Gülay GÖKTÜRK
Dün Amerikan merkez medyasının Hakan Fidan'a karşı başlattığı kampanyanın arka planı ile ilgili düşüncelerimi yazdım ve İsrail-ABD hattında ortaya çıkan rahatsızlığın sebeplerini özetlemeye çalıştım:
AK Parti, ABD'nin 50 yıldır gelip giden iktidarlarla kurmaya alışık olduğu ilişki biçimine uygun davranmıyor; "Uydu müttefik" rolünü kabul etmiyor; dış politikasını kendisi belirliyor; Ortadoğu'da bağımsız ve etkili bir oyuncu olmak istiyor; IMF'ye bağımlılık dönemini sona erdiriyor; milli savunma sanayiini güçlendirerek savunma gücünü bağımlılıktan kurtarıyor; kendi milli istihbaratını güçlendirip bağımsızlaştırıyor; Batı'nın İsrail konusunda sürdürdüğü çifte standardı deşifre ediyor; Birleşmiş Milletler sisteminin adaletsizliğini teşhir edip daha adaletli bir dünya talep ediyor... Ve bütün bunlar, hem İsrail'i, hem de -dış politikasında bir numaralı önceliği hâlâ İsrail'in çıkarlarına veren- ABD yönetimine, stratejik müttefikine "ayar verme" ihtiyacı doğuruyor, dedim...
Peki İsrail'i ve ABD'yi rahatsız eden bu tablonun Türkiye'de en fazla kimleri gururlandırması gerekirdi?
Ya da şöyle soralım: Bu tablo yüzünden ABD basınının hışmına uğrayan Hakan Fidan ve AK Parti hükümetine en fazla destek çıkması gereken kimlerdi?
Türkiye'nin en "ateşli" bağımsızlıkçıları öyle değil mi?
Ama bakıyoruz, Ulusalcılar'dan, Milliyetçiler'den, "Millici Güçler"den, Mustafa Kemal'in askerlerinden ses seda çıkmıyor... Olayı görmezden geliyor, gazetelerinde tek satır bahsetmiyorlar.
Neden böyle pıstılar dersiniz?
Çünkü ortaya çıkan tablo, AK Parti iktidarıyla ilgili olarak yıllardır çizdikleri tabloyu paramparça etti; bütün tezlerini, bütün argümanlarını çürüttü; ellerindeki bütün propaganda malzemesini aldı götürdü.
Hani AK Parti bir ABD projesiydi?
"AK Parti bir ABD projesidir" diyorlardı...
Radikal İslam'a karşı "ılımlı İslam"ın desteklenmesi amacıyla doğrudan doğruya ABD icazetiyle yaratılmış bir güçtü AK Parti...
Ulusalcılar'ın "ideolojik merkezi" olan Aydınlık yıllardır böyle yazıyordu. BOP'un eş başkanı Erdoğan, Ortadoğu'da "efendisinin" ona dikte ettiği plandan başka bir yol izleyemezdi... Suriye politikasında AK Parti Amerika'nın "taşeronu" olarak görev yapıyor, ABD Türkiye'ye kendi yapmadığı işlerini yaptırmak istiyordu.
Peki şimdi ne oluyor? ABD kendi projesini mi hedef alıyor? Ortadoğu politikasını "havale ettiği"müttefikini böyle hırpalaması neden?
Hani çözüm süreci ABD planıydı?
Çözüm süreci için de "ABD'nin planı" diyorlardı...
Bu plan, ABD'nin yıllardır kurmaya çalıştığı bağımsız Kürdistan devletinin Erdoğan eliyle realize edilmesinden başka bir şey değildi...
Eğer öyleyse, nasıl oluyor da şimdi ABD bu planın önemli aktörlerinden biri olan Hakan Fidan'ı uluslararası bir kampanyayla yok etmeye çalışıyor? İsrail basını açıktan ölümle tehdit ediyor?
Neden kendi planının temel direğini çökertmeye çalışıyor?
Ayrıca, AK Parti iktidarının ordu içindeki darbeci mihraklarla mücadelesine de "Amerikan operasyonu" etiketi yapıştırmışlardı. Ergenekon, Balyoz ve bütün diğer darbe davalarını"ABD'nin anti emperyalist Türk ordusunu tasfiye planı" olarak niteleyenler de bunlardı.
Şimdi ne oldu peki? Her darbeden sonra ilk iş olarak radyoya ya da televizyona çıkıp "Nato'ya Cento'ya bağlıyız" diye teminat veren darbecileri kendi eliyle tasfiye etmekle kendi kuyusunu mu kazmış oldu ABD? Yanlış böbreği alan cerrahlar gibi dalgınlıkla yanlış tarafı mı tasfiye ettiler yoksa?
CIA ve MOSSAD, yıllardır askeriyenin kontrolü altındaki MİT'le gül gibi geçinip giderken, şu anda ne oldu da MİT Müsteşarı Fidan hedef tahtasına oturtuldu? Yeni Türkiye, eski Türkiye'den daha bağımlı olduğu, MİT yabancı istihbarat servislerinin oyuncağı olduğu için mi?
x x x
Her şerde bir hayır vardır derler ya; bu olayın hayırlı tarafı da bu oldu galiba... Amerikan derin devletinin AK Parti iktidarına karşı başlattığı kampanya, hesaplanamayan bir yan ürün olarak Ulusalcılar'ın akla ziyan saçmalıklarını da sildi süpürdü.
Geriye, onurlu ve özgüvenli duruşu ve uluslararası meselelerdeki bağımsızlıkçı tutumu tescil edilmiş bir AK Parti iktidarı tablosu kaldı.
Yazarlar
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları






































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.01.2016
8.02.2016
3.02.2016
31.12.2015
29.12.2015
27.12.2015
25.12.2015
22.12.2015
21.12.2015
18.12.2015