Hüseyin GÜLERCE
Afyonkarahisar'da askerî mühimmat deposundaki patlamada 25 askerimizin şehit olması, acıları katmerleştirdi.
Terör saldırılarına verdiğimiz şehitlerin ardından bu olay, ister istemez bir kazadan çok, terörü akla getirdi. Endişeleri artırdı. Şüpheler koyulaştı. Terörün ardındaki ülkelerin istihbarat örgütlerini, Suriye'yi, ajanlarıyla içimize elini atan İran'ı hatırlattı.
Türkiye'nin topyekûn bir saldırı karşısında olduğu apaçık. Bir düğmeye basıldığı besbelli. Gücümüz test ediliyor. Bünyemizin sağlamlığı test ediliyor. Büyüyen, güçlenen, istikrar içinde kalkınan Türkiye'nin önünü kesmek isteyenler bir şer şebekesi oluşturdular. Mesele sadece AK Parti iktidarından kurtulmak değil. Türkiye'nin siyasi ve ekonomik istikrarına kastediliyor. Hele sivil bir anayasa ile toplumsal bir mutabakat sağlanması, demokratikleşmenin hukuki bir zemine oturması Türkiye'nin düşmanlarını çok rahatsız ediyor. Çok açık ki bir Türk-Kürt çatışması için millet olarak ağır bir tahrik ile karşı karşıyayız. PKK-BDP-KCK çizgisi demokrasi içinde bir çözüm adına bütün köprüleri attı. Onlara kim cesaret, söz, gaz verdiyse, onları kim ayrı bir devlet kuracaklarına, Öcalan'ı devlet başkanı yapacaklarına inandırdıysa, artık gözleri hiçbir şey görmüyor. Değilse, siyasi çözüm istediğini söyleyenler, dağ yollarında şımararak eli kanlı canilerin sırtını sıvazlamaya cüret edebilir mi?
Topyekûn saldırı karşısında üç şeyi başarmak zorundayız: Provokasyonlar, tahrikler, saldırılar ne kadar ağır olursa olsun, Türkler ve Kürtler inadına birbirini daha çok sevmelidir. Yüreklerimize zerre kadar kin, nefret düşmemelidir. Türkler, "bütün Kürtler PKK'lı" iftirasına, nifakına asla ama asla itibar etmemelidir. Kürtler, "PKK bizim için çalışıyor, onlar olmasaydı bize hiçbir hak verilmezdi" yalanına asla ama asla itibar etmemelidir. Bugün, referandumda yüzde 58 evet diyen makul çoğunluk, Kürt vatandaşlarımızın yıllarca uğradıkları haksızlıklara yürekten karşı çıkmaktadır. Eşit vatandaşlık çerçevesinde birlikte adalet, hukukun üstünlüğünün tesisi ile evrensel insani değerlerde buluşarak adalet, huzur ve refah içinde bir arada yaşamayı arzu etmektedir.
Gerçekleştireceğimiz ikinci şey; topyekûn saldırı karşısında siyasetteki sen-ben kavgasına son vermektir. İç bütünlüğünü sağlamayan bir ülke dış saldırılar karşısında hastalıklı bir bünye gibidir. Bunu söylemek, muhalefet yapılmasın demek değildir. İktidarla muhalefet, saldırganların ekmeğine yağ sürmesin demektir. Eleştiri olsun ama hainliğe kadar varan suçlamalar kime ne kazandırır? Terörle mücadele ederken siyasetteki üslup bu mu olmalıdır?
Üçüncüsü, terörle mücadelede güvenlik güçlerinin psikolojik üstünlüğe ihtiyacı var. Bir taburun, üç gün üst üste saldırıya uğramasını önleyemezseniz, burada bir yanlış var demektir. Sınırlarınız içindeki dağlar, PKK'nın saldırı üsleri haline gelmişse, bunda bir yanlışlık var demektir... İstihbaratınızı gözden geçirmek zorundasınız. Gelen istihbaratın tam olarak değerlendirilip değerlendirilmediğine bakmak zorundasınız. Aylardır Heronlarla yapılan istihbarat hakkında yetkililer hiçbir açıklama yapmıyorlar. Heronlar bozuk mu, çalışmıyor mu, istihbarat geliyor da değerlendirilmiyor mu? Terörle mücadelede teknolojiden daha fazla yararlanılamaz mı? İstihbarat, silah ve mühimmat bakımından dışa bağımlılıktan kurtulmanın acil tedbirleri alınıyor mu?
Türkiye, topyekûn saldırı karşısında hızlı hareket etmek, terörle mücadelede gücünü caydırıcı hamlelerle göstermek zorundadır. Türkiye, bu mücadelede terörü yönetenlerin, onlara destek verenlerin canını yakacak, morallerini bozacak yeni bir şeyler yapmalıdır. Millete moral veren, karamsarlık bulutlarını dağıtan bir hamleye ihtiyacımız var.
Değilse her patlamadan, her saldırıdan sonra; "bu da neyin nesi, bu iş böyle nereye varacak" endişesi artacaktır...
Yazarlar
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.05.2019
2.05.2019
18.04.2019
11.04.2019
4.02.2019
28.03.2019
14.03.2019
9.02.2019
9.02.2019
1.02.2019