İlhami IŞIK
Yeni doğmuş bir bebeğe hepimiz hayranlıkla, şaşkınlıkla, sanki doğanın ve dünyanın bir mucizesiymiş gibi, içimiz geçerek, karşılıksız bir sevgiyle bakarız. Nefes alışını izler, karnının nasıl ahenkle şişip indiğine bakar, kendimizden geçeriz. Belirli bir zamana kadar bebek/çocuklar karınları önde, popoları arkada ördek gibi gezerler. Onların olduğu ortamda kendinizi neden huzurlu sakin hissettiğinizi düşündünüz mü?
Ben de nedenini yeni öğrendim; çünkü çocuklar doğdukları andan itibaren doğru nefes almayı bilirlermiş, zamanla büyüdükçe nefes almaları değişirmiş. Doğru nefes aldıkları için yani büyüdüklerinde bir çuval para verip gittikleri nefes terapistlerinin öğrettiği bilgi, aslında doğuştan bize verilmiş bir bilgiymiş ama biz zamanla unuturmuşuz. Korktuğumuz zaman nefes alışımız değişir, heyecanlandığımızda, hatta öfkelendiğimizde nefes almayı unuturuz.
Düz nefes alma bilgisiyle doğan çocuk bu yetisi yüzünden etrafına pozitif enerji saçar. Pürü pak düşünceler taşır, saftır o yüzden büyükler onları kucaklarına almaktan, sırtlarını okşamaktan, kahkahalarını duymaktan hoşlanır.
Nelson Mandela hapiste yaşadığı süre boyunca bazen umutsuzluğa düştüğünü, işte o anlarda bir şiir dizesinin onu hayata yeniden bağladığını söylüyor. Çünkü şiir de insanın saf yanıdır. Bir elmayı katur kutur dişlemek kadar doğal yanıdır hayatın.
Son aşure ayında sevgili eşim dolabımızı aşure kaseleriyle tıka basa doldurmuştu. Ben aşureyi çok severim. Akşama doğru eve dönerken sokağımızda yolun kenarında oturmuş bir anne ve çocuklarıyla Suriyeli göçmenler gördüm. Onlara selam verip ‘’Aşure yemek ister misiniz?” diye sordum. Birbirlerine baktılar. “Şayet aşure yemek istiyorsanız biriniz benimle gelsin, ona kaseleri vereyim” dedim. Kadın büyük oğlunu yanıma kattı. Oğlan tedirgin uzağımda yürüyerek beni takip etti. Eve gelince, ona eğer geri getirecekse kaşık ve tepsi de verebileceğimi söyledim. Başını salladı. Ben de bir tepsiye birkaç kase koyup ona verdim. Bir süre sonra kız kardeşiyle birlikte geri geldiler. Ellerinde tepsi ve kaşıklar vardı. Neşeyle gülümseyerek teşekkür ettiler. Artık bana güveniyorlardı. Tedirginlikleri yok olmuştu. Ama ben çok utanmıştım. Çünkü onların hiçbir şeyleri yoktu ve ben onlardan tepsi ile kaşıkları geri istemiştim.
Hiç gitmediğimiz şehirler var virane olmuş, hiç tanımadığımız insanlar var evleri iş yerlerini yıkılmış. Hikayelerini sosyal medyadan, gazetelerden öğrendiğimiz. O yıkılmış şehirlere baktığımda benim aklıma savaş geliyor. Şimdi o yıkılmış evlere çocuklar anne babalarıyla geri döndüler. Çadırlarda yaşıyorlar. Çünkü başlarını sokacakları bir çatıları yok.
Şırnak’ta evleri yıkılan aileler şimdi çadırda yaşıyorlar. Önümüz kış. Havalar soğudu. Sene bitecek neredeyse. Başka ülkelerde insanlar noel kutlamaları falan yapıyorlar. Bizim gerçeğimiz üşüyen çocuklarımız. Onların farkında olmak zorundayız. Onların sebebi biziz. Dünyaya gelmelerine vesile olanız. Dünyalarını karartan evsiz bırakan, üşümelerinin nedeni biziz. Nefes alışlarını erken unutmalarının sebebi biziz.
Paylaşmak demek, fazla olanı vermek değildir. Paylaşmak demek elindekini bölüşmek demektir. Çadırda uyuyan bir çocuk varsa, doğalgaz faturasını dert edinmeniz insani bir davranış değildir.
Her yazının başına oturduğumda hissettiğim duygu, zihnimde bir fotoğrafın canlanmasına sebep olur. O viraneye dönmüş şehirleri unutmadım. Hala hafızamdalar ve bu soğuk günlerde orada olmanın duygusunu zihnim çok canlı bir şekilde üretebilir. Zihnim o duyguyu ürettikçe vicdanım kanıyor. İçimi tuhaf, tarifsiz bir huzursuzluk kaplıyor. Bölgeden bir okul müdürü aradı; “650 öğrencim var” dedi. “Ama sadece 50 tanesi kışa hazır, geriye kalan 600’ü maalesef üst baştan yoksun ve bu kışı çıkaramazlar” diye ekledi.
Silopi’de çekilmiş o asker ve üşüyen çocuk fotosunu anımsadınız mı? Hani, sırtında silahı, kafasına mermi gelmesin diye kask takmış Silopi’deki o asker. Üşüyorum diyen küçük oğlanın ellerini avuçlarının arasına almış ve nefesiyle ısıtmaya çalışıyor. O resme bir daha bakın lütfen.
Çocuklarınızın büyürken kedersiz inip kalkan şişik karınlarını düşünün ve duyduğunuz o paha biçilmez huzuru.
Oğlunuzun, kızınızın en sevdiği mantosunu güzelce paket yapın, yanına botlarını koyun. Paylaşmak elinizdekini bölüşmektir çünkü.
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.10.2025
28.09.2025
14.09.2025
9.09.2025
1.09.2025
23.08.2025
10.08.2025
23.07.2025
14.07.2025
1.07.2025