Hilâl KAPLAN
Çalışmalarını yakından takip ettiğim Yeni Anayasa Platformu, Ağustos 2010'dan beri Edirne'den Batman'a muhtelif illerde yaptıkları toplam 5649 kişinin katıldığı halk toplantılarının sonucu bugün açıklıyor. Ara raporda halkın taleplerinin özeti yer alıyor. Bu talepler içerisinde en etkileyici başlıklar bence "Anayasayı halk yapsın, uzmanlar kaleme alsın", "Anayasa yapılırken toplum değerleri iyi tanınmalı ve bu değerlere önem verilmeli" ve "Bana anayasa verme, anayasa yapmayı öğret."
Ara raporun devlet yapısına, hak ve özgürlüklere dair pek çok önerisi ve değerlendirmesi varsa da bana en heyecan veren kısmı başka. Yeni Anayasa Platformu bünyesindeki Anayasa Çalışma Grubu'nun halkın taleplerinden yola çıkarak önerdiği anayasa giriş metnini dikkatinize sunuyorum:
"Türkiye coğrafyasında yaşayan çeşitli dinsel, etnik ve kültürel farklılıklara sahip yurttaşlar olarak, tarihten gelen barış içinde özgürce bir arada yaşama arzu ve irademizi tekrar ediyor ve yeniliyoruz. Ülkemizin siyasal birliğini sağlayanlara ve geliştirmek için çalışanlara saygı gösteriyor; adalet, özgürlük ve demokrasi için mücadele edenleri saygıyla ve minnetle yâd ediyoruz. Ancak toplumsal sözleşmemizi geçmişin referanslarına değil, yalnızca kendi özgür irademize dayanarak akdettiğimizi de özellikle vurguluyoruz.
Bu sözleşme, insanların doğuştan var olan özgürlüklerini kullanabilmelerini sağlamak, sosyal adaleti gerçekleştirmek, her koşulda farklılıkları korumak ve farklılıklarla birlikte bir arada, barış içinde çoğulcu, katılımcı ve şeffaf bir toplumda yaşamak istekleri yönündeki irademizi esas alıyor.
Bireylerin ve toplumun iradeleriyle hazırlanan, meclis tarafından hukuki metne dönüştürülen ve halk tarafından kabul edilip onaylanarak yürürlüğe giren bu anayasayı biz, Cumhuriyet'in temel kanunu olarak kabul etmekle, aynı zamanda bir sözleşme haline getirmiş oluyoruz. Bu sözleşme geçmişin siyasal sisteminin ürettiği çatışmaları ıslah etmeyi amaçlıyor ve demokratik değerler, sosyal adalet ve özgürlükler üzerine kurulu bir toplum oluşturuyor. Ayrıca bu sözleşme devleti, bireyin ve toplumun huzur ve refahını gerçekleştirme ve yoksulluğu aşma yolunda, hukuk içinde hareket etmek üzere oluşturulmuş; işleyişi ve yetkileri önkoşulsuz demokratik katılıma, denetim ve denge sistemine göre konumlandırılmış, insanı ve insana ait hak, özgürlük ve tercihleri kendi varlık nedeni olarak gören bir aygıt olarak tasarlıyor. Tüm yurttaşların yaşam kalitesi gelişsin, her bireyin kendini gerçekleştirmesi mümkün olsun ve devlet, milletler ailesi içerisinde egemen bir devlet olarak hak ettiği yeri alabilsin diye ürettiğimiz işbu sözleşmeyi, "kendi özgür irademizle yenisini yapana kadar" kaydıyla akdediyoruz."
Mevcut darbe anayasasının girişindeki kişi ve devlet fetişleştirmesi göz önüne alındığında, bu öneri yeni anayasanın toplumsal barışı tesis etmek yönünde halkın tümünü kapsayan, özgürlükçü ve kuşatıcı bir dille girizgâh yapılmasının önemini bir kez daha gösteriyor. Benzer bir başlangıçla açılan bir anayasa tahayyül etmek size de taze bir nefes gibi ferahlatıcı gelmiyor mu?
Not: Taşra baskısına giden yazımda İsmail Bakır adlı gencin kayıp hikâyesinin emniyetle bir ilgisi olup olmadığını, ailenin ve görgü tanığının ifadesinden yola çıkarak sormuştum. Yazı baskıya gittikten sonra İstanbul Emniyet Müdürlüğü bir açıklama yaptı ve İsmail'in 20 Şubat'ta yurt dışına çıkış yaptığını ve geri dönmediğini, "gözaltında" olduğu söylenen İsmail Bakır'ın başka bir şahıs olduğunu, Bakır ailesinin de oğullarının kayıp olmadığını doğruladığını açıkladı. Açıklamayı okuduktan sonra irtibat kurduğum Bakır ailesi, İnsan Hakları Derneği'ne verdikleri ifadelerinden farklı olarak mevzunun emniyet teşkilatıyla hiçbir ilgisi olmadığını vurguladı ve oğullarının kayıp olmadığını söyledi. Madem öyle, neden İHD'ye başvurup, bu konuda ısrarkâr olduklarını sorduğumdaysa bir güzel hakaret ettiler... Eğer ortada göründüğü gibi aile içi bir hadise varsa, başta İHD olmak üzere insan hakları örgütlerinin kendilerine gelen başvuruları değerlendirme metotlarını gözden geçirmeleri gerekir diye düşünüyorum. Mevzunun takipçisi olacağım, yeni bir gelişme olursa yazarım.
Yazarlar
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİYargıda yine mi temizlik başlamış? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Karamsarlık yaymak’ 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.06.2019
27.05.2019
6.05.2019
1.05.2019
29.04.2019
24.04.2019
16.04.2019
15.04.2019
12.04.2019
8.02.2019