Galip DALAY
Soçi toplantısı Rusya’nın Suriye’deki limitlerini ve siyasal sürecin meşakkatlerini ortaya çıkarmaya başladı. Daha önce de belirttiğim üzere, Rusya’nın Suriye’de karşılaşacağı ana güçlüklerin başında sahadaki kazançlarını siyasal getiriye tahvil edip edemeyeceği oluşturuyor. Buna bağlı olarak, Astana’yla askeri süreci gayet başarılı bir şekilde dizayn eden Rusya, Soçi’yle siyasal süreci de benzer bir şekilde dizayn edip edemeyeceği herkes için bir merak konusuydu. Soçi’nin bu ilk toplantısı Astana sürecinin askeri alanda elde ettiği başarılı sonucun siyasal alanda tekrar edilemeyebileceğini ortaya çıkardı. En azından ilk toplantı bu açıdan çok parlak geçmedi. Soçi, siyasal kapsayıcılık açısından yetersiz bir başlangıç yaptı. Soçi’de Suriye muhalefetinin ana aktörleri yoktu. Bu toplantıya PYD dışından da anlamlı bir Kürt katılımı olmadı. Şu anki haliyle Soçi, rejim ve rejime müzahir grupların ‘siyasal çözüm’ platformuna dönüşmüş durumda. Rejim taraftarı milis komutanı Mihraç Ural ile rejim ‘muhalifi’ Kadri Cemil’in Soçi’deki el sıkışma fotoğrafı Soçi ve ‘siyasal sürecin’ mahiyetini iyi bir şekilde ortaya koyuyordu.
Bu haliyle de Soçi Putin’e Mart’taki seçimler öncesi bir kamu diplomasisi zaferi kazandırmış olabilir, fakat Suriyelilere siyasal sürecin ilerlemesine dair fazla bir ümit verebilmiş değil.
***
Tabii ki Soçi’nin başarısız bir başlangıç yaptığı yargısı daha çok onun Suriye için anlamlı bir siyasal çözüm perspektifi ortaya koymamasıyla ilişkili. Aksi takdirde, Soçi’de yaşananlar Rusların Suriye perspektifinin çok uzağına düşen bir tabloyu ortaya çıkarmadı. Zaten Rusların çözüm reçetesini kendilerinin oluşturduğu, Kadri Cemil’in ana aktörlerinden biri olduğu Moskova ‘muhalefetinden’ görebiliyoruz. Buna ilaveten, Soçi’ye gelene kadar Ruslar ve İran, zaten Suriye’deki siyasal realiteyi büyük oranda şekillendirmişlerdi. Soçi’de bu aktörler mevzubahis siyasal realiteyi kayıt altına almak istiyorlar.
Bu yeni realitede siyasal geçiş artık çoktan konuşulamaz olmuştu. Bunun yerine siyasal süreçle mevzu bahis edilen neredeyse tamamıyla Suriye için yeni bir anayasa yazımına indirgenmiş durumda. Zaten Soçi’nin ortaya çıkardığı endişe dokunur sonucu anayasa yazımı komitesinin oluşturulması teşkil ediyor. Seçimlerin yapılması meselesi de yeni anayasa yazımı sürecinin daha çekici başlıklar tarafından süslenmesinden ibaret gözüküyor. Yani bundan sonra Suriye’de siyasal sürecin sihirli sözcüğünü siyasal geçiş değil, yeni anayasanın yapılması oluşturacak. Soçi’den Ruslar ve rejimin sahip olduğu en temel beklentilerinden birini Soçi’nin bu yeni anayasa merkezli siyasal çerçevesinin Cenevre’ye referans teşkil etmesi oluşturuyor. BM’nin Suriye Özel Temsilcisi Stefan De Mistura’nın da Soçi’de olması ve yeni anayasa yazımı komitesine dair sarfettiği olumlu yargılar muhtemelen bu beklentiyi daha da perçinlemiştir.
Fakat burada da muhtemelen Suriyeliler şu soruyu yakında kendilerine daha fazla sormak durumunda kalacaklar. Anayasalar, siyasal realitenin çatısını mı yoksa temelini mi oluştururlar? Aslında, Suriye için bu retorikten öteye gitmeyen bir sorudur. Suriye’de Rusların öncülüğünde, Türkiye ve İran’ın da gözetiminde yazılacak yeni bir anayasa Suriye’deki mevcut siyasal realiteyi kayıt altına almak ve ona meşruiyet kazandırmaktan başka bir amaca hizmet etmeyecek gibi görünüyor. Muhalefet için de bu yeni anayasa yazma süreci, talep edebileceklerinin üst limitini ortaya koyacak. Çok yüksek olmayan bir üst limitten bahsettiğimiz herkesin malumu sanırsam. Bu yapısı itibariyle Soçi’de sahnelenmeye çalışılan ‘siyasal sürecin’ asıl mahiyetini sahici bir siyasal süreci ve siyasal geçiş ihtimalini ortadan kaldırması oluşturuyor. Katılımcılar Suriye’de rejimin mahiyetini ve kendisini tartışmadan Suriye’nin siyasal omurgasını ve sistemini tartışacaklar. Daha doğrusu tartışamayacaklar.
***
Zaten her ne kadar ‘siyasal’ kavramını kullanıyor olsak da aslında çok teknik başlıklardan bahsediyoruz. Siyasal taleplerden arındırılmış teknik başlıklar... Teknik bir mesele olarak yaşanan yeni anayasa yazma sürecinin çerçevesini ise rejimin kırmızı çizgileri belirliyor. Bu da yukarıda ifade ettiğimiz üzere, rejimin kendisinin yani siyasal sistemin tartışılma imkanını ortadan kaldırıyor.
Yazarlar
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİYargıda yine mi temizlik başlamış? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Karamsarlık yaymak’ 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.02.2020
3.02.2020
28.01.2020
20.01.2020
13.01.2020
6.01.2020
31.12.2019
24.12.2019
17.12.2019
10.12.2019