacak?

Ayrıca CHP hakkındaki birçok davayı açanlar bizzat CHP üyeleri.

Savcılığa CHP üyeleri ihbarda bulunuyor.

En son İstanbul Kongresi için kabul edilen iddianamede para alışverişlerine dair tanıklık yapanlar da CHP üyeleri.

Sosyal demokrat bir parti kimliği ile CHP’nin kendi içinde adil, eşitlikçi ve demokratik bir yapılanma sürecini yerine oturtamamış olması, düşmanca siyasal saldırganlığın elini kolaylaştırıyor.

Kendi içindeki demokratik zemin ve yapı çok güçlü olsaydı bunları yapamazlardı.

Bu zor dönemde esas hastalıklarımızı da unutmamamız lazım. Unutmayalım ki o hastalıklar “yabancı virüsler” eliyle bizi yatağa düşürmesin.

 

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar