Hilâl KAPLAN
Göreve geldiği günden beri İsrail'den ODA TV'ye ulusal ve uluslar arası çeşitli odakların hedefinde olduğu bilinen MİT Müsteşarı Hakan Fidan ile emekli MİT görevlilerinin KCK davasına bakan savcılar tarafından ifade vermeye çağrılması doğal olarak pek çok tartışmayı da beraberinde getirdi. Öncelikle İsrail'in Sayın Fidan'ı "İran yanlısı" olarak yaftalayıp yıpratmaya çalışması dahi bir bürokrata sahip çıkılması için yeterli referanstır diye düşündüğümü belirtmek isterim.
Önümüzdeki hadisenin ele alınması gereken pek çok noktası var ama mevcut durumda kesin olan bir şey varsa, o da uzunca bir süredir yaygınlaştırılmaya çalışılan "Ak Parti=Devlet" tezinin çökmüş olduğudur. Özellikle derin devlet faaliyetlerine hoş görüyle bakan kesimlerin savunduğu bu görüş, Ak Parti'nin tümüyle devlete hâkim olduğu ve artık devletin kendisi haline geldiğine işaret ediyordu. Her ne kadar demokrat kesimler mezkûr tezin doğru olmadığı ve demokratikleşme reformlarına devam edilmedikçe devlet içindeki bazı odakların Başbakan dahil tüm hükümet yetkililerinin başına çorap örebileceğini defaatle hatırlattıysa da şimdiye kadar pek kulak asan olmamıştı. Ama ne yazık ki denilen çıktı... Örneğin MİT Müsteşarı Hakan Fidan'ın ifadeye çağrılmasının hemen ardından bir CHP milletvekilinin dediğine bakar mısınız: "Sadece Fidan, Taner ve Güneş'in soruşturulması yetmez. İstanbul Özel Yetkili Cumhuriyet Başsavcılığı'nın konuyla ilgili, şüpheli sıfatıyla Sayın Başbakan'ı da soruşturmaya davet etmesi gerekir."
Savcılığa herhangi bir niyet okumasıyla yaklaşmıyorum ama "ifadeye davet" haberi bir gece yarısı gündeme 'düşürüldüğünden' ve ardından soruşturmanın içeriği medyaya servis edildiğinden beri bir takım odakların Başbakan'a "İstersek en yakın adamını bile indiririz" mesajı vermeye çalıştığı hissediliyor. Bu minvalde gazetemizin yazarlarından Abdulkadir Selvi'nin analizine aynen katılıyorum:
"Sorguya çağrılan Hakan Fidan değil, onun şahsında Türkiye'nin Kürt sorununu diyalog yoluyla çözmek isteyen iradesi. Ve onun arkasındaki Recep Tayyip Erdoğan teminatı."
Yani MİT üzerinden yürütülen mücadele aslında devlet içindeki bir mücadelenin, bir gözdağı verme çabasının şifrelerini içeriyor. Ve bu, nerden bakarsanız bakın, Ergenekon'un "devlet içinde devlet" şeklindeki örgütlenişini andırıyor. Bu odaklarla yürütülecek mücadelenin Ergenekoncularla yürütülene benzeyip benzemeyeceği zamanla anlaşılır...
Gelelim işin medya boyutuna... Dün, bazı yayın organları, MİT'çileri nerdeyse "vatan hainliği"yle suçlayacak bir dille elde edilen belgeleri haberleştirdi. Burada dikkat edilmesi gereken husus, herkesçe bilinen bir gerçektir: İstihbarat, yasal olan ile yasa dışı olan arasındaki çizgide gelip gitmeyi gerektiren bir iş sahasıdır. Ne kadar yasadışı alana çıkacağınızı, devlet dikte eder. Uyuşturucuyla mücadeleye hizmet eden gizli polisler, işleri icabı hiç uyuşturucu kullandıklarını göstermek ya da başkalarına uyuşturucu satmak zorunda kalmıyorlar mı örneğin? Peki, Emniyet o polisler hakkında fezleke hazırlatıp, savcılar tarafından sorguya çağrılmalarını mı sağlıyor? Hayır. Kurumun izni dahilinde yapılan kurumun içinde kalıyor.
MİT de Başbakanlık'a karşı sorumlu bir kurum olduğundan yasa dışı görünen işlere imza atabilir. Örneğin MİT elemanları devlete bilgi sağlamak amacıyla PKK'nın içine sızabilir. Bunu yapmak için de yasa dışı alana girmek zorundadırlar. Ve inandırıcı olmak için de silah tutmak zorundadırlar. Ya da hükümet, PKK ile diyalog kurdurarak sorunu çözme stratejisini benimseyebilir. Bu amaç doğrultusunda da istihbarat elemanlarını sahaya gönderebilir. Onlar da karşı tarafı ikna etmek amacıyla bazen sularına giderek, bazen 'oyalayarak', bazen de dolaysız bu iletişimi sürdürebilirler. Peki, gazetecilerin bu kadar net vakıf olduğu bu basit bilgi neden "vatana hıyanet"miş gibi sunuluyor sizce? Cevabını okurun takdirine bırakıyorum.
Diğer önemli haberse Taraf yazarı Mehmet Baransu'nun iki MİT elemanı tarafından izlendiği ve Taraf'ın yönetici kadrosunun MİT tarafından mahkeme kandırılarak izinle dinletildiğiydi. İki haber de basın özgürlüğü açısından rezalet bir tabloya işaret ediyor elbette. Ancak muhtemelen gazetecilik hayatı boyunca ilk defa devlet tarafından izlenmeyen Baransu'nun istihbarat elemanlarını polise yakalatması ve Hakan Fidan'ın MİT Müsteşarı olmadığı bir zaman diliminden itibaren Taraf yöneticilerinin dinletilmeye başlandığı haberinin MİT'in Hakan Fidan üzerinden hedef alındığı bir günde ortaya çıkarılması zamanlama bağlamından düşündürücüdür. MİT'in âdeta şeytanlaştırıldığı bir dönemde bu haberlerin ortaya dökülmesini sorgulamak gerekir. Dediğim gibi burada sorguladığım Taraf'ın bu haberi neden yaptığı değildir; kendilerine gelen bilgiyi haberleştirmek en doğal haklarıdır. Amacım, bu haberin yine devlet içinden bu zamanlamayla servis edildiğine dikkatinizi çekmektir.
MİT üzerinde kara bulutlar dolaşıyor. O kara bulutlar, gün gelir tüm devlet mekanizmasını içine alabilir. "Devlet içinde devlet" anlayışına Ergenekon söz konusu olduğunda karşı çıkanlara, bu noktada da aynı pozisyonu savunmak düşmektedir.
Yazarlar
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları






































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.06.2019
27.05.2019
6.05.2019
1.05.2019
29.04.2019
24.04.2019
16.04.2019
15.04.2019
12.04.2019
8.02.2019