Hilâl KAPLAN
Başbakan Erdoğan, Uludere'nin istismar edildiğini söylüyor; doğru.
Uludere'ye karşı çıkarken bagajında Silivri'yi taşıyan veya PKK'dan gelen her tür şiddeti meşrulaştıran siyasetçilerin olduğu da doğru.
Başbakan'ın adının bombalama emrini verenlerle aynı sayfaya yazılmasından şikâyetçi olması da doğru.
Ancak bu doğruların hiçbiri, konunun gündemde tutulmasının esas sebebi değil. Zira Başbakan da nerdeyse her açıklamasında meselenin daha da dallanıp budaklanması yol açacak cümleler sarf etmekten geri durmuyor.
Hâlbuki yapılanın araştırılmakta olduğunu söyleyip araya "TSK görevini samimiyetle yapmıştır" gibi bombalayanları da parlatan cümleler serpiştirmese; "Konu yargıdadır, sonucu bekliyoruz" demek yerine "Hataysa hata, tazminatsa tazminat" şeklinde meselenin tazminatla kapatılmaya çalışılacağı intibaını veren anlatımlara başvurmasa ne mevzuu bu kadar uzayacaktı ne de adalet bekleyen yaslı aileler bu kadar incinmiş olacaktı.
Başbakan'ın son parti grubu toplantısında olayın ört bas edilmeyeceği sözünü vermesi önemliydi. Ancak ne yazık ki yine bir ekleme yapıp şöyle dedi: "Dikkat ederseniz kaçakçıların hiçbiri bombalara basmıyor. Harita kimlerin elinde olabilir. Bu haritayla bombaların üzerine basmıyor, rahatça gidip geliyorlar. Bakın burası çok hassas. Bu iş, hassas ve gerilimli bir iş."
Şimdi önünüze Ecevit'in Köy Kent Projesi kapsamında köyleri boşaltılan, bir kısmı batıya bir kısmı daha içerilere göç eden, mayınlı arazide yaşadıklarından ne hayvancılık ne tarım yapabilen, yakınlarda fabrika olmadığından işsizlik sıkıntısı çekip 'kaçağa' gitmek zorunda kalan, "korucu ol" ile "PKK'ya katıl" baskısı arasında kalıp koruculuğu seçmiş ve üstelik PKK'ya karşı operasyona bile katılmış insanların olduğu Uludere'den bir manzara koymak istiyorum. Bu manzaraya iyi bakın ve bakarken elinizin vicdanınızın üzerinde olduğundan emin olun:
Bombardıman sırasında, 18 yaşında bir gençken ölen Salih Encü'nün babası dört yaşındayken sakat kalmıştı. Çünkü mayına basmıştı.
Yine bombardımanda ölen Aslan Encü'nün ağbisi, on kardeşine bakmak için kaçağa giderken mayına basarak bacağını kaybetmişti. Aslan, ağbisinin bacak protezinin parasını çıkarmak için gittiği 'kaçak'tan dönerken bombalanarak can verdi.
Faruk Encü'nün Uludere bombalamasında kardeşini kaybetmesinden çok evvel, babası Zeki Encü mayına basarak vefat etmişti. Faruk ise önce kaymakama sadırı suçuyla tutuklandı. Sonra bırakıldı. Sonra geçtiğimiz günlerde yine tutuklandı ve bırakıldı. Bir yanlışlık olmuş...
Bombalamada biri 13, diğeri 23 yaşındaki iki oğlunu kaybeden Halil Encü ise yıllar önce mayına basarak sakat kalmıştı.
Uzun yıllar PKK ile mücadelede "koruculuk" görevi yapan Mehmet Encü, mayın sebebiyle önce gözlerini kaybetti. Ardından bombalamada 13 yaşındaki oğlunu, 15 ve 26 yaşındaki iki kardeşini kaybetti.
Yine bombalama sırasında ölen İsmail Encü'nün amcası Hüseyin Encü de mayına bastığından bir kolu olmaksızın yaşamak zorunda...
Bombalamada altı akrabasını kaybeden Lezgin Encü'nün de mayın sebebiyle bir ayağı yok.
Örnekleri çoğaltmak mümkün. Hatta İdris Naim Şahin'den ilhamla "Ölmeselerdi, mayına basıp sakat kalacaklardı" demek de mümkün. Ama "PKK ile işbirliği içindeki kaçakçılar" imasında ısrar etmek yerine "sivil köylüler" demek zor. Hele özür dilemek çok zor, değil mi?
Bir hatırlatma, bir temenni
Okuduğunuz, son beş ay içinde Uludere üzerine yazdığım onuncu yazı. Yani Başbakan'ın deyimiyle "Uludere ile yatıp kalkan" kategorisine giren bir yazar olarak Washington temsilcimiz Ali Akel'in Uludere hakkındaki bir yazısından ötürü işine son verilmesi beni fazlasıyla üzdü.
Ancak Yeni Şafak'ın salt bu karar üzerinden değerlendirilecek bir gazete olmadığını da biliyorum. Çünkü İçişleri Bakanı'nın söylemlerinden hükümetin Suriye politikasına kadar pek çok meselede en muhalif yazıların çıktığı, Murat Aksoy ve beni Uludere'ye gönderip izlenimlerimizi manşetten yayınlamış bir gazeteden bahsediyoruz.
Ayrıca sadece darbeye teşebbüs edildiği zamanlarda değil, darbe gümbür gümbür yapılırken dik durmuş, polislerce basılmış, kapatılmaya çalışılmış ama yine de kovulan yazarlara kapısını açmış bir gazeteden;
Ve Tayyip Erdoğan aleyhinde ifade vermediği için vücuduna elektrikle işkence edilmiş, yedi yaşındaki yeğeni dahil akrabaları gözleri bağlı gözaltında tutulmuş, aylarca hapis yatmış medya patronlarından bahsediyoruz.
Yani söz konusu olan ileri sürüldüğü gibi "Başbakan istedi, yaptılar" formatında, "emir-çıkar" pragmatizminde bir mesele değil; hatta Başbakan'ın haberinin olduğu bir mesele bile değil. Ama Başbakan'la aynı dönemde hapse girmiş, "Şeriat çetesi kurup geleceğin başbakanını seçtirmek" suçlamasıyla daha o zamandan ödedikleri bedellerle kaderleri Tayyip Erdoğan'la kesişmiş insanların verdiği duygusal bir karar mevzubahis...
Bu yüzden darbe planlarında adı "faydalanılacak gazeteciler" diye geçenlerin, 28 Şubat'tan 27 Nisan'a 'esas duruş'ları herkesin malumu olanların, kimse önünden geçemezken Genelkurmay arşivlerine buyur edilenlerin, gazeteciler andıçlandığında veya Yeni Şafak basıldığında gıkını çıkartmamış meslek kuruluşlarının, hâlen Mustafa Balbay'ın gazetecilikten tutuklu olduğunu iddia edebilen platformların Yeni Şafak'a yönelik eleştirileri hükümsüzdür. Zira onların kurulmasını arzu ettiği düzende bırakın gazetecilerin işten çıkarılması, stadyumlara doldurup 'gereğinin yapılması' söz konusudur.
Son olarak, şu kanaatimin altını 'amasız' çizmek isterim: Yeni Şafak'ın –lafın gelişi değil, kelimenin her anlamıyla- şanlı tarihi bağlamında düşünüldüğünde alınan son karar, o tarihle çelişmektedir. Dilerim meselenin "tatlıya bağlanma" imkânı hâlâ mevcuttur...
Yazarlar
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.06.2019
27.05.2019
6.05.2019
1.05.2019
29.04.2019
24.04.2019
16.04.2019
15.04.2019
12.04.2019
8.02.2019