İlhami IŞIK
Türkiye açısından büyük önem taşıyan çatışma ve çözüm süreçlerinin kronolojik geri planına bakarken, 2013 yılına özel bir parantez açmak gerekir. Ama 2013 yılının en kayda değer gelişmelerini yorumlamadan önce, 2013 konjonktürünü koşullayan gelişmelere bakmakta büyük fayda var. Çünkü 12 Eylül 2012 de Libya’daki gelişmeler mercek altına alınmadan ne 2013 konjonktürü ne de DAEŞ yeterince anlaşılamaz.
Küresel liberal sermaye ve siyasetinin Arap Baharı biçiminde ifade ettiği Ortadoğu ve Kuzey Afrika reformu, statünün eski sahipleri olan petrol ve silah sermayesini ciddi şekilde rahatsız etti. Küresel düzeyde dizayn edilen bu çatışma Libya’da çok ciddi bir fay kırığı yaşadı. Amerikan büyükelçisinin öldürülmesi aslında ABD için tartışmasız bir savaş nedeniydi. Ama Obama yönetimi bunu göze almadı ve sahne Neocon'cu inisiyatif aldığı bir çatışma alanına dönüştü.
12 Eylül 2012 tarihte, Libya'da henüz 4 aylık olan bir Büyükelçi göreve yeni başlamışken vahşice katledildi. Katlediliş biçimi çok ciddi bir mesajdı ve bu mesajı alması gerekenler mesajı eksiksiz aldılar ve..
Artık dünya eski dünya değildi!
Bölge eski bölge değildi!
2012'nin bu sonbaharı, Arap Baharı’nın birinci el savunucusu olan ABD'nin tüm stratejisinin değişimine gerekçe oldu. Neocon'cu saldırganlığın açık meydan okuyuşu, liberalleri adeta derin bir suskunluğa itti. Resmi düzeyde Amerikan yönetimi frene basıp “bekle gör” politikasına yatırım yaparken, Neoconcular, özellikle cihatçı gurupların en radikallerini örgütlemeye hız verdiler.
Büyükelçinin öldürülmesiyle beraber Başkan Obama ve Biden dışında, başta Clinton olmak üzere CIA ve Savunma Bakanı ile tüm güvenlik ve strateji uzmanları tasfiye edildi. Ortadoğu ve Kuzey Afrika politikasının iplerini ele geçiren silah ve petrol sermayesi, kısa sürede Arap Baharı’ndaki ilk kırılmanın geri dönüşü zor ve büyük maliyetlere sebep olan, yeni konjoktürünü cihatçı radikallerin elleriyle inşa etmeyi başardılar.
Bu büyük bir tasfiyeydi.
Bu tasfiyeden sonra başta ABD olmak üzere batının nerdeyse tümünün Arap baharı, Ortadoğu ve Müslüman dünyasına bakışı ve hareket tarzı 180 derece değişime uğradı.
İlk belirtileri, bütün dünyada ve özellikle de batı kamuoyunda cihatçı örgütlerin kan donduran vahşet görüntülerinin daha görünür hale gelmesidir. Diktatörlüklere yönelik uluslararası ittifak, ABD’nin Libya büyükelçisinin öldürülmesiyle çatlamaya başlamış ve artık müslüman kimlik cihatçı örgütler üzerinden sorgulanmaya başlanmıştır.
2011'de öldürülen Usame Bin Ladin’in yokluğu El Kaide'yi ciddi anlamda devre dışı bıraktığından ve Suriye’deki örgütlerin çapının küçüklüğü ile Esat zulmünün vahşiliği yeni stratejinin uygulanması önünde ciddi engel olduğundan, yepyeni ve daha evvel insanlığın karşılaşmadığı bir örgütlenmeye ihtiyaç olduğunu ortaya çıkarmıştır.
Aranan kan bulunmuştur.
Daha evvel, yani 2006'dan beri Irak’ta faaliyette bulunan El-Kaide'ye bağlı “Irak Şam İslam Devleti” adlı örgüt bunun için bulunmaz bir hazinedir.
Irak’ta Şii Maliki zulmü bir sünni katliamına dönüşmüştü, aynı şekilde Suriye'de Esad zulmü de bir sünni kıyımıyla kendisini var etmeye çalışmaktaydı. İki kanlı diktatörlüğün sınır tanımayan vahşeti adeta cihatçı örgütler için bulunmaz nimetti. Haklılık ve meşruiyetleri için çok çabalamak ve özellikle genç radikal müslümanları ikna etmek için hiç zorlanmadılar. Zulüm, soygun ve vahşet o kadar açıkça işliyordu ki, ayrıca da başka bir kanıta ihtiyaç yoktu.
Tüm bu zulümler devam ederken, ABD ve müttefikleri Irak'ta Maliki’yi desteklemeye devam ediyor ve Suriye'de ise muhaliflere sözler dışında herhangi başka bir somut destek sunmuyorlardı.
Bu durum Bağdat ve Şam rejimleri tarafından kıyıma uğratılan bu halklar açısından, kendilerine kim yardım ederse etsin herkes tarafından anlayışla karşılanmaya, meşru görülmeye başlanmıştı. Ve bu durumun beraberinde getirdiği ikinci en büyük tehlike ise yığınların özellikle de genç neslin hızla radikal örgütlerin safına kaymalarına neden oluyordu.
İşte böyle bir zamanda DAEŞ (İŞİD) denilen zebani örgüt 2013 Nisan’ında Suriye'de kuruldu. Ana hedefi İslamı düşmanlaştırmak olan bu örgütlenmenin stratejik hedefi ise Arap Baharı’nı tümüyle boğmaktı.
Bu amaçla Arap Baharı'nın iki sinir ucu olan sistemine saldırı DAEŞ 'ın (İŞİD'in) kurulmasıyla beraber eş zamanlı saldırılara başladı.
Bu iki sinir ucu sistem Türkiye ve Mısır'dır.
Mısır'da farklı bileşenlerle ve batının kendi değerlerini ayaklar altına alma pahasına askeri bir darbeyle bu sinir sistemi çökertildi.
Sırada Türkiye vardı.
Dışarıda DAEŞ (İŞİD) Türkiye’nin tüm politikalarını çökertecek ölümcül hamleler yapıyordu.
1. Türkiye muhalifleri destekliyordu. DAEŞ tüm muhalif grupları neredeyse tasfiye ediyordu.
2. Türkiye Esad zulmünü dünyaya anlatıyordu. DAEŞ, Esad zulmünden kat kat vahşi eylemleri hem de büyük bir iştahla dünyaya yayıyordu.
3. Türkiye Irak Kürdistanı’yla tarihi ittifak yapıyordu. DAEŞ Bağdat yerine Kürtlere saldırıyordu.
4. Türkiye yüzyıllık projesi olan çözüm sürecini yürütüyordu. DAEŞ Mahmur ve Kobani’ye saldırıyordu.
Devamı Cumartesi gününe...
Yazarlar
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları



















































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.10.2025
28.09.2025
14.09.2025
9.09.2025
1.09.2025
23.08.2025
10.08.2025
23.07.2025
14.07.2025
1.07.2025