İbrahim Kahveci
Demokrasi nasıl bir sistemdir?
Ya da, demokrasi halka ulufe dağıtılarak elde edilen bir başarımıdır?
Tercihini kısa vadeli 10 kuruşluk çıkar uğruna yaparak, uzun vadeli geleceği kaybeden bir toplum nasıl gelişebilir?
Nasıl ekonomik ve bilimsel kalkınma sağlanır? Nasıl daha çok çalışır?
Bugün nerede ise, TBMM’deki bütün partiler devletin kasasından para dağıtarak oy peşinde koşuyor.
İnsanları nasıl daha az çalıştırırız derdindeler.
Bu toplumu nasıl çalışmaktan uzaklaştırırız formülü peşinde koşuyorlar.
Kimse çalışmayı ve daha çok çalıştıkça kazanmayı önermiyor.
***
Toplumlar günübirlik çıkar peşinde koşabilir. Siyaset ve siyasi parti teşkilatları rant dağıtım merkezi olabilir. Ama bu bir ülkenin uzun vadeli kalkınmasını bitiriyorsa, o ülke nasıl bir çözüm modeli bulacak?
Bakın size aşağıda bütçe gerekçesinden bir kaç satır aktarayım:
“İhalesi yapılmamış ve ihalesi yapılmış ancak başlanmamış projeler askıya alınacaktır. Devam eden projelerden finansman koşulları uygun olanlar için yeni ve daha uzun zamana yayılmış iş planları oluşturulacaktır. Mega-altyapı projeleri doğrudan yabancı yatırım yoluyla, uluslararası finansman ile hayata geçirilecektir. Kamu özel iş birliği (KÖİ) uygulamalarının, daha etkin ve finansal açıdan verimli olmasına yönelik bir çerçeve oluşturulacak; bu çerçevede uygulamaların bütüncül olması sağlanacaktır.
2019 yılında cari transferler için 391 milyar 337 milyon TL ödenek öngörülmüş olup, cari transferler içinde en önemli kalem sosyal güvenlik sistemine yapılacak transferlerdir. 2019 yılında bu amaçla öngörülen ödenek tutarı 188 milyar 160 milyon TL’dir.”
***
Yukarıda bütçe gerekçesinde ne diyor biliyor musunuz?
-Yatırıma para yok
-Emeklilik sistemi resmen çökmüş
AK Parti iktidara geldiği 2003 yılında sosyal güvenlik sistemine yapılan transfer harcaması 15 milyar 922 milyon liraydı. O paranın 2018 yılı değeri 56 milyar TL etmektedir. Oysa 2018 yılında sosyal güvenlik sistemine bütçeden aktarılacak transfer harcaması 148,6 milyar lira olarak tahmin edilmektedir. Ve 2019 bütçesinden ise sosyal güvenlik sistemine bütçeden aktarılacak para 188 milyar lira olarak hesap edilmektedir.
Nereden nereye...
Ya da ver ver ver nereye kadar?
Şimdi bir başka gider rakamına daha bakalım mı?
Kamu personel gideri.
Yine AK Parti iktidara geldiği ilk yılında (2003) kamu personel gider 28 milyar 833 milyon liraydı. Bu tutar 2018 yılı parası ile 101,5 milyar TL etmektedir.
Peki, 2018 yılında kamu personel gider ne olarak tahmin ediliyor? Tam 234 milyar 717 milyon lira.
Kısaca 2003 yılında kamu personeline bugünkü para ile 101,5 milyar öderken, personel sayısındaki artışla beraber, devlet idaresi için kamu personeline ödenen para 234,7 milyar liraya çıkmıştır.
Ya 2019 yılında!
Sosyal güvelik ödemesi ile beraber 290 milyar liraya yakın bir ücret.
Ne diyelim. Ver ver ver nereye kadar?
***
Bugün toplumda gelecek sorumluluğu duygusunun yok olduğunu gözlemliyorum. Kimse ülke geleceği hakkında bir endişe ve parlaklık duymuyor-görmüyor. Herkes siyasetin getirdiği hava ile bugünü kurtarma peşinde. İnsanlar kendi hayatlarını bireysel olarak düşünüyor. Ülke ne olmuş, ülke kazanmış mı vs düşünce yok.
Bugün sosyolojik olarak irdelenmesi gereken toplumsal durumlar söz konusu. Neden 2002 yılında kendi kazancımızdan vazgeçerek ülke kazancına oy vermiştik. Ve şimdi neden ülke kazancından ziyade kendi kazancımıza yeniden bakar olduk?
Bugün emeklilik sistemini düzeltecek bir öneri yerine hem iktidardan hem de muhalefetten nasıl seçim kazanırız önerileri görüyoruz. Bugün kamu gider yüküne çözüm önermek yerine, kamu personeline nasıl daha çok zam yaparız önerileri görüyoruz.
Ama bugün özel sektörde acayip bir kriz var. Şimdiden 500 binden fazla kişi işini kaybetti.
Maaş bile alamıyorlar. Özel sektörde artık zam bile konuşulmuyor.
Acaba aynı gemide olan kimler? Biz aynı gemideysek ve gemi su alıyorsa, üst katlarda hala balo yapmanın alemi nedir?
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
20.06.2025
19.06.2025
18.06.2025
10.06.2025
9.06.2025
4.06.2025
2.06.2025
29.05.2025
26.05.2025
22.05.2025