Bir fitne kazanı kuruldu ve altındaki ateşe içten dıştan bir düğmeye basılmışçasına odun taşınıyor. Neymiş, “Reis” ile “Hoca” arasındaki içten içe devam eden çatışma, bu yaz aylarında aleniyete dökülecekmiş. Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Başbakan Davutoğlu arasındaki derin çatlak artık gün yüzüne çıkmışmış...

Maalesef bazı AK Parti destekçisi kalemler, sanki tarafmış gibi yapıp böyle bir fitne için fütursuzca malzeme sağlıyor.

Neden AK Parti’nin içinde bir Cumhurbaşkanı-Başbakan kutuplaşması, gerilimi, çatışması çıkarılmak isteniyor? Bunun kanaatimce beş sebebi var.

Birinci sebep, Türkiye’nin istikrarının bozulmasıdır. Terör sarmalına alınmış ve Suriye-Irak ateşinin içine DAEŞ eliyle çekilmek istenen ülkemizde siyasi iradenin gücü, yönetimdeki istikrara bağlıdır. Türkiye’nin yönetilemediği algısı için AK Parti içine fitne sokulmak isteniyor. Üzücüdür ki, AK Parti’nin kurucuları arısında bulunmuş, AK Parti iktidarında çok önemli devlet/hükümet görevi yapmış insanlar, bu fitne çabaları karşısında Sayın Cumhurbaşkanının yanında yer almak yerine ona karşı tavırlar sergilemektedir. Sanki siyaset arenasında bir toz duman olursa, kendilerine bir vazife doğar beklentisi içindeymiş gibi duruyorlar...

İkinci sebep, teröre dışarıdan destek verilmesine rağmen Sayın Cumhurbaşkanı ve hükümet, milletin desteği ile kararlı durmakta, terörle mücadelede bir zaaf sergilenmemektedir. Bölücü terör örgütü büyük kayıplar verdiği için “çözüm”, “müzakere”, “yeniden masaya dönme” dayatmaları artmaktadır. ABD’si, AB’si, PKK’nın bitirilmesini önlemeye çalışmaktadır. Türkiye’nin kendi göbeğini kendinin kesmek istemesi, PKK terörünü milli inisiyatif ile bitirmek istemesi Batı eksenine büyük rahatsızlık veriyor. Her gün şehitler verdiğimiz, canlı bombalarla, uzaktan kumandalı patlayıcılarla, mayınlarla devam eden terör saldırıları, Türkiye’ye diz çöktüremiyor. Devreye sokulacak AK Parti içinde bir çatışma çıkarılması fitnesi, küresel güç merkezlerinin tam da istediği şeydir.

Üçüncü sebep, AK Parti’nin Türkiye’yi yönetemez hale geldiği algısı için dokunulmazlıkların kaldırılması meselesi, Meclis’te bir cephe savaşına çevrilmek isteniyor. Güneydoğu’daki hendeklerin benzeri TBMM’de kazılmak isteniyor. Kandil’den verilen talimat, HDP’nin Meclis’te kavga çıkarmasıdır. İşte tam bu sırada “Erdoğan-Davutoğlu karşı karşıya” çatlağına ihtiyaç duyuyorlar. Bunun için hiç şüphesiz Doğan medyası, Gülen medyası, Sözcü ve Cumhuriyet gazeteleri devreye girecektir.

Dördüncü sebep, Türkiye’nin demokratikleşmesinde en önemli kilometre taşı olan yeni ve sivil bir anayasa yapılmasını, AK Parti’yi bir çatışmaya götürerek engellemektir.

Beşincisi sebep de ne yapıp edip yeni anayasanın Başkanlık Sistemini getirmesine mani olmaktır. Kendi derdine düşen AK Parti, Başkanlık Sistemini unutur gider hesabı yapılıyor...

Mesele asla AK Parti ile ilgili siyasi bir mesele değildir. Mesele asla Sayın Erdoğan ile Sayın Davutoğlu arasında tercih yapma meselesi değildir. Mesele, Türkiye’ye karşı oynanan büyük oyunda, AK Parti üzerinden yeni bir cephe açmaktır.

Sayın Erdoğan bugün gerçekten devlet ve millet bütünlüğünün sembolüdür. İçinden geçtiğimiz şu dar geçitte onun liderliği, Türkiye için hayati önemdedir. Bu liderlik sarsılmamalıdır.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı yıpratmak, AK Parti’yi karıştırmaya kalkmak Türkiye’ye zarar vermek demektir. Ne badirelerden geçtik. Bu millet hep Erdoğan’ın yanında durdu, yine duracaktır. Erdoğan’ı terk edenler, terk edilmeye mahkûm oldular.