Güldalı COŞKUN
Geçenlerde, bir ankette referanduma sunulan maddeleri okuma oranının, Evet oyunu tercih edenlerde daha yüksek olduğunu yazmıştım. Her iki kesimde de maddeleri okuma oranının yüzde 100 çıkması zaten mümkün değil. Çünkü, sunulanın ne olduğu değil, kim(ler) tarafından sunulduğuna bakılarak davranan parti tabanları var.
Seçimlerde belirleyici olanlar da bu tabanların dışında kalan kitlelerdir. Dolayısıyla hedef kitledirler ve sunum yapılırken onların talepleri gözardı edilemez. Bu da daha geniş düşünmeyi, farklılıklara saygı duymayı ve daha kapsayıcı olmayı gerektirir. Siyasi partilerin gittikçe büyümesi ya da küçülüp marjinalleşmesi, bu yaklaşıma karşı aldıkları mesafeyle ilgilidir.
Bir referanduma gidiyoruz. Bir parti seçimi değil. Bir rejim değişikliği hiç değil. Sadece sistemsel bir değişiklik. Yıllardır, birçok siyasetçinin söylediği gibi sistemin tıkanıklığının ve ürettiği sorunların, gerçekten hizmet üretmek isteyen için büyük bir engel olduğu âşikar.
Sistemden memnun olan ise daima kendisini ‘çağdaş ve ilerici' gösteren, değişimi asla benimsemeyen, hatta sistemin sorunu var mı yok mu bunu bile dert edinmeyen bir püsküllü muhalefetimiz var. Muhalefet diyorsak, halkın çoğunluğunun oyunu alamadığı için muhalefet. Ancak, ideolojisi ve ürettiği bürokratik oligarşisiyle daima iktidar olan muhalefet, yani malumunuz CHP.
Sadece “Hayır” diyor CHP. Daima “hayır” diyor. Halkın partisi güya ama halkın sorunları hiç ilgisini çekmiyor. İşte böyle talihsiz bir muhalefetle, zaman zaman yaptıklarını değiştirerek, kendisine muhalefet etmek zorunda kalan bir iktidar partimiz var.
Şu sistem değişikliği, aslında AK Parti'nin kendisine muhalefetten başka bir şey değil. Aldığı oy oranları ortada. Araştırmalar da en az 2 dönem daha halkın kendisini tercih edeceğini gösterirken, bu sistem değişikliğine gitmek de ne oluyor şimdi diyebiliriz, değil mi?
O halde, bu değişikliği elzem gören ve 15 yıldır sistemin sıkıntılarıyla boğuşan bu iktidar partisine bir kulak vermek gerekmez mi! Nihayet sistemler bir araçtır. Değiştirilmesi, tabu ya da imkansız değildir. Önemli bir değişikliktir ve hep birlikte karar vermeliyiz. Sonuçta partilerüstü bir durumdur. İlerde hangi parti iktidara gelirse, daha kolay hizmet edebilmenin yolu açılmalıdır.
İdeolojik kaprislerle, insanı güldürecek komik argümanlarla, yapılmak istenileni tartışmak yerine show yapmak da kime ne fayda getirecek? Muhalefet ve Hayır cephesi, öyle saçma şeyler söylüyor ki, iktidar kanadı cevap verirken gülmemek için çaba harcıyor.
Lokantalar kapatılıyor, muhtarlıklar kapatılıyor, iş yerlerine kilit vuruluyor, 24 saatte ülke ele geçiriliyor vs. vs. vs….. “Allah'ım neydi günahım!” dedirten, bir zeka ile karşı karşıyayız.
Kimden bahsediyor, zaten 15 yıldır iktidarda olan Hükümetten. Eleştirmek için bile bir kalite olmalı değil mi! Kapı kapı dolaşıp, “bunlar sizin başınızı örtecek, padişahlığı geri getirecekler, asacaklar-kesecekler!..” Dedim ya, insanın eleştirmesi için de bir kalite şart!
Bu hafta bana en çarpıcı gelen, petshopu olan orta yaşlı bir hanımın, intiharı bile düşünecek kadar korkutulmasıydı. Ona gelip demişler ki; “Tayyip, meydanlarda hepiniz kapanacaksınız dedi!” Şimdi, bunu söyleyeni geçtim, peki bir zahmet edip, demiş mi diye araştırmayana mı kızalım, yoksa bunu yayanlara mı?
Hadi gelin yüzyılın günah keçisine kızalım! Ey Erdoğan, kapsayıcı ol biraz ve günde 3 öğün “sizi kapatmayacağız” de! Şaka gibi her şey. İnsanın uyanıp da düş olmasını istediği şeylerden.
Bu muhalefetten şikâyetçi olan bir grup Hayırcı da var. Çok da haklı olarak, bunun tartışmayı perdelediğini söylüyorlar. Onların da argümanları, “tek adam” dolaylarında geziniyor. Kimisi, maddelerdeki detaylara girerek bu tezini güçlendirmeye çalışıyor. İşte bu en azından karşılıklı tartışmayı getiriyor. Yürütme, yasama ve yargının tek elde toplanmasının sakıncalarını anlatıyorlar.
Haklılar, tek elde toplanmasını kimse savunamaz. Ancak getirilen tasarıda mevcut durumdan daha fazla güçler ayrılığı olduğunu görmemek için paradoksal biçimde mevcut durumdaki parlamento çoğunluğunu ölçü alıyorlar. Yani kafalarında hep Erdoğan ve AK Parti figürü esas alınıyor.
Cumhurbaşkanı seçimle iş başına geliyorsa neden bu illa ki çoğunluk partisinden kabul ediliyor? Kaldı ki, partili olma zorunluluğu değil, partisiz de olabilir deniyorken neden illa aynı parti ve başkanının seçilebileceği düşünülüyor? Mevcut sistemin ürettiği parti lideri kültü, yasama ve yürütmenin aynı elde olması gibi sorunları, neden henüz uygulamasını bile görmediğimiz bir sisteme yüklüyoruz?
Demokrasi demek, hayatı zorlaştırmak mı ki, maddeleri didiklerken uyumdan çok uyumsuzluğu, birlikte çalışmaktan çok çatışmayı öne çıkaran fikirler üretiliyor? Yani, iş verdiğimiz adamlar demokrasi adına varsın didişsinler çalışmak yerine!
Bakın biz çok demokratız, yiyoruz birbirimizi! Bu mu yani ideal olan!
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
24.06.2018
3.02.2018
27.05.2018
21.05.2018
14.05.2018
29.04.2018
23.04.2018
15.04.2018
9.02.2018
2.02.2018