Hüseyin ÇAKIR
Anayasalar geniş anlamda politik metinlerdir. Anayasalarda yapılacak değişiklikler dar anlamda siyasal çıkar ve amaçlar için yapılırsa, toplumsal mutabakatın bozulmasına yol açar.
Anayasada yapılmak istenen yönetim yöntemi ve sistemde radikal değişiklik, AKP’nin mutlak iktidarını amaçlıyor ve dar anlamda siyasal çıkarların sürekliliğinin sağlanacağı düşünülüyor.
Her akşam TV haber kanallarında nalına, mıhına tartışmalar yapılıyor. Değişikliğe karşı çıkanlar demokrasinin yok olacağını söylerken (bende buna katılıyorum) enteresan olan, bu değişikliği savunanlar da demokrasi adına bu değişikliğin yapılmak istendiğini söylüyorlar. O halde demokrasi denen şey ne menem şey ki, birbirine yüzde yüz karşı olan bu iki savunu, nasıl aynı şey olabiliyor? Bu sorunun doğru yanıtı için öncelikle bakılması gereken, öne sürülen olguların ve olgu diye sunulanların önüne ve arkasına bakılmalı.
Hayır’ın önü arkası
Hayır diyenlerin ezici çoğunluğunun öne sürdükleri olguların demokrat bakış açısına sahip olduğu söylenebilir. Demokrasi anlayışlarında farklı derinlikler olmakla birlikte demokrasinin evrensel ölçülerde savunulmasının ortak keseninden hareket ediyorlar. Artık sağır sultanın da duyduğu bu ilkeler: Güçler ayrılığı, denge denetleme, çoğulculuk, temel hak ve özgürlükler.
Hayır diyenler siyasal olarak, laik modernist, sol modernist, liberal modernist ve İslamcı demokratlar demokrasinin evrensel ilkelerde birleşiyorlar. Zaman zaman değişik politik ve sosyal kesimlerin bir araya gelmeleri, ortak çalışmalar yapmaları da umut verici, siyasetin yenilenmesi, demokratik siyasetin çoğulculaşması açısından değerli gelişmeler. Rejimin otoriterleşmesinin önünü kesecek olan bu siyasal ve sosyal kesimler olacak, bu kesimlerin hegemonyası yükselip yaygınlaştığı oranda, kutuplaştırma çözülmeye başlayacaktır.
Bu referandumda bu kesimlerin toplumsal gücü, güçlenme eğilimi ortaya çıkacak. Aynı zamanda Türkiye’de demokrasinin evrensel değerler ve kurumsal yapılarını savunanların toplumsal desteğini de göreceğiz. Hayır, kampanyasını yürütenlerin sivil karakteri ve çok çeşitliliği demokratikleşmenin geleceği ve demokratik muhalefet açısından çok değerlidir.
İktidar ve Evet diyenlerin, belden aşağı vuran, kutuplaştıran, Hayır diyenleri itibarsızlaştıran propagandasının ne kadar etkili olduğunu, Evet deme niyetinde olanların vicdanlarında ne kadar karşılık bulacağını da görmüş olacağız.
Bu referandum sürecinde eşitsizliği, adaletsizliği, görünür görünmez baskıları ve devlet imkânlarının nasıl kullanıldığını, Hayır diyenler yaşıyor, görüyor. Peki, Evet deme kararında olan, AKP’ye şu ya da bu gerekçe ile oy vermiş olan, hiçbir çıkar ilişkisi olmayan insanlar görüyor mu?
Elbette görüyorlar. Ama gözlerinin önüne burunlarının dibine, Hollanda, Almanya, FETÖ, terör gibi, korku, tehlike vs, vs sokuluyor, öncelik buralara kaydırılıyor. Fakat bunların tutmadığı kamuoyu araştırmalarına yansıyor. Kararsızların Hayır eğiliminde olmalarını yorumlamak gerekirse; yalancılığın, ikiyüzlülüğün, adaletsizlik ve haksızlıkların görülüyor olması, tahammül sınırının aşılmasıdır. Bu durum AKP’yi yönetenleri ve Erdoğan’ı biryandan hırçınlaştırıyor, öte yandan esniyormuş gibi yapmaya zorluyor.
Evet’in önü arkası
Bu anayasa değişikliğini gündeme getirip savunanlar, dar anlamda siyasal çıkarların ötesinde bir ideoloji ve zihin dünyasına uygun bir sistem, rejim ve toplum oluşturmayı amaçlıyorlar. Daha önceki analizlerimde de belirttiğim gibi, “Milliyetçi-AKP İslamcılığı! Anlayışında yeni bir ulus devlet” planlanıyor.
Bu amaca ulaşabilirler mi? Açık söylemek gerekirse dünya koşulları bugün uygun görünüyor. İç koşullar ve dengelere bakıldığında bu planın toplumsal desteği var gibi görünüyor.
Kutuplaştırma, savaşçı-fetihçi söylem, Batı’ya açılan palavradan savaş ilanı ile milliyetçi, muhafazakâr kesim etkilenerek Evet cephesinin bloke edileceği hesabı yapıldı. Hesabın pek tutmadığı görülmüş oldu ki, “yalancının mumu yatsıya kadar yanar” misali, Batı ile kavga on günde bitti, neredeyse Suriye alınıyor havasında kahramanlık türküleri söylerken, MGK “Fırat kalkanı başarıyla tamamlandı” açıklamasını yaptı. Böylece sessiz sedasız Suriye macerası bitmiş, ölenler de ölmüş oldu! Kırmızıçizgi falan, filan unutuldu. Onbeş, yirmi gün önce söylenen sözler sanki hiç söylenmemiş gibi, pişkin pişkin açıklamalar yapıyorlar.
Yalanı bilgi gibi kullanarak gerçek yerine ikame etmede AKP’nin iletişim yapıcıları çok başarılılar. Bu referandumda yalana inanma ve inanmama da test edilmiş olacak.
Toplumun muhafazakâr değerlerinin, duygularının, inançlarının tepe tepe kullanılmasının geri tepmesi, bu referandumda ne kadar dışa vuracak, bunu da göreceğiz.
Özgürlükten meta anlıyorlar
Demokrasinin bağlamlarından kopartılarak, seçime indirgendiği gibi, özgürlük kavramı da önce güvenlik ve terör gerekçesiyle daraltılıyor… Her türlü eleştiri, muhalif tutuma karşı savcılıklar, başta “teröre destek”, “devletin birliği, devlet büyüklerine hakaret”… Öte yandan “Özgürlük Marmaray’dan geçer, Avrasya Tüneli’nden geçer, özgürlük Osmangazi Köprüsü’nden geçer, özgürlük inşallah dünyanın en büyük havalimanından geçer” e indirgenerek metalaştırılıyor. Başka bir anlatımla, toplumun özgürlük bilgisi küçümsenip, aşağılanıyor. Sizin bireysel hak ve özgürlüğe ne ihtiyacınız var denmek isteniyor.
Teorik olarak özgürlük kavramını “millet iradesine” ve oy kullanma hakkına indirgeyerek çarpıtan anayasa değişikliğini hazırlayan akıl(lar) bu toplumu aptal yerine koyduklarının farkındalar mı acaba?
İnanç özgürlüğü, yaşam tarzının özgürlüğü için çile çekmiş, baskıya uğramış Müslümanlar, “tünel, köprü, hava alanı” özgürlük yutturmacına inanır mı? Kürt kimliğinin resmen kabulü için acı çekmiş, Diyarbakır cehenneminden çıkmış, köyleri boşaltılmış, 15 bin insanı faili meçhule kurban vermiş Kürtler “köprü, yol havaalanı” diye kandırılabilir mi?
Yukarıda belirttiğim gibi, her gün gözümüzün içine baka baka bu değişikliğin “demokrasi, güçler ayrılığı, yargı bağımsızlığı” olduğu konusunda bizi kandırmaya çalışıyorlar; Derin siyasi kültürlü, filozof Başbakan belki buna da “yerse”ler diyebilir!
Yazarlar
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Karamsarlık yaymak’ 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİYargıda yine mi temizlik başlamış? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
21.05.2018
13.05.2018
6.02.2018
29.04.2018
22.04.2018
8.02.2018
1.02.2018
25.03.2018
19.03.2018
11.03.2018