Hasan CEMAL
Demokrasi ve hukukun üstünlüğü açısından son noktayı koyacak olan ‘yeni anayasa’dır. Bunun gerçekten bir son nokta olabilmesi için de öncelikle Meclis’teki partiler arasında en geniş işbirliği ve uzlaşmanın ürünü olması gerekir yeni anayasanın
Yeni anayasa tartışmaları gündemdeki yerini almaya başladı.
İktidarla ana muhalefet partileri arasında, komisyona verilecek isimle ilgili olarak hazırlık komisyonu mu, yoksa uzlaşma mı tartışması da bu çerçevede yer alan bir ön cilveleşme sayılabilir.
Ama işin özünde hiç kuşkusuz uzlaşma ya da eski deyişle mutabakat yatıyor.
Hem Meclis’te hem toplumda yaygın bir uzlaşmaya dayalı olarak kabul görecek bir anayasadır, Türkiye’yi rahatlatacak olan, kalıcı bir ‘istikrar’ın kapısını açacak olan.
Bu ülkede anayasalar hep askeri darbelerin ürünü oldu. Emir-komuta zinciri altında yapılan anayasalar bugüne kadar demokrasi ve hukukun üstünlüğünü cendere içine tuttu.
Bu artık değişiyor.
Asker-sivil ilişkilerinde taşlar, demokrasilerde olması gereken yerlere ağır ağır oturmaya başladı.
Bu konuda, yani demokrasi ve hukuk devleti açısından son noktayı koyacak olan ‘yeni anayasa’dır.
Bunun gerçekten bir son nokta olabilmesi için öncelikle Meclis’teki partiler arasında en geniş işbirliği ve uzlaşmanın ürünü olması gerekir yeni anayasanın.
Ve bu işbirliğiyle uzlaşmanın demokrasi tarifinin temel çerçevesine oturması gerekir. Bu temel çerçeveyi oluşturan ilkelerden bazıları şöyle özetlenebilir:
Devletin herhangi bir resmi ideolojisinin olmaması...
Devletin dinler karşısında tarafsız olması...
Devletin etnik veya kültürel bir kimlikle tanımlanmaması...
Silahlı kuvvetlerin sivil denetiminin sağlanması...
Yerel yönetimlerin, kültürel çeşitliliğin de kendini çok iyi ifade etmesini sağlayacak biçimde güçlendirilmesi ve merkeziyetçiliğin demokrasilerdeki olağan sınırlarına çekilmesi...
Anayasanın değiştirilemeyecek tek hükmünün “Türkiye devletinin demokratik bir cumhuriyet” olduğu...
‘Kürtçe eğitim’in önünü kapatacak formülasyonlardan kaçınılması...
Ve başlangıç bölümünde:
İnsan onuruna, insan haklarına, halk egemenliğine, hukukun üstünlüğüne, azınlık haklarına saygıya, kültürel farklılıkların tanınması ve bu farklılıklara saygıya, toplumsal barışa, vicdan ve din özgürlüğünün teminatı olarak laikliğe, hukuk önünde eşitliğe ve herkesin kamu hizmetlerine eşit ulaşma hakkına, devletin uluslararası hukuktan doğan taahhütlerine bağlılığına, bütün bunlara mutlaka değinmek... (*)
Bu temel ilkeler çok önemli.
Bütün bu temel ilkelerde uzlaşmayı yansıtan bir anayasadır Türkiye’nin ihtiyacı olan, Türkiye’yi siyasal ve toplumsal bakımdan rahatlatacak olan.
Çünkü ancak bu yolla, özellikle ‘Kürt sorunu’na da dokunan bir bakış açısının damgasını taşıyacak bir anayasayla bu ülkede gerçek barış, demokrasi ve istikrar kapıyı çalabilir.
Ak Parti, CHP ve BDP eğer böyle bir ‘uzlaşma’yı gerçekleştirebilirse, Türkiye’nin önü çok daha fazla açılır.
Haydi hayırlısı!
* Benim de üyeleri arasında bulunduğum TESEV Anayasa Komisyonu’nun, Türkiye’nin Yeni Anayasasına Doğru başlığını taşıyan Nisan 2011 tarihli raporundan.
Yazarlar
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.03.2025
28.02.2025
20.02.2025
13.02.2025
28.11.2024
12.11.2024
24.10.2024
27.08.2024
20.04.2024
9.04.2024