Hilâl KAPLAN
Takiyye olayını o kadar abarttılar ki yakında ‘Fetullah Gülen’in cemaatle ne ilgisi var?’ diye sorarlarsa şaşırmayacak hale geldik. En son yine Gülencilerin kurdurduğu intibaını veren ‘sol’ bir gazeteye sızan Gülenci muhabir, trol fuat avni’nin bile Gülencilerle alakası olmadığını iddia etti.
Ardından sadece Gülenci jargon içinden yazan fuat avni de biz ‘güzel insanlara’ paralel yapıyla hiçbir alakası olmadığını beyan etti. Evet, takiyyeyi bir strateji değil, âdeta bir hayat biçimi olarak gören, istihbarat oyunlarıyla ‘nihai amaca’ yürümek için her yolu mübah sayan, gerekirse sol gerekirse sağ, gerekirse liberal gerekirse otoriter, gerekirse Sünnici gerekirse Alevici, gerekirse Türk gerekirse Kürt milliyetçiliğine bürünen, binbir yüzü olan bu yapıyla nasıl yüzleşeceğiz?
‘Elbette hukuk içerisinde hesaplaşacağız’ sözü herkesin başvurduğu bir kalıp haline geldi ama son soruşturmada hukukî anlamda bir pürüz görünmezken, olan biteni ‘AKP faşizmi’ne bağlayarak ortalığı ayağa kaldırmak, hukuk içerisinde hesaplaşmaya dahi karşı çıkılacağını gösteriyor.
Tahşiye soruşturması hâlen devam ediyor, elbette ki bu sürecin takipçisi olmak gerekir. Ancak mevcut süreçte ‘cemaat faşizmi’nin başvurduğu hangi hukuksuzluk var? Olmayan deliller mi yaratılmış, delil toplama sürecinde kameralar mı karartılmış, birilerinin bilgisayarlarına virüs yoluyla delil mi monte edilmiş, basılmamış kitaplar mı toplatılmış, şafak vakti evler mi basılmış, herkes peşinen suçlu mu ilan edilmiş, şüpheliler yaka paça araçlara mı bindirilmiş, tutuklu yargılama bir cezalandırma biçimi olarak mu kullanılmış, ne?
Diyorlar ki, “Tahşiye davası mağdurlarını İstanbul Emniyet’ten arayıp ‘şikâyetçi olun’ telkini yapılmış.” Yalan. İlk şikâyet dilekçesi, davanın sanıklarından Mehmet Nuri Turan tarafından 2011 yılında verilmiş.
Diyorlar ki, “hükümet intikam operasyonu yapıyor, o yüzden soruşturma şimdi başladı.” Aynı kişiler 2010 referandumundan beri HSYK’nın paralel yapı kontrolünde olduğunu da söylüyorlar. Öyleyse sorarım size, bir yıl öncesine kadar hangi savcı, meslekî kariyerini çöpe atma pahasına bu şikâyet dilekçesini yürürlüğe sokup, paralel yapının üzerine gidebilirdi acaba?
Diyorlar ki ‘basın özgürlüğü’... Şikâyetçi olunan kişi gazeteci diye, savcı onları ifadeye de mi çağırmasaydı? Ekrem Dumanlı ikâmet adresini Zaman Gazetesi’ne taşıyıp, oradan burnunu çıkartmazken, davet edilmesine rağmen ifade vermeye gitmeyi reddederken bir savcı nasıl hareket etmeliydi? Üstelik ‘gazeteye baskın’ diye olayı anarken, yüzlerce kişinin arasından üç polisin, asansöre binmelerine de izin verilmeyerek, merdivenlerde ayaklarına basılarak üst kata çıkıp Dumanlı’yı ifadeye getirmesi kelimenin hangi anlamıyla bir baskın olabilir? 28 Şubat sürecinde, Yeni Şafak’a yapıldığı gibi polislerin bir anda içeri dalıp ortalığı alt üst ettiği, istediğine el koyduğu, gazete patronu dahil dilediğini içeri alıp işkence ettiği bir dönemde Zaman ‘Polis Devleti’ değil de ‘Hayırlı olsun’ manşetleri atmakla meşgul olduğundan baskın yaşamadığı için kelime anlamını tam bilmiyor olabilir tabii...
Üstelik şu anda tutuklu gazeteci yok! 12 kişi hakkında tutuklama isteminde bulunuldu. Hakimliğin kararına göre Samanyolu Grup Başkanı Hidayet Karaca, eski Emniyet Müdürü Tufan Ergüder, Ertan Erçıktı ve Mustafa Kılıçaslan tutuklandı. Biri medya yöneticisi, diğerleri de eski polis. ‘Özgür basın’ özgür kaldı yani, telaşa mahal yok.
Ayrıca Ekrem Dumanlı’nın serbest kalma gerekçesinde de “Dumanlı’nın üzerine atılı suçu işlediği yönünde, bu aşamada tutuklamayı gerektirecek somut deliller bulunmadığı, adli kontrol hükümlerinin yeterli olacağı” kanaatine varıldığı söylenip, tutuklama talebinin reddine hükmedildiği geçiyor. Yani savcıya ‘daha çok delil getirmelisin’ deniyor. Özlediğimiz bağımsız, tarafsız ve sorgulayan yargı bu değil miydi? ‘Cemaat faşizmi’nin benzeri olsa savcı önüne polis ne koyduysa onu, hakim de savcı ne koyduysa onu yapardı.
Velhasıl ortalığı bu şekilde bulandırmadan önce bir Tahşiye dosyasına, bir de dava sürecinin nasıl götürüldüğüne iki dakika bakın Allah aşkına. Gözlerinizi Erdoğan nefreti bürümediyse, bir kumpasla içeri atıldığı anlaşılan ve 17 ay boyunca yok yere hapis yatan vatandaşların hakkının sorulduğunu görebilirsiniz...
Yazarlar
-
Mehmet Ocaktanİktidar, Bahçeli’nin hukuk uyarılarını dikkate almalı 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciDemokrasi işgal edilirse… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur Akgün8 Ağustos mutabakatı… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Azerbaycan Turan yolu’ 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURRojbaş İmamoğlu, geçmiş olsun Evre ve yeni YAE’cilere dostane uyarılar… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKomisyon'un çimentosu Bahçeli 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.06.2019
27.05.2019
6.05.2019
1.05.2019
29.04.2019
24.04.2019
16.04.2019
15.04.2019
12.04.2019
8.02.2019