Hilâl KAPLAN
Kıyam, mü'minin dünyalık her şeyi elinin tersiyle itebileceğini,
Rükû, Allah'tan başkasına boyun eğmeyeceğini,
Secdeyse, Allah'tan başkasına itaat etmeyeceğini anlatır.
Namazını edâ eden mü'minlerden, bu yüzden mi korktular acaba?
Canları ve mallarıyla bu davanın takipçisi olduklarını en iyi anlatan fiil, namaz olduğu için mi?
Ramazan arefesinde, Kahire'de tan ağarırken, kan döküldü.
Cumhuriyet Muhafızları Karargâhı önünde, namazını edâ eden cemaatin üzerine darbeci ordu ateş açtı.
Son gelen bilgilere göre, en az 5'i çocuk, 8'i kadın olmak üzere toplam 84 kişi şehit oldu, 300'den fazla kişi yaralandı.
Bu bariz katliam üzerine, hâlâ Mursi'nin 'otoriter'liğinden söz açıp 'Darbe olması şarttı' demeye yeltenenler olacaktır. O yüzden gelin, Mursi, seçilmiş cumhurbaşkanı olarak görev yaptığı hepi topu bir yıl içerisinde ne gibi 'otoriterlikler' işlemiş, bakalım:
Devrimden sonra ilk parlamento seçimleri yapıldı. Hürriyet ve Adalet Partisi %47 oy alarak birinci parti oldu.
Yeni Anayasa Komisyonu kuruldu.
Kahire İdarî Mahkemesi, komisyonu feshetti. Komisyon, ikinci kez kuruldu.
Bu arada Cumhurbaşkanlığı seçimlerine iki gün kala, Anayasa Mahkemesi, parlementer sistemin parçası olan Mısır Halk Meclisi'ni lağvetti.
Yüksek Askeri Konsey, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ikinci turu tamamlanmak, yani görev süresi bitmek üzereyken, anayasa beyannamesi yayınlayıp Cumhurbaşkanı'nın yetkilerini budadı. Mursi'nin Başkomutan sıfatını elinden aldı. Askerî atamalar yapma hakkını engelledi. Parlamento feshedildiği takdirde Cumhurbaşkanı'na geçmesi gereken yetkileri, kendi tekeline aldı.
Yani asker ve yargı vesayetinin tasarrufları sonucu, sivillerin egemenlik alanı, ilk defa halkın seçtiği bir Cumhurbaşkanı ve yetkileri oldukça sınırlı olan Şura Konseyi'nden ibaret kalmıştı. Mursi böyle bir ortamda Cumhurbaşkanı olmuştu.
Anayasa Meclisi üyeleri işlerini yapmaya devam ederek, doğrusuyla yanlışıyla bir anayasa metni ortaya koydu. Cumhurbaşkanı Mursi, anayasa referandumu için 15 Aralık tarihini belirledi. Ancak bunu yapabilmek için, darbe tehdidini sürdüren yargı vesayetinin uygulamalarına da karşı koyması gerekiyordu. Mursi, Anayasa Meclisi'ni ve Şura Konseyi'ni dağıtabilecek güçte ve 2 Aralık'ta açıklanacak olan Anayasa Mahkemesi kararına karşı, sivil yönetimi savunmak için 22 Kasım'da anayasal bildiri yayınlayarak yetkilerini genişletti ve de facto süren bir darbe sürecini askıya almış oldu. Lâkin bu yetki genişletmesi referanduma yapılacak bir yargı müdahalaesinin önüne geçmek için olduğundan 15 Aralık'ta sona erecekti. Yani hakkında fırtınalar kopartılan yetki sadece 23 gün sürecekti.
Bu arada anayasa yapımından sorumlu Kurucu Meclis'i dağıtması için Anayasa Mahkemesi'ne başvuran da 'liberal, özgürlükçü ama önce seküler' diye tanımlanan gruplardı. Sandıkta istediklerini bulamamışlardı, anayasaya da içerik açısından büyük itirazları yoktu. Ama ülkeyi, en azından uzun yıllar yönetemeyecekleri, eskisi gibi sayısal azınlık olsalar da siyasal çoğunluk da olamayacaklarını görmüşlerdi. Mursi'nin tüm diyalog çağrılarına, ne olursa olsun anayasa yapım masasını terk etmeme ricalarına aldırmadılar. Sokaklara akın ettiler. Eski rejim artıklarıyla darbe olana kadar canhıraş mücadele ettiler.
Sokaktakilerin temsilciliğini üstlenenlerin 'demokrat'lığını görmek için yargının meclisi feshetmesinin ardından yaptıkları açıklamalara bakmak kâfi: Hamdin Sabahi, kararı 'Şükürler olsun', Amr Musa 'İstikrar için olumlu bir adım', Baradey ise 'İktidardakiler, yargıya saygıyı öğrenmeli' diyerek karşılamıştı. Ve geldiğimiz noktada, 'darbenin sivil kuvvetleri' olarak bu kesimler büyük iş gördü.
Bu arada Mısır'ı, Mursi'nin bir 'Şeriat ülkesi' yaptığını sananlara da hatırlatalım. Şeriat'a ilişkin anayasada bulunan ikinci maddede, Selefilerin isteği üzerine değişiklik yapılmasını Müslüman Kardeşler geleneğinden gelen üyeler, diğer seküler üyelerle beraber reddetmiştir. Ve madde, 1971 yılından bu yana olduğu gibi 'Kanun koyucu İslâm Şeriatı prensipleridir' şeklinde muhafaza edilmiştir.
Nasıl? 'Otoriter Mursi'ye karşı, yaşasın darbe, değil mi?!
Yazarlar
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolDış politikada rasyonel zemin 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel’e saldırı aydınlatıldı mı şimdi? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKomisyon Suriye’yi, Suriye İsrail’i, İsrail Trump’ı…. 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEYargı CHP’ye çalışıyor 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluHerkes sözünden sorumludur; 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanBüyük Türkiye hayali böyle bir hayal miydi? 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilFanatizm ve inancın siyasallaşması 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’nin diğer dertleri… 10.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞCassandra Çığlığı* 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.06.2019
27.05.2019
6.05.2019
1.05.2019
29.04.2019
24.04.2019
16.04.2019
15.04.2019
12.04.2019
8.02.2019