Halil BERKTAY
[10.6.2019] Evet, asıl tarihsel, birincil anlamıyla cadı avları, dünyanın Batı-dışı bölgelerinde 18. yüzyıldan sonra da devam etti, ediyor (bkz Ruhumuzdaki şeytan (3) hangi Avrupa-merkezcilik?). Ama artık ön planda değil. 20. yüzyılda yerini, gene Batı bağlamında türeyen ikincil fakat daha büyük bir anlam aldı.
İkinci Dünya Savaşı öncesinde, bir tarafta Nazizm ve diğer tarafta Stalinizm yükseldi; İkinci Dünya Savaşı sonrasında ise bu sefer ABD ile Sovyetler Birliği karşılıklı mevzilendi. Bu kutuplaşmalar, büyük ideolojik dâvâlar uğruna hukukun ayaklar altına alındığı, insanların üzerinde tepinildiği, bireylerin çiğnendiği ve tükürüldüğü fanatizm dalgalarıyla elele gitti. Totaliter rejimlerin merkezindeki liderler, (gerçek veya hayalî) rakipleriyle bambaşka bir amansızlıkla hesaplaşır oldu. Gazetelerde tek-yanlı suçlama ve karalama kampanyaları açıldı. Sanıklar özel mahkeme ve komisyonlarca, bunaltıcı biçimde sorgulandı. Faşist ve Komünist rejimlerde vahşi işkencelere de uğratıldı. Sonra görülen duruşmalarında, gene işkence tehdidi altında susta durduruldu; abuk subuk, en ufak inandırıcılığı olmayan itiraflara zorlandı. 1930’larda Almanya ve Rusya’da; 1940’ların sonları ve 50’lerin başlarında Doğu Avrupa’da, birçoğu idam edildi. Gene 1950’lerin başlarındaki Amerika’da işlerini kaybetti; toplumun marjlarına, alacakaranlığa, müstear isimlerle çalışmaya itildi veya çareyi Atlantik ötesine, Soğuk Savaşa karşın o kadar çıldırmayan İngiltere’ye kaçıp sığınmakta buldu.
Cadı avı deyimi işte bu çerçevede güncellendi. Mecazî bir kullanıma kavuştu. Her türlü muhalefeti veya muhalefet olasılığını ezip geçmek amacıyla, kitlesel isteri nöbetleri ve ahlâkî çöküş yaratmaya yönelik propaganda kampanyaları eşliğinde gerçekleştirilen seferberlikleri anlatır oldu.
Ne acıdır ki Türkiye tarihin bu karanlık mecrasında bir bakıma başı çekti. Gerçi Sovyetlerde gizli polis (ÇEKA 1917-22, sonra OGPU 1922-34, sonra NKVD 1934-46) terörü çoktan alıp yürümüştü. Ama sathın altındaydı. Büyük göstermelik mahkemeler henüz başlamamıştı. “Devrimci diktatörlük” adına “karşı-devrimci”lere alenen neler yapılabileceğini, önce 1925-27 arasının İstiklâl Mahkemeleri sergiledi. Şeyh Sait isyanının ve İzmir Suikastinin gölgesinde, her türlü muhalefet terörize edildi ve Tek Parti iktidarının (bırakın ideo-politik boyutlarını) öncelikle psikolojik temelleri atıldı.
Stalin’in kendi rakiplerine karşı cadı avı, 1936-38 arasının Moskova Duruşmaları ile doruğuna ulaştı. 1929’da patlak veren Büyük Bunalımın sadece kapitalist Batı dünyasını etkilediği, Sovyetler Birliği’nin ise bu sırada sosyalist planlama sayesinde dinamik bir gelişmeyi sürdürdüğü, bir zamanlar Solda inandığımız efsanelerdendir. Gerçekte ise aşırı hızlı sanayileşme ve tarımın zorla kollektifleştirilmesi, 1928-33 arasında kendi krizini yaratmış, geniş işçi ve köylü kitlelerine büyük zarar vermişti. Stalin’in Büyük Tasfiye hareketi, buradan, bu korkudan -- sosyalizmin geri dönülmez zaferinden değil, bu koşullarda yeni bir muhalefetin yükselebileceği korkusundan kaynaklandı. (a) 1936’daki Troçkist-Zinovyevci Terör Merkezi (veya Zinovyev-Kamenev veya Onaltılar) Dâvâsı; (b) 1937’deki Sovyet Aleyhtarı Troçkist Merkez (veya Pyatakov-Radek) Dâvâsı; (c) 1938’deki Sovyet Aleyhtarı Sağcılar ve Troçkistler Bloku (veya Buharin-Rykov veya Yirmi Birler) Dâvâsı ile, bütün Eski Bolşevikler (başka bir deyişle, tanınan liderler nesli) tasfiye edildi ve renksiz aparatçiklerin kumanda ettiği yeni bir parti yaratıldı.
1949-54 arasında Amerika, global ölçekte Soğuk Savaş, Avrupa’nın bölünmüşlüğü ve Uzak Asya’da Kore Savaşı koşullarında, Wisconsin eyaletinin Cumhuriyetçi senatörü Joseph McCarthy’nin başlattığı yeni bir Kızıl Korku dalgasıyla sarsıldı. Mc Carthy’nin 1950 Şubat’ında yaptığı bir konuşmada elindeki bir kâğıdı sallayarak (mealen) “burada Dışişleri Bakanlığı’nda çalışan 205 Komünistin isimleri var” dediğini, bugün Türkiye’de pek kimse bilmez, hatırlamaz (oysa 31 Mart yerel seçimleri sürecinde, Millet İttifakı içindeki sözümona “PKK’lılar” hakkında iktidar medyasında yazılanlar, siyasî literatüre McCarthycilik diye geçen asılsız suçlama ve dezenformasyon biçiminin tipik bir örneğini oluşturuyordu). Ne kadar sahte de olsa, bu yöntemlerle büyük bir yaygara kopartıldı; yüzlerce kişi Komünist veya Komünist sempatizanı olmakla suçlandı; başta Temsilciler Meclisi’nin Amerikan Aleyhtarı Faaliyetler Komitesi (HUAC) olmak üzere, gerek devlet dairelerinde ve gerekse özel sektörde kurulan tuhaf panellerin önüne çıkarıldı; kamu görevlileri, sendikacılar ve üniversite mensupları öncelikle hedef alındı; (bugünlerde Yıldıray Oğur’un sürekli teşhir ettiği türden) arkadaşlık, müzaheret, irtibat ve iltisak iddialarının yeterli delil sayıldığı süreçlerle insanların hayatı karartıldı, kariyerleri yerle bir edildi.
Demokrat Parti iktidarının ilk yıllarındaki 1951-52 TKP tevkifatı, McCarthyciliğin Türkiye’deki izdüşümünü oluşturdu.
Hemen aynı yıllarda, McCarthyciliğin muadili Doğu Avrupa’da yaşandı. Gene Soğuk Savaşın başlarıydı; ayrıca Yugoslavya’da Tito bağımsızlığını ilân etmişti ve Stalin artık her yerde potansiyel Titolar görüyordu. Bu çerçevede, Sovyet ordusunun 1944-45’te Nazizmden kurtardığı ve aynı anda başka bir imparatorluk adına işgal ettiği bir dizi “halk demokrasisi,”,yeni Komünist yönetimleri tamamen kendi kontrolüne almak isteyen Moskova’nın emrettiği yeni terör mahkemelerine hedef oldu. İçten içe “milliyetçi” olabileceğinden (yani her durumda yüzde yüz söz dinlemeyebileceğinden) kuşku duyulan bir dizi lider, olabilecek bütün dış düşmanlarla işbirliği, yıkıcılık, casusluk, karşı-devrimcilik, Titoculara hizmet veya emperyalizme hizmet gibi grotesk iddialara maruz bırakıldı.
Macaristan’da Laszlo Rajk, komünist iktidarın mimarlarındandı. Gizli polisin (AVH) kurucusu ve içişleri bakanıydı. Ancak Matyas Rakosi’nin fazla gözüne battı. 30 Mayıs 1949’da düzmece suçlamalarla tutuklandı. Partinin gözbebeğiyken, bir gecede “Titocu casus”a ve Batı emperyalizmin kapitalizmi geri getirmeyi amaçlayan “tasmalı köpeği”ne dönüşüverdi. Hapiste işkence gördü ve iddiaları kabul ederse beraat edeceği sözü verildi. 16-24 Eylül 1949’da yargılandı. İstendiği gibi “itiraf” etti ama savcılık sözünde durmadı; suçların vahameti karşısında ibret olsun diye Rajk ve yedi arkadaşı hakkında en ağır cezayı istemek zorunda olduğunun altını çizdi. Laszlo Rajk 15 Ekim 1949’da idam edildi.
Bulgaristan Komünist Partisi’nin Dimitrov ve Kolarov ile birlikte en önemli üç isminden biri olan Trayko Kostov, parti genel sekreterliği ve başbakanlık görevlerinden ansızın alaşağı edildi. Hakkındaki asılsız iddialar, öncelikle Vasil Kolarov, sonra (bir zamanlar Türk solunda pek beğenilen, sipariş üzerine hakkında Dimitrov Geçiyor diye epik kitaplar dahi kaleme alınan) Georgi Dimitrov tarafından dillendirildi. Kostov on arkadaşıyla birlikte 7-14 Aralık 1949 tarihleri arasında Sofya’da yargılandı ve iki gün sonra idam edildi.
Çekoslovakya’da Klement Gottwald ile Rudolf Slansky birbirlerini kollarken, atik davranan Gottwald oldu. Bir kere daha Titoculuk iddiaları öne çıktı. Slansky ve 13 arkadaşı “Troçkist-Siyonist-Titocu-burjuva-milliyetçi-hainler” diye yaftalanıp Kasım 1952’de yargılandı. Yukarıdaki başlık resminde, duruşması sırasında iki gardiyanı arasında sıkıştırılmış vaziyette gördüğünüz Slansky dahil on biri 3 Aralık 1952’de asıldı. Geriye mezarları dahi bırakılmadı. Külleri yol yapımında kullanıldı. Diğer üçü müebbet hapse mahkûm edildi.
* * *
Bu pis, tiksinti verici tarih hakkında son iki not: (1) Macaristan’daki Rajk dâvâsının hazırlık safhasında tutuklanıp, Stalin’in gönderdiği NKVD/KGB sorgu uzmanlarının elinde işkence görenler arasında, Janos Kadar diye biri de vardı. Her nasılsa sıyırdı. 1956’da ilk başta o da muhalif ve reform yanlısıydı. Macar ayaklanmasının seyri içinde, havayı koklayıp duruma göre saf değiştirdi. Sovyet tankları ayaklanmayı ezdi. Imre Nagy sığındığı Yugoslav elçiliğinden sahte vaatlerle çıkarıldı ve derhal tutuklanıp Sovyetler Birliği’ne kaçırıldı. Geri getirildi ve gizlice yargılanıp gizlice idam edildi. “Karşı-devrim” bu suretle ezilirken, partiyi ve hükümeti Imre Nagy’nin eski ve yakın arkadaşı Kadar devraldı. 32 yıl başta kaldı. Komünizmin nihaî çöküşünden hemen önce, 1988’de emekli oldu ve 1989’da vefat etti.
(2) İlginçtir; Çekoslovakya’da Slansky dâvâsının hazırlık safhasında tutuklanıp işkence görenler arasında da, bu sefer Gustav Husak diye biri vardı. O da her nasılsa sıyırdı. 1968’de Çekoslovakya’da parti içinden bir demokratikleşme hareketi başgösterdi. Aleksandr Dubcek “güleryüzlü sosyalizm” (socialism with a human face) çizgisini belirledi. O da Sovyetlerin başını çektiği (ve sadece Romanya’nın katılmadığı) bir Varşova Paktı müdahalesiyle devrildi. Yerine Husak geçti. Kadar gibi o da çok uzun süre başta kaldı. 1969-87 arasında 18 yıl boyunca partiyi ve devleti yönetti. Komünizmin çöküşünü gördü (oh olsun, iyi ki gördü). 1991’de vefat etti.
Sovyetlerde Leonid Brezhnev’in 18 yıl süren liderliğiyle birlikte, Macaristan’da Kadar ve Çekoslovakya’da Husak da bir zamanlar sosyalizmin giderek donuklaşması, taşlaşması ve çöküş sürecine girmesinin alabildiğine renksiz, katı, bürokratik çehreleriydi. Survivortelevizyon dizileri de ne ki? Bunlardı asıl “hayatta kalma” artistleri. İşe bakın ki, bizzat yaşadıkları tutuklanma, düzmece iddialarla suçlanma ve işkence tecrübeleri sayesinde rejimin gerçekliğini içeriden, olabilecek en mahrem biçimde tanıdıkları halde, yeri geldiğinde ve fırsat bulduklarında o rejimin başına geçmiş ve olduğu gibi sürdürmüşlerdi.
Patika ve paradigm bağımlılığının; tersten söylersek, o parti ve iktidar yapısı dışında bir hayat tanımamanın, bundan güçlü ve bundan acı örneği olabilir mi?
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURRojbaş İmamoğlu, geçmiş olsun Evre ve yeni YAE’cilere dostane uyarılar… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Azerbaycan Turan yolu’ 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciDemokrasi işgal edilirse… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKomisyon'un çimentosu Bahçeli 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktanİktidar, Bahçeli’nin hukuk uyarılarını dikkate almalı 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur Akgün8 Ağustos mutabakatı… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrtadoğu’nun ‘Yeni Dönemi’ 9.12.2021 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENİsrail’in sonu gelmez işgalciliği 15.05.2021 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.03.2025
8.03.2025
8.03.2025
6.03.2025
10.02.2025
29.01.2025
25.01.2025
16.01.2025
24.12.2024
20.11.2024