Hilâl KAPLAN
Geçtiğimiz 20 yıl boyunca, küreselleşme karşısında ulus devlet mefhumunun çöküşe geçtiği, Avrupa Birliği projesinin bunun kanıtı olduğu, ortak paranın ortak ulus kimliğine galip geldiği, milliyetçiliklerin gerilediği üzerine masallar dinledik.
Hatta Fukuyama isimli işlevsel akademik, 'tarihin sonu'na geldiğimizi iddia eden makalesinde artık liberalizmin dünyadaki tüm ideolojiler üzerindeki üstünlüğünü kanıtladığını, diğer tüm ülkelerin de bu eksende ilerleyeceğini iddia etmişti. Buna Hegel ve Kojeve'i de alet etmişti ki bence saçma tezine eşdeğer bir zulümdür.
Ve 20 yıl sonra nerdeyiz?
Britanya, AB projesinden çekilmiş, Fransa kendi içine kapanmış, AB kendi bürokratik kafesinde felç olmuş durumda dağılmanın eşiğine gelmiş halde.
Öte yandan Rusya, Avrupa'yı işgal ederken kimsenin gıkı çıkamamış, Çin dünya ekonomisinin durdurulamayan yıldızı haline gelmiş ve Türkiye'deki 'öngörülemez adam' ne ekonomik ne jüristokratik ne de askerî darbeyle indirilebilmiş.
Üstüne üstlük, şimdi ABD Başkanı koltuğunda, medya ve siyaset elitinin el birliği ile karşı çıktığı biri oturacak. Unutmayın, seçime bir ay kala, Bush hanedanlığı başta olmak üzere, Cumhuriyetçilerin ana gövdesi de Trump karşıtı kampta yerini almıştı. Yani kaybeden sadece Demokrat Parti olmadı, Trump karşısında Cumhuriyetçi Parti eliti de kaybetti.
ABD'nin kendisini 'liberal demokrasi'nin en ideal örneği olarak takdim edip, dünyaçapında darbeleri desteklediği;
'hukuk devleti' olarak takdim edip ülke dışında her tür hukuksuzluğa imza attığı günler geride kaldı. ABD artık 'liberal olmayan demokrasi'lerden biri olarak anılacak. Daha koltuğa oturmadan, Trump'ı "dünyadaki 'liberal düzen'in sonunu getiren lider" olarak takdim eden makaleler arka arkaya yayınlanmaya başladı bile.
Liberal düzen derken, belli kurumlar üzerinden ekonomik ve siyasi gidişata müdahale etme gücüne sahip "global nomenklatura"yı ve onun hegemonyasını kast ettiklerinden ise şüpheniz olmasın.
Örneğin Reuters'da çıkan, "Trump ve Amerikan Küresel Düzeninin Ölümü" başlıklı analizde, Berlin Duvarı'nın yıkılışının 27. yıldönümünde seçilen Trump ile birlikte, 27 yıl önce başlayan kesintisiz ABD hâkimiyetinin sona ereceği öngörülüyor. Bu hâkimiyetin kendini NATO, Uluslararası Para Fonu (IMF) ve Dünya Bankası gibi kurumlarla gerçekleştirdiği, Trump'ın ise bu işleyişe kökten karşı olduğu tartışılıyor.
Velhasıl esas hikâye budur.
Trump sonrası ABD'de patlak veren liberal-sol gösterileri, ortaya çıkan kaos görüntüleri, ABD bayrağını yaktıracak kadar ülkesiyle aidiyet bağını kopartmış kalabalıkların varlığı işin 'bonusu'dur.
Yine Anglo-Sakson basında, 'liberal düzenin sonu'nu getiren diğer iki lider olarak Putin ve Erdoğan'ın anılması boşuna değil. Mevzu söz konusu liderlerin 'demokrasi karneleri'nden ötürü 'anti-liberal' olarak anılması değildir. Söz konusu olan, liberal diye adlandırılan düzenin köşe başını tutan kişi ve kurumların diş geçiremediği liderlerin sayısının her geçen gün artıyor olmasıdır.
Yoksa Sisi veya Hamaney ile de bir dertleri olması gerekirdi ama tam tersi...
Bizim medyada olay hâlâ "Trumpçı mısın, değil misin?" sığlığında ele alındığı için mecburen yazayım dedim.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.06.2019
27.05.2019
6.05.2019
1.05.2019
29.04.2019
24.04.2019
16.04.2019
15.04.2019
12.04.2019
8.02.2019