Güldalı COŞKUN
Etrafınızda; “Kürt, Ermeni, Alevi, Sünni diye insanları ayrıştırmak ve böyle şeyler yoktu; bunlar geldi milleti böldü” türünden ifadeleri, sizler de duyuyor olmalısınız. Bazen bir arkadaş toplantısında veya ortak bir mekânda bu cümleleri eğitimli kesimden duymuş olmanın şaşkınlığını da yaşıyorsunuzdur şüphesiz.
Antalya’da müşahid olarak bulunduğum bir seçim gününde, CHP’li sandık görevlisi,“Eskiden başörtüsü sorunu var mıydı; bizim analarımız, ninelerimiz, bağ-bahçede yazmalarını takıyordu, kim karışıyordu?!” diye sormuştu. Dayanamayıp“Kızları veya torunları, okumak isteyince sorun çıkmış olabilir” diye cevap verdiğimde; suratını asıp, “Sizin gibi bir cumhuriyet kadınına yakıştıramadım!” demişti. Hemen de, ikna olmuştum!
Anlaşılmayan şu ki; yok sayılmış hak ve kimliklerin dile getirilmesi ayrımcılık ya da insanları bölmek değildir. Rahatsızlık, yüzleşme korkusundan kaynaklanmakta. “Eskiden bunlar yoktu” demenin izahı, taleplerin dile gelmemesi ve susarak yokmuş gibi davranmanın nedeni ise, Kemalist rejimin hükümranlığı içindi. Halının altına süpürülen kirler misali, zahiri görüntüden rahatsız olunmuyordu. Ancak; artık ne mazlumların tâkatı kalmıştı ne de iletişim çağının dayattığı yeni konjönktürel dönem izin veriyordu, eski günlere. Yani sorunların en çok konuşulduğu, taleplerin en çok dile getirilebildiği bir dönemdeydik. Artık, demokrasi ve özgürlüklerden yana olanların tercihi de bunu doğru okuyanlar olacaktı.
Kim ne derse desin, bu değişimin on yıldan fazladır taşıyıcısı, hiç beklenmeyen çevreden, İslamcı-Mili Görüşçülerden, yani dışlanan, ötekileştirilen bir diğer kesimden geliyordu. Birikmiş, 100 yılı aşkın sorunlar, onca yılık zihin kodlarıyla mücadele ve aslında yerine yenisini koyacak somut-net bir modelin olmayışıyla ve el yordamıyla ilerlemek hiç kolay değildi. Hep bir kesimin iddia ettiği gibi bir gizli ajandaları yoktu. Şeriat beklentisi gerçek dışıydı.
İlk iktidara gelindiğinde AB hedefi konulmuş, müzakereler başlatılmış ve 17-18 başlıkta da ilerleme kaydedilmiş bir durum varken, yeni Anayasa çalışmalarında komisyon için hiç de mecbur olunmadığı halde, her partiden eşit üye talep edilirken, bu korkunun psikolojik olduğu aşikâr. Hangi uygulamalar bir Batı ülkesinden farklı olarak şeriati çağrıştırıyor, doğrusu merak ediyorum. Gerçi bu korku büyük oranda aşıldı; sadece müzmin din (özellikle İslam) karşıtlarında sürmekte.
İçinde bulunduğumuz dönemde, sıkça şikayet edilen bir diğer konu da “kutuplaştırıldık” konusu. Bu da öyle sanıldığı gibi eğitimsiz kitlenin fikri değil. Tam tersine, yine akademik çevreden tutun, bir çok meslek grubuna kadar bunu duyabilirsiniz.
Akademisyenlerin bildirisinden yola çıkarak, “kim aydın ve neden bizim aydınlarımız kendi ülkesi ve toplumuna bu kadar yabancı” diye çeşitli tartışmalar oldu. Bu, bugünün meselesi değil. 1700’lerin sonlarında II. Mahmut’un bazı gençleri eğitim için Fransa’ya göndermesiyle başlar, bizdeki aydının 200 küsur yıllık oryantalizm hikayesi. İşte kutuplaşma da o zamandan beri vardır. Çok mu kötü bu kutuplaşma; aslında hayır. Medeniyetlerin çıkışı, değişim-dönüşüm süreçleri hep kutuplaşmaların ürünüdür. Kutuplaşmanın (yöntemi bir kenara bırakarak) yararlı olduğunu bile söyleyebiliriz.
Osmanlı’da batılılaşma; meşrutiyet ilanları, tanzimat dönemi, bir çok farklı fikrin ortaya konulduğu ve tartışıldığı dönemlerdir. Batılılaşma fikrine tamamen karşı olanların dışında, bu fikirde olanlar dahi aralarında ikiye ayrılmış... Batıyı olduğu gibi taklit etme taraftarları ile yerel dokuyu koruyarak bazı iyi şeyleri alma tarafında olanlar...
O günlerde yararlı fikir tartışmaları olurmuş. Doğal işleyen bir süreç olabilme imkanını, I.Dünya Harbi sonunda Osmanlı’nın dağılması, İttihat ve Terakki tarafından başlatılan, şimdi şikayetçi olduğumuz tüm kutupların (fikirlerin) susturulmasıyla yitirmişiz.
Gerisi bildiğiniz gibi Cumhuriyetin ilanından, 1950’de (1946’yı saymıyorum; açık oy-gizli tasnif) çok partili sisteme geçinceye kadar milletçe adeta tıp oynadık. Kutuplardan dilini çıkaranın boynuna ilmik geçince, hep kurtulduk “kutuplaşmaktan”. ‘Menderes’in idamına sevinen bir CHP’li komşu, idamın ertesinde adadığı tavuğu kesince, “ötekilerden”olan ailem, sessizce ağlamışlardı’ diye anlatmıştı bir dostum. Sonraki yıllarda da tehlikeli görülen her kutup, darbelerle susturulunca, (darbe öncesi, birbirini öldüren üniversite gençliğini saymazsak) çok haklısınız ki(!) şimdilerde olduğu gibi hiç kutuplaşmamıştık!
Bir liderin kişilik özellikleri, konuşması ses tonu ve hatta otoriter bir kişilikte olması dahi, sizin sandığınız gibi bir kutuplaşma nedeni değil. Bir siyasetçinin tarzını eleştirebilirsiniz ama asıl gerçeği kaçırmamak gerekiyor. Yaşadığımız şey; 100 yıllık suskunluğun, ilk kez ara verilmeden üst perdeden bozulmuş olması. Suskun kutuplardan birinin liderinin hedefe konup, günah keçisi ilan edilmesi de bu yüzden. Evet; geren ve zorlu bir süreç ama tek kutuplu sahte mutluluktan çok daha iyi olduğunu, her birimizin ait olduğu kutuplardan ortak bir değer yarattığımızda anlayacağız.
Toplumların ergenlik dönemi de kolay geçmiyor zira!
Yazarlar
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
24.06.2018
3.02.2018
27.05.2018
21.05.2018
14.05.2018
29.04.2018
23.04.2018
15.04.2018
9.02.2018
2.02.2018