Hasan Bülent KAHRAMAN
Basının aklı başında yazarları, son günlerde birbiri ardınca yazılar yayınlayarak şu son "savaşta" Camianın değil AK Parti'nin yanında olduklarını belirttiler. Gerekçelerini de gayet net açıkladılar. Gizli, belirsiz bir örgüte, bir paralel devlete karşılık açık, siyasal iradeyle iş başına gelmiş, meşru ve demokratik zeminde oluşmuş hükümeti desteklemek daha akıl kârıdır dediler.
Konu bir ikilem noktasında düğümlendiği andan itibaren bu görüşe eklenecek hiçbir şey yok. Çünkü açığa çıkan husus, ortada bir ikinci gücün olduğu ve bu gücün de hükümetle çekiştiği.
İş, sadece dershaneler seviyesinde ve ölçeğinde kalsaydı belki başka yorumlar gelebilirdi.
Ama polis, ama yargı, ama yüksek yargı söz konusu olduğunda başka nasıl bir değerlendirme yapılabilir ki?..
***
Gerçek bu olunca, bırakın yapılan bu yorumun haklılığını, o yoruma kaynak oluşturan "durum"dan ürkmemek elde değil. Ortada bir çatışma var ve bu çatışma devletin silahlı bir birimini söz konusu ediyor, yani polisi. Bu tür zıtlaşmalarda en çok korkulan, kaçınılan husus budur; yani devletin bir silahlı biriminin meşru devlet otoritesinin, onlara emir verecek, onları "kullanacak" yani sevk ve idare edecek merkezi otoritenin kontrolünden çıkmasıdır, modern devletin sonunu en hızlı biçimde getiren yol. Bunun ucunun nerelere varacağı, ne sonuçlar doğuracağı bellidir ama ne siz sorun ne ben söyleyeyim.
Ve tam da böyle bir gelişmenin yaşandığını biliyoruz.
Savcının tutuklama emrine polis riayet etmedi. Jandarma da kendi yetki sahasında olmadığını söyleyerek uygulamadı aynı talimatı.
Bu, merkezi kamu otoritesinin yaşadığı çok ciddi bir krizdir ve derhal aşılması şarttır. Mevcut koşulların yarın daha vahim bunalımlar doğurmayacağının da hiçbir garantisi bulunmuyor.
Hiçbir meşru iktidar böylesi bir halin içinde bulunmayı istemez ve bu şartları kabul etmez.
Bundan sonrasını da bu tespitten itibaren okumak lazım.
Onların ne olacağını da bir tek noktaya teksif olarak belirteyim: ben, aradaki "mekik diplomasisi"ni seziyorum, arabulucuların heyecanını, telaşını ve tedirginliğini görüyorum, ateşin söndürülmesi için insanların kova kova su taşıdıklarının farkında olmamak mümkün değil, karşılıklı açıklamalar bunu apaydınlık gösteriyor ama öyle sanıyorum ki, başlayan kavga devam edecektir.
Bir an önce bitmesini kim istemez?
Türkiye'nin yakın tarihinde eşi menendi görülmemiş, ancak yeraltı siyasal örgütlenmelerde karşılaşılan parçalanmalara benzeyen bir gerilim ve çatışma cereyan ediyor. Kim ister bunun daha fazla devamını ama şu yukarıda yazdığım olumsuz şart ortada oldukça ve hâkim oldukça savaş sürecektir. Hatta bir adım daha ileriye gideyim. Bitti gibi görünse de sürecektir. İktidar öne sürdüğü görüşlerde kendisini doğru ve haklı saydıkça bugünkü kuşatılmışlık hissinden kesin olarak kurtulduğunu hissettiği noktaya kadar direnecek, uzanacak ve belli ki, mücadele edecektir. Polis kadrolarının değiştirilmesi, yargının bugünkü yapısından uzaklaşması, bu savaşın "muharebeleri" olarak cereyan edecek.
***
Bunlara söylenecek bir şey yok. Ama bunları yaparken hükümetin meşruiyet ve demokrasi çizgisinden uzaklaşmaması şart. Hükümet bugün destekleniyorsa meşruiyet ve demokrasi bağlamında destekleniyor.
Onun da bu iki hususu sonuna kadar kollaması şart. Yoksa belli bir kadrolaşmayı aşacağım derken yasama gibi yürütmenin parlamentodan bile daha önemli ve güçlü denetleyicisi olan yargının elini kolunu bağlaması akla bile getirilmeyecek kadar korkutucu bir tutum olur. Aynı şekilde yargı bağımsızlığının merkezi otoritenin denetimi altına alınıp yok edilmesi hiçbir demokratik prensiple açıklanamayacak bir vahim tutum olur. Hele bizzat kendisinin getirdiği bir referandumun içini bu yoldan boşaltması hiç kabul edilemez.
Türkiye demokrasi özürlüsü bir toplumdur. Daha önce de belirttim. Bugüne kadar demokrasinin tartışılmayan ilkelerini benimseyerek daha ilerisini aramış bir toplum değiliz. Neredeyse "olmayan bir demokrasi" içinde bazı demokratik cepler oluşturduk bugüne kadar.
Yapabildiğimiz bu. Şimdi hiç değilse onları da harcamamalı.
Her savaş gibi bu da korkunç!
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- ‘Radikal şıklar’, Kürtler ve Sırrı Süreyya ‘gerçeği’
13.05.2025 - Şark kültürü ve Sırrı Süreyya Önder: Küçük bir değini
5.05.2025 - ‘Demokrasi sosyal’ ve ‘ilk insan’
6.03.2025 - Avrupa, Avrupa’ya düşman
26.02.2025 - Muhalefetsiz toplum üstüne düşünceler ya da muhalefetin boğduğu muhalefet*
13.02.2025 - CHP’de sosyal demokratik bir dönüşümün zorunlulukları ve olanakları
6.01.2025 - Trump’a bakıp Türkiye’yi görmek
18.11.2024 - Türkiye’nin 100 yıllık Cumhuriyeti: ikili yapının esrarı...
31.10.2024 - Açık Radyo’nun kesilen sözü
23.10.2024 - Hayal ufkunun beyaz yelkenlisi: Yeni merkez sağ parti
8.10.2024
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
Ro$ev sîtav
Pol Pot hakinda verdiginiz bilgiler yanli$. çocuklarin anne-babalarini öldürmesi olayi da, tipki insan kafalarini üstüste koyup ba$ka bir bölgede çekilen resmi, Pol Pota mal etmek gibi bir degerlendirme.. Bu degerlendirmelerin hepsi de, yanli$ kaynaklardir.. özelikle de bati ve sosyalist kaynaklardir.. önerim ; "Sava$an Kamboçya" kitabi okunursa, belki biraz dogru bilgiye ula$mi$ olursunuz..