Güldalı COŞKUN
Selahattin Demirtaş, 6-8 Ekim Kobani olaylarının bir benzerinin daha olabilme ihtimalini umursamadan, halkı Sur’a yürümeye çağırdı. Orada kaos, kargaşa, birkaç ölüm de olursa, onlar için harika olacaktı. Fakat beklenen olmadı ve çok az kişi bu eylemlere katıldı. Kürtler adına bu oldukça iyi bir gelişme. Çünkü, PKK bölgede alternatife izin vermediği gibi, halkın geçmiş acıların ve travmalarını nasıl kullanacağını çok iyi biliyor.
Devletin kötü geçmişi, insanların denize düşen misali yılana sarılmasına neden oluyor. AK Parti Hükümetlerine kadar bölge birçok bakımdan ihmal edilmiş, red ve inkâr politikaları sürmüş ve özellikle 90-94 arası yaşatılan vahşet, Kürtlerin hafızasına, kazınması zor bir şekilde yerleşmişti. Bunu değiştirmek için, çaba gösteren yeni bir devlet anlayışı da, kadim sorundan yararlananlarca baltalanmaya çalışıldı/çalışılıyor.
Terör örgütlerinin varlık nedeni ortadan kalkarsa, mafyalaşmış bir düzen kurmuş, çeşitli gelirleri ve küçük bir ülke gibi bütçesi olan örgütler ve bundan yararlanan rantçılar için, yolun sonu demektir. O halde, paradoks gibi görülse de, ülkemizde, çözüm ve barışın olmasına ilk karşı çıkan PKK ve türevleridir. Aslında bir paradoks da yoktur. Zira PKK, tarihi boyunca derin yapılarla ilişkide olmuş ve birlikte oluşturdukları bu ölüm pazarından kazanç sağlamışlardı.
Şimdi de değişen bir şey yok! Türkiye’deki statükocularla işbirliği yaparak ve her fırsatta CHP ve orduya dostluk mesajları atmakta bir beis görmeyen PKK/HDP temsilcileri, bir varolma savaşı veriyorlar. Meselenin Kürtlükle uzaktan yakından bir alakası olmadığını, bölge halkı da bu son yaşananlarla ve artık hiçbir çağrılarına olumlu yanıt vermeyerek anladığını gösteriyor.
Peki, neden ısrarla Demirtaş ve avanesi bunu göremiyor ve tipik CHP tavrını sergiliyor? CHP’nin çarşaf açılımı gibi “Cuma Namazı açılımları” yapıyor? Yapıyor da ne oluyor; “katliamcı-katil” dediğin Başbakan, Cuma namazını Silopi’de kılmaya gidince bütün oyunları bozuluyor.
CHP’de hâla neden çarşaf açılımına rağmen oylarının artmadığını anlayamıyor, Kürt CHP’si HDP de anlamadı ve asla anlamayacak. Çünkü, sahtelik sıradan insanların en iyi hissettiği kokudur. Ancak gençleri ve çocukları, onların deli kanlarını istismar ederek show ve sloganlarla kandırabilirler ki, bu konuda cidden marifetliler.
Geçen haftaki yazımda Dicle Üniversitesi’nden bir akademisyenin bu son olaylarla ilgili saha çalışmasından bahsedip, çalışmadan edindiğim izlenimde bölgedeki genç nüfusun diline uygun bir yöntem seçilerek, algı politikası izlendiğini belirtmiştim. Sosyal medya, yazılı ve görsel medyada örgütün oldukça etkili olduğunu, son derece profesyonelce çalışma ve sunumlarla, bırakın gençleri zaman zaman PKK zulmünden muzdarip insanları dahi etkilediğini görünce hafızadaki kötü geçmişin bunda tesirli olduğunu düşünüyorum. “Kobani düştü, düşecek” cümlesinin, defalarca açıklanmasına rağmen Şubat ayında bu çalışmayı yapan Mehmet Bey’in yine karşısına çıktığını görüyoruz. Bu da, slogan ve kısa cümlelerle fazla düşünmeden, gerisini araştırmadan, kendisine her anlatılanı kabul eden bir biat kültürünün, ülke genelinde olduğu gibi Kürt gençleri de kapsadığına bir örnek. Bölgedeki akil adamlardan biri bunu Erdoğan’a ilettiğinde, Erdoğan’ın yüzündeki şaşkınlık ifadesini anlatmıştı. O halde, oradaki genç kitleyi ve insanların geçmiş acılarını hesaba katarak çok daha dikkatli ve cımbızcılara fırsat vermeyen ifadeler seçilmeli.
PKK’nın en çok korktuğu şey, bölge halkının devlete yaklaşması ve ona güven duyması. Dolayısıyla, şu çatışma ortamında dahi devlet açılımlarını sürdürmeli ve muhatap olarak da halkı görmeli.
Çatışmaların gittikçe uzaması, sorunun derinleşmesine neden olacaktır; ancak bunu söylerken, silahlı insanların teslim olmasını da eklemek gerekiyor. Zira, çatışmanın nedeni onlar. Aksi halde, kimse devletin yanında yer almaz. PKK/HDP, kandırdıkları yoksul çocukları, ölüme yollarken, örgüte girdiğine pişman olmuş ve teslim olan gençlere infaz emri verilirken ve muhtemelen PKK tarafından işlenmiş birçok cinayetin devlet üzerine atılması ve inandırıcılığının olmasının konforuyla istismarda sınır tanımıyor.
Yine de en büyük görev devlete düşüyor. Bölge halkının yaraları bir an önce sarılırken, duygusal kopuşun yaşanmaması için iletişimin doğru kanallarla ve etkili bir biçimde yapılması, bir taraftan da bölgenin diğer parti, STK ve akil adamlarıyla diyaloglar sürdürülmesi elzemdir.
Yazıya Dr. Mehmet Yanmış’ın çalışmasındaki bir katılımcının ifadesini de eklemek istiyorum.
“Halkı baskı altına alarak, korkutarak kendisine destek sağlamaya çalışmak, karşı gelenleri infaz etmek, zor durumda kalan halka yardım yapılmasını engellemek, yardım yapanları tehdit etmek, infazlarını ve tüm suçlarını devletin üzerine atmak şeklindeki eylemleriyle YDG-H tam da 90’lı yıllardaki devletin uygulamalarıyla örtüşüyor (Azad, 41). “
Devlete dava açılabilir, bu zorludur, yorucudur; PKK içinse imkan dışıdır. Kürtler, asıl özgürleşmeyi, suyun akışını yokuşa süren PKK’ya hesap sorduklarında başaracaklardır.
Yazarlar
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları








































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
24.06.2018
3.02.2018
27.05.2018
21.05.2018
14.05.2018
29.04.2018
23.04.2018
15.04.2018
9.02.2018
2.02.2018