Hasan Bülent KAHRAMAN
Kırk yaşında bir genç adam sadece Yunanistan'ı silip süpürmedi, AB denen ve ne olduğu artık büsbütün anlaşılmayan o garip varlığı da belli ki epey sarstı. Bu konularla ilgili herkes bundan sonra AB-Yunanistan ilişkilerinin ne olacağını konuşuyor. Dünyayı, Batı bloğunu, kapitalizmin merkezlerini, AB ofislerini, borsaları bir telaş sardı. Ve pazartesiden beri dünya medyasında izlediğim o telaş, bana çok ilginç, hatta şaşırtıcı bazı ilişkiler kurdurdu.
AB'yi sarsan ikinci kişi Erdoğan diye düşündüm. Kuşkusuz, İngiltere'nin kuşkuları var, Euro'ya geçmeyen diğer bazı ülkeler var ama birliğe sonradan katılan ve boynunu her türden satırın altına çaresizlikle uzatan ufak tefek Avrupa ülkeleriyle onlar bir değil.
İşte pazar günü yaptığı açıklamada, 'biz de AB'yi test ediyoruz ve kapısına gitmeyiz' dediErdoğan. Politik olarak doğruduryanlıştır o ayrı mesele ama Erdoğan'ın AB'yi sıkıştıran ikinci isim olduğu açık. Tsipras içeriden bunaltıyorsa AB'yi, Erdoğan dışarıdan bunaltıyor. (Bu arada ben AB yanlısı olduğumu hemen belirteyim.)
Yunanistan-Türkiye arasındaki bu ilginç benzerlik sadece AB bağlamında ortaya çıkmıyor.Syriza'nın pazar günkü başarısı 2002'de Ak Parti'nin Türkiye başarısına tıpatıp benziyor. İyice sıkışmış, yolsuzluk, kötü yönetim, birkaç düzeyli kriz batağına saplanmış, tüm bu çıkmazların yükünü halkın sırtına vurmuş Yunanistan siyaset sınıfı silindi gitti. Syriza, neredeyse oyuncak haline getirilmiş, siyaset yapıyoruz diye adeta oyun oynanan bir halkın isyanıdır. Kabul edelim burada öne çıkan radikalizmidir.
Ama bu radikalizmin soldan arındırılması, soyutlanması doğru değil, tepeden tırnağa yanlış olur. Aksine o radikalizmi hazırlayan iddiaların tamamı sol bir dünya görüşününiçinden derlenmiştir. Bu göz ardı edilemez. Yoksulların öncelikli oluşu, zenginden alıp yoksula verme önerisi, Yunan borçlarının AB'ye ödenmemesi... Tüm bu argümanlar düpedüz sol bir anlayışın uzantısıdır. Yani, sol olmasaydı radikal olmazdı Syriza.
Şimdi Avrupa bu sarsıntıyı yaşıyor. Unutulmuş, artık aşılmış kabul edilen iddialar ansızın denecek kadar kısa bir sürede ortaya saçıldı ve kendisine taraftar buldu. Şimdi, Syriza bütün bu iddialarını hayata geçirecek kadar sistemli bir 'sol' politika üretecek mi diye izlenecek. Yoksa sol siyasetin en önemli 'erişkin hastalığı' olan popülizmle mi devam edecek?...
Bu sorunun cevabı hayati derecede önemlidir. En az, Syriza'nın AB'ye gönderdiği ve onu darmadağın eden salvo derecesinde önemlidir. Çünkü salt popülist bir politikayla ilerlemesi ve bir sol sistem kuramaması durumunda, AB baronları, şimdiden birbiri ardında açıklamalar yapan Lagarde ve bütün bu öfkenin odağında duran Merkel, Yunanistan yönetimine diz çöktürmek için elinden geleni yapacaktır.
Zaten yaralı, ağır kan kaybeden bir toplumun ve bir ekonominin bu sıkıntıyı daha fazla göğüslemesine olanak yok. Bu durumda da gene Tsipras'ın Türkiye'yi kendisine örnek alması gerekiyor. Öncelikle kendi kendisini yönetecek bir ekonomi ve toplumsal dönüşüm üstünden yönetilen, somut sosyolojik tabana oturan bir siyaset.
Her şeye rağmen bir açılım oldu. Toplumların son kertede, sıkıştıklarında, ne türden bir tepki göstereceklerini Yunanlar apaçık kanıtladılar. Kaldı ki, Yunanistan, İspanya, İtalyayani Akdeniz hattı daima bir etkileşim cephesidir. 1970'lerdeki askeri müdahaleler, derin devlet, çok önemli sol çıkışlar hep bu çizgide gelişti. Hatta bu çizgi Akdeniz'le daima bir dirsek teması olmuş Fransa'yı bile etkiledi.
Şimdiden sonra ne olacağını bir izleyeceğiz. Ama bence Tsipras komünist olmadığı gün gibi aşikâr Erdoğan'ı ve Ak Parti'yi daha yakından izlesin!
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
13.05.2025
5.05.2025
6.03.2025
26.02.2025
13.02.2025
6.01.2025
18.11.2024
31.10.2024
23.10.2024
8.10.2024