Hüseyin ÇAKIR
Cumhurbaşkanlığı sistemiyle “üçüncü adam” tek liderlik sistemi ve tek başına, güçlü AKP iktidarı hedefleniyordu. Bu sistem altında 2023, 2073 hayalinin hukuki başlangıcı 16 Nisan referandumun üstünden bir yıl geçmeden hayal Araf’ta kaldı. İttifakla Araf’tan geçmeyi amaçlayan Erdoğan ve AKP yönetimi, MHP tarafından mutasyona uğratılarak, çıkardıklarını söyledikleri Milli Görüş gömleği yerine ülkücü-milliyetçilik gömleğini giyiyorlar.
Bu ittifakın anlamını oy toplamını artırma taktiği ötesinde MHP ideolojisiyle stratejik nikâh kıymak olarak okumak gerekiyor. Bahçeli, bu ittifakın beka sorunu ile bağlı olarak zaman sınırı koymadan uzun erimli olacağı açıklamaları yapıyor.
MHP’nin “devletin başına devlet gelecek” sloganı başka bir anlamda muradına ermiş görünüyor. Bu slogan “Devletin başını Devlet yönetiyor” olarak değiştirilebilir.
Kısa bir anımsatma için iki örnek vermek gerekirse:
Ergenekon-Balyoz davaları dolayısıyla devletin güvenlik, bürokratik stratejik yönetim kadrolarındaki MHP’lilerin önemli bölümü tasfiye edilmişti. Fetullahçılardan boşalan devlet kadrolarının ve atılan MHP’lilerin yerine ülkücüler yeniden yerleştiriliyor. En önemlisi, AKP’nin “alnı secdeye değenler ve kıblemiz aynı” olarak tanımladığı Fetullahçılarla ideolojik işbirliğinin yerini, MHP-Ülkücülerin “Kızıl Elma” ideolojisinin aldığı en yetkili ağızlardan ilan edildi.
Barış Süreci döneminde Türk milliyetçiliğinin Türk olmayanları rahatsız edici kabul edilen: Örneğin sabahları ilkokullarda söylenen Andımız, Türk başlıklı devlet kurum adlarının değiştirilmesi gibi adımlar atılmıştı. Erdoğan “her türlü milliyetçiliği ayaklarımızın altına aldık” diyordu. Ayrıca Bahçeli-Erdoğan, AKP’li-MHP’liler arasındaki atışmalar ve karşılıklı ağır ideolojik suçlamaları anımsatmakla geçelim. Bunlar ne kadar geride kaldı, unutuldu, üstü örtüldü, “dün dündür, bugün bugündür" mü oldu, bunları görmek için çok uzun yıllar beklemeyeceğimizi düşünüyorum.
Bugün gördüğümüz gerçeklik ittifakla AKP yönetiminin MHP’nin ideolojik çizgisini canla başla savunur noktasına geldiğidir. İktidarın özellikle güvenlik ve milliyetçilik söylemini Devlet Bahçeli yönetiyor görünüyor, iktidarın politikalarını fiilen etkiliyor.
İttifak merkez sağın inişte olduğunu gösteriyor
İttifakın oy hesabı ötesinde stratejik ideolojik ittifak olduğunu söylemiştim. AKP bu stratejiyi geleneksel muhafazakâr sağın % 65-70 oylarını hedefleyerek şimdiye kadar izlediği bloklaştırmayı sağ-sol, milli-gayri milli bloklaşmasına dönüştürmeye çalışıyor.
Bunun için muhafazakâr, mütedeyyin, sağ, milliyetçi ve radikalleri aynı çatı altında toplamayı amaçlıyor. Bu amacı gerçekleştirebilmek için iki yöntem uygulanıyor. Birincisi, iktidarı paylaşma, milletvekilliği ve devlet kadrolarında kontenjan ayrılması. İkincisi, ittifak içinde yer alan partilerin ideolojik, politik söyleminin iktidar söylemi olarak kullanılması.
Tarihteki sağ-sol, muhafazakâr-mütedeyyin-milliyetçi kutuplaşmasını büyük ittifak çatısı altında toplamak gerçekçi görünmediği gibi, göle maya çalma hayali gibi görünüyor.
Demokrat Parti sonrası muhafazakâr sağ hep çok parçalı, çok ideolojili oldu. Merkezde ana akım partiler, AP, ANAP, DYP ve AKP gibi partiler oldu. Ana akım toplumsal değişimi doğru okuyamadığı veya devlet eksenine girdiğinde erimeye başladı, erimeyi durdurmak için her seferinde merkez sağın daha sağında yer alan daha ideolojik partilerle erime durdurulmaya çalışıldı.
Bu girişimlerin hiç birisi sürdürülebilir olmadı, dağılma durdurulamadı ve yeni bir söylemle muhafazakâr merkez kendini yeniden inşaa etti.
AKP iktidarı da aynı akıbete doğru gidiyor.
Güçlü tek başına iktidar döneminin sonuna gelindiğinin göstergesi ittifak arayışıdır. Bu durumda tek parti iktidarı zamanında yapılan büyük projelerin ihalesinin eşe dosta verilmesi, AB süreci ve Kürt meselesi gibi kadim sorunların çözümü ortaklar dolayısıyla kolay olmayacak.
Ve tek lider dönemi, liderlik paylaşımı ile eskisi gibi olamayacak. Karşılıklı esnemenin sınırı ve eğer geri adım atılacaksa bu nereye kadar olacak? Bunun gibi yumuşak sorunlar “tek parti istikrarı” sözünü ittifak istikrarsızlığına dönüştürmeye başladığında bu durumdan zararlı çıkacak olan AKP olacaktır.
AKP’nin kurucu ilkelerine yabancılaşma süreci…
AKP’nin kurucu ayarları, o zaman savunduğu değerler, savunduğu çoğulculuk, anti militarist ve toplumsal kapsayıcı dili dolayısıyla bu güne kadar birinci parti olarak muhafazakâr merkezde yer alabildi. AKP seçmeni kurucu değerler ve ilkelerle, ittifakla gelinen merkez sağ, milliyetçi-muhafazakâr AKP arasında seçime zorlanıyor. AKP’nin “Dava” partisi söyleminin içi de boşalıyor. Özellikle Milli Görüş duygusunu taşıyan partililer ve seçmenleri rahatsız eden önemli nedenlerden birisi de bu.
Muhafazakâr-mütedeyyin seçmen merkezin sağında yer alan, milliyetçi, İslamcı veya bazı cemaatleri temsil eden partilere hoş görüyle yaklaşıyor. Onlara iyi komşu, kardeş olarak yaklaşıyor. Ancak pılısını pırtısını toplayıp evine taşınınca veya her işine karışmaya başlayınca sırtını dönüyor. Bu sosyolojik gerçeklik ve siyasal davranış bir kenara not düşüldüğünde AKP’ye oy verenlerin kararsızlığı, yeni arayışı ve geldiği boyut anlaşılabilir.
AKP yöneticileri % 51 artı bire ulaşmak için AKP seçmenlerinin ittifak veya başka nedenlerle onaylamayanların yerini MHP-BBP ile doldurma hesabını yaptılar ve AKP’nin kurucu ilkelerine yabancılaşma sürecini radikal milliyetçilik peşine takmış durumdalar. İki yanı keskin kılıç gibi bir durum bu. İttifakla Erdoğan’ın başkan seçilme hesabı adına AKP yönetimi MHP-BBP ideolojik söylemiyle iç içe geçtikçe AKP’ye oy veren seküler ve radikal dilden rahatsızlık duyan muhafazakâr, mütedeyyinler ittifaka sıcak bakmıyor, geleceğe dair kuşkular artıyor.
Aynı durumun MHP tabanında da olduğuna dair yazılıp çiziliyor. Fakat MHP için öncelik ideolojik ilkeleri, oy çokluğu sonra geliyor.
Geleneksel merkez sağ oyları kazanmak ve büyük ittifak için, kâh soğuk savaş antikomünist söylemi, Camileri dam yapma hikâyesi, Kızı Elma hayali, Osmanlı ve İslam güzellemesi, İslam birliği, İslam ahlakı-haram helal gibi muhafazakârların ve milliyetçilerin değer verdikleri her şeyi aynı çuvala dolduruyorlar.
Büyük ittifakı birarada tutmak için “bölücü, gayri milli” ve “yedi düvel bize düşman” merkezli milliyetçilik propagandasını tutkal olarak kullanıyorlar.
Kullanıyorlar da tutuyor mu? Kamuoyuna yansıyan anket sonuçları ittifak oylarının toplamının matematiksel doğrusallığının olmadığı yönünde.
Matematiksek hesaplama yapmak gerekirse:
16 Nisan referandumuna katılan toplam seçmen 55.319.222
Katılanların sayısı 48.374.576,
Geçerli oy sayısı 47.528.949 katılım oranı % 85,32.
Hayır, 23.203.316, % 48,82
Evet, 24.325.633, % 51,18
Kullanılan oy sayısına göre cumhurbaşkanı seçilebilmek için yani % 50+1 için 23.687.288 artı bir oy gerekiyor.
Bu duruma göre cumhur ittifakı içinde yer alacak partilerin matematiksel oy toplamı şöyle:
İttifakın 1 Kasım 2015 seçimlerinde aldıkları oylar:
AKP, 23.673.541,
MHP, 5.691.737,
BBP, 259.572
TOPLAM: 29.624.850.
Matematiksel hesaba göre cumhur ittifakının güle oynaya başkanını seçtirebilmesi gerekiyor. Ama işler matematiksel hesapta olduğu gibi olmuyor, “evdeki hesap çarşıya uymuyor.” Sosyal ve ideolojik ilişkiler ve çelişkiler, siyasal kurgularla yapılan, matematik dengesi AKP aleyhine bozuluyor.
İttifakın ideolojik ve maddi kazananı MHP ve BBP oluyor.
Saadet Partisi'ni kilit veya kritik parti yapan iki boyut var. Birincisi AKP’nin kuruluşu sonrası Milli Görüş ilkelerini ve değerlerini savunmaya devam ediyor olması. Çekirdek parti oyları, 2007 seçimleri 820.299, 7 Haziran, 949.636, 1 Kasım 2015, 325.947. Temel Karamollaoğlu’nun ittifak çağrılarına karşı, “ittifak içinde yer almamız halinde AKP’nin başta demokrasi olmak üzere temel politikalarında değişiklik yapması gerekiyor” sözü Saadet Partisi'ni memnuniyetsiz AKP seçmenlerinin çekim merkezi yapıyor. Sık sık Abdullah Gül ve Saadet Partisi'nin yan yana getirilmesi AKP dışında muhafazakâr merkez arayışı. Öte yandan İslami demokrat, entelektüel, aydın ve sivil alanda yer alanlar, demokratik yeni bir siyasal merkez oluşturulması çalışmaları, memnuniyetsiz AKP’liler tarafından dikkatle izleniyor.
Sonuç olarak ittifak arayışı Türkiye’de Sistem değişikliğine gidilirken siyasetin yeniden yapılanmasını gündeme getiriyor. Siyasetin muhafazakâr sağında yeni arayış, sistem değişikliğini Araf’ta bırakıyor. Bu durum merkez sağı dil ve politik olarak radikalleştiriyor. Bu durumu dengeleyecek ve siyasal alanın normalleşmeye dönmesini sağlayacak ana muhalefet maalesef yetersiz. Hatta Suriye müdahalesiyle milliyetçilik yarışmasına giriyor, MHP’den kaçacak oyların İyi Parti yerine CHP’ye gelmesi için, şoven, milliyetçi dil dozajı artırılıyor.
Öte yandan CHP bir türlü geleneksel seçmen sosyolojisini kapsayacak ve muhafazakâr kesimi de etkileyen hikâye oluşturamıyor. Bu nedenle muhalefet muhafazakâr merkez kesimin içinden çıkıyor.
Ana muhalefetin referandum sonucu ortaya çıkan Hayır oylarını alma iyimserliği, yeni bir hikâye ortaya koyamadığı sürece yalnızca iyimserlik olarak kalabilir.
AKP’nin Araf’ta kalma durumu, CHP içinde geçerli. Bir türlü, ilkeli demokrasi savunucusu olamaması, HDP’yi ve Kürt siyasetçilere karşı yapılan adaletsizlikleri açık açık savunamaması CHP’yi Araf’ta kalmaya mahkûm ediyor.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrtadoğu’nun ‘Yeni Dönemi’ 9.12.2021 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
21.05.2018
13.05.2018
6.02.2018
29.04.2018
22.04.2018
8.02.2018
1.02.2018
25.03.2018
19.03.2018
11.03.2018