Hasan CEMAL
20 YIL ÖNCE 20 YIL SONRA
Bundan 20 yıl önce Öcalan’ın bana Bekaa Vadisi’nde söylediklerini okuyorum. Söyledikleri artık hayal değil, gerçekleşme yolunda. Ankara ve İmralı bugün ‘silah’la bir yere gidilemeyeceğini görmüş durumdalar. Bu gerçek eğer Kandil’de de tümüyle kabul görürse, barış yolu ardına kadar açılır. Ve Kürt siyasal hareketi silah ve şiddetten ne kadar arınırsa, o kadar güçlenir.
Tarih, 14 Nisan 1993. Yer, Lübnan’ın Bekaa Vadisi. Apo elinde tespih, “Yaşar Kemal’e söyle gelip benim romanımı yazsın” diyor.
Tarih, 14 Nisan 1993. PKK’nın tek taraflı ateşkes ilan ettiği bir dönem yaşanıyor Türkiye’de. Lübnan’ın Bekaa Vadisi’ndeki bir kasaba, bahçe içinde bir ev.
Öcalan’la sohbet ediyoruz.
Gaz sobası ısıtıyor odayı.
Vakit gece yarısı.
Apo’nun elinden düşürmediği tespihin şık şık sesi... “İstanbul’a döndüğünde Yaşar Kemal’e söyle, gelsin benim romanımı yazsın” diyor, “PKK’nın, Kürdistan’ın romanını...”
Legal politika için PKK’ya bir şans tanınmasını istiyor. Ankara’nın kendisini muhatap almıyor olmasına tepkili:
“Bir hareketi sıfırdan alıp buralara getireceksin, bir önderliğe bağlayacaksın, ama gene muhatap alınmayacaksın, olur mu? Batı’da muhatap alınacaksın, her yerden görüşme talepleri yağacak, ama Ankara görmezlikten gelecek.”
Sonra da ekliyor:
“Bizim katkımız olmadan çözüme gitmek zordur.”
Ateşkesi konuşuyoruz.
Şöyle diyor:
“Ben samimiyim, ciddiyim. Sivillere mesajım: Demokrasi paketinizi bekliyoruz.”
Ve devam ediyor:
“Eğer üstümüze gelinmezse, yani operasyonlar durdurulursa... Yaygın kitle tutuklamaları, faili meçhul cinayetler durdurulursa... Köy boşaltmalarına son verilirse... O zaman bizim de şiddeti tırmandırmak gibi bir politikamız olamaz.”
Ekliyor:
“Mevcut şartlar değişmeden dağdan inmek, silah bırakmak intihar olur. Önce güvence ver!”
Devamını şöyle getiriyor:
“Önce demokrasi yap!”
Demokrasiyi önkoşul olarak belirttikten sonra şunları söylüyor:
“O zaman silahlar köklü susar. Kürtler tarihlerinde çok kandırıldılar. Bize politika alanı açın. Bana inandırıcı güvenceler verin.”
Öcalan’ın silahlı mücadele konusunda söylediklerine gelince:
“Silahlı mücadeleyle her iki tarafın da kesin bir üstünlük sağlaması olanaksız. Ama silahlı mücadeleyle bir yerde denge sağlanacak ve o noktada siyasal çözüm yolları devreye girecek. Gelin şiddeti durduralım.”
Ve sorulu cevaplı konuşuyor:
“Ne zaman Kürt kimliği Anayasa’ya taşınacak? Kürtler kendi kimlikleriyle ne zaman politika yapabilecekler? Binlerce insan hâlâ zindanlarda. Bir genel af çıkmayacak mı? Kürtler için bir siyasal ve kültürel çerçeve ne zaman kurulacak?”
Devam ediyor:
“Bir sınıfın, bir ulusun, hatta bir azınlığın çıkarlarını yasal yollarla ifade etme imkânı kalmazsa, silahlar gündeme gelir. Siyasal haklarımız bir yana, kültürel haklarımız bile yok. Siyasi çözüm yolu bizde şiddetle engellenmiştir. Madem sen şiddetle bu yolu kapattın, ben de şimdi bu yolu şiddetle açacağım. Kürt kimliğinin kabulü... İşte bunu silahlı mücadele sağladı. Sorun artık kendini kabul ettirmiştir. Acaba şimdi siyasal seçeneği geliştirebilir miyiz? Çözüm şansı verebilir miyiz? Konu budur.”
Öcalan, Bekaa’daki sohbetimizde son olarak sözü Cumhurbaşkanı Özal’a getiriyor:
“Özal bir şeyler yapmak istiyor. Ama güçsüzlüğünden dolayı yapamıyor.” (*)
1993’ten 2013’e yirmi yıl.
Şimdi vaziyet nasıl?
Anlaşılan o ki, Başbakan Erdoğan bir Turgut Özal değil, siyasal bakımdan gücü kuvveti çok daha yerinde.
Öcalan 14 yıldır İmralı’da.
Devletin elinde ama 20 yıl önce Bekaa’da bana söyledikleri artık hayal değil, gerçekleşme yolunda...
Daha önemlisi:
Ankara ve İmralı artık ‘silah’la bir yere gidilemeyeceğini görmüş durumdalar...
Bu gerçek eğer Kandil’de de tümüyle kabul görürse, barış yolu ardına kadar açılır.
Ve Kürt siyasal hareketi silah ve şiddetten ne kadar arınırsa, o kadar güçlenir. 20 yıl önce bu yol açılsaydı, bugün Türkiye’nin demokrasisi de, ekonomisi de çok daha güçlü, Türkler ve Kürtler de çok daha mutlu olurdu.
—————
* Hasan Cemal, Kürtler, Doğan Kitap, 19. Baskı, 2010, sayfa 39-48.
Yazarlar
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.03.2025
28.02.2025
20.02.2025
13.02.2025
28.11.2024
12.11.2024
24.10.2024
27.08.2024
20.04.2024
9.04.2024