İbrahim Kahveci
Akıl tutulması diye bir şey var. Bir süre sonra “tüh ya benim aklıma o zaman neden gelmedi” diyorsunuz. Ya da ben onu niye düşünemedim gibi…
Şimdi size iki temel veriden bahsedeceğim:
İlki gelir dağılımı…
Toplumun en alt yüzde 35’lik gelir grubu Ak Parti ile payını artırdı. Hatta 2006-2015 döneminde yüzde 14,12 oranında bir payları vardı. Erdoğan Cumhurbaşkanı seçildikten sonra bu gelir grubunun payları düşmeye başladı ama özellikle 2021-2022’de çok feci düşüş oldu. Ve bu kesim artık gelirden %12,29 pay alıyor.
Bu kaybı sakın küçümsemeyin. Bu oranlar gelirden alınan payları gösteriyor. Burada 1,83’lük bir kayıp var. En alt yüzde 5’lik gelir grubunun 0,79 pay aldığını düşünürseniz adeta 2 yüzde 5’lik grubun gelirinden daha fazla kayıp olmuş demektir. Veya kaybedilen gelir 4. Yüzde 5’lik grubun geliri kadardır.
Sonraki yüzde 20’lik grup ise yüzde 14,20 payından -1,08 kaybederek yüzde 13,12 paya gerilemiştir.
İlginç durum şu: En alt gelir grubu daha fazla kaybederken daha yukarılara çıktıkça kayıp oranı da azalıyor.
Ve tek kazanan var.
En zengin yüzde 5’lik kesim… Onlar gelirden aldıkları payı yüzde 19,34’den yüzde 24,30’a çıkardılar. Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığı döneminde sadece en zengin yüzde 5’lik kesim kazanmış; gerisi kaybetmiştir.
Gelelim ikinci veriye…
Burada da “Mutluluk Endeksinde” değişimleri görüyoruz.
Eğitim durumuna göre mutluluk şöyleymiş (2004-2006 ila 2020-2023 karşılaştırması).
Bir okul bitirmemişlerde mutluluk oranı yüzde 54,5’den sadece 0,7 puanlık kayıpla yüzde 53,3’e düşmüş.
İlkokulu bitirmişlerde mutluluk oranı yüzde 56,8’den 7,1 puanlık kayıpla yüzde 52,5’e düşmüş.
İlköğretim veya ortaokul bitirmişlerde mutluluk oranı yüzde 57,9’dan 14,1 puanlık kayıpla yüzde 48,3’e düşmüş.
Lise ve dengi okul bitirmişlerde mutluluk oranı yüzde 59,7’den 15,9 puanlık kayıpla yüzde 49,6’ya düşmüş.
Yükseköğretim mezunlarında mutluluk oranı yüzde 66,4’den 24,2 puanlık kayıpla yüzde 49,0’a düşmüş.
Mutluluk oranlarında iki temel öge öne çıkıyor: Eğitim seviyesi eskiden daha az mutluyken eğitim seviyesi yükseldikçe mutluluk oranı daha yüksekti. Oysa şimdi durum tam tersine dönüştü. Eğitim seviyesi yüksek olanlar eğitim seviyesi düşük olanlardan çok daha az mutlular.
UYANMAK İÇİN OKUMAK GEREKİYORMUŞ
Şimdi gelir dağılımındaki bozulma ile mutluluk oranlarındaki değişimi birlikte inceliyoruz.
Alt eğitim ve alt gelir grubu 2014 sonrası gelir kaybına uğruyor ama mutluluk oranlarında kayıp çok daha sınırlı. Hatta son iki yılda gelir kayıpları devasa boyuta ulaşmış ve adeta gelir şoku yaşamış olmalarına rağmen tepkileri çok daha sınırlı kalıyor.
Eğitim ve gelir grubu arttıkça refah kaybı daha az oluyor ama artan oranda mutluluk kaybı yaşanıyor. Yani biz buna olan bitene uyanma da diyebiliriz.
Mesela beyaz yaka diyebileceğimiz orta sınıf yüzde -0,85 civarı gelir kaybı yaşarken mutluluk oranları yüzde 16-24 aşağı düşüyor.
Orta sınıf toplumdaki değişime daha sert ve net refleks gösterirken alt eğitim ve gelir grupları uzun süre bekleyişlerini sürdürmüşler.
Ya da şöyle diyelim: Başkanlık Sistemi ile tek adamlığın kendilerine verdiği zararı bir türlü görememişler.
Olay bu kadar basit.
Bazı kesimler yanlışları erken görürken bazı kesimler hala net şekilde olan bitene uyanamamış. Biz buna cehalet cesareti diyoruz ve bu durum Türkiye’nin şu andaki en büyük sorunudur.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
20.06.2025
19.06.2025
18.06.2025
10.06.2025
9.06.2025
4.06.2025
2.06.2025
29.05.2025
26.05.2025
22.05.2025