İsmet Berkan
Türkiye’nin pek çok siyasi tartışmasında olduğu gibi, 2023 seçimine ilişkin muhalefeti tartışmaya başladığınızda da iş dönüyor dolaşıyor, “Bardağın yarısı dolu mu, yoksa boş mu” sorusuna geliyor.
Örneğin, muhalefetteki 6 parti bir araya geldi, bir gün ellerine anayasayı değiştirme fırsatı geçerse bunu hangi ilkeler çerçevesinde yapacaklarına dair bir yazılı metin üzerinde uzlaştı. Yakında 6 lider bir araya gelip ilan edecekler.
Peki bu geçmişte benzer örneği bulunmayan uzlaşmayı övmeli mi, yoksa “Aylarca çalıştınız ortaya ancak bir ilkeler metni çıkarabildiniz, Meclis’e sunulmaya hazır bir taslak bile yok ortada” diye eleştirmeli mi?
Üzerinde uzlaşılan metin hakkında bir fikrim olduğundan beri, bardağın boş tarafına daha fazla bakıyorum, itiraf edeyim. Kişisel olarak ben ortaya bir anayasa değişikliği teklifi, yani anayasa maddesi olarak yazılmış bir teklif bekliyordum. Bir ölçüde hayal kırıklığına uğradım.
Bu hayal kırıklığımı Cuma akşamı Karar yazarlarıyla bir araya gelen Gelecek Partisi lideri Ahmet Davutoğlu’na da açık açık söyledim, hatta biraz terbiye sınırlarını da zorlayarak “Ortaya bu mu çıktı” dedim.
Davutoğlu sabırlı insan, benim bir ölçüde “ergence” de sayılabilecek eleştirilerime sükunetle cevap verdi ve hepimizin bildiği veya kolayca tahmin edebildiği temel zorlukları sıraladı.
Çoğu zaman hepimiz yanlış anlayabiliyoruz: Ne Cumhur İttifakı ne de Millet İttifakı, isimlerinin önerdiği şekilde birer “ittifak.”
Cumhur’da Ak Parti, MHP ve BBP var. Bu üç parti, üç ayrı parti. Evet, elbette üç parti seçim işbirliği için kurulan bu ittifaklarını gelecekte de sürdürebilmek için birbirlerine karşı gayet dikkatli ve saygılı davranıyorlar ama unutmamak lazım: Onlar hala üç ayrı partiler.
Aynı durum Millet İttifakı için de geçerli. Orada da CHP, İyi Parti ve Saadet var. 2018 yılında seçimde işbirliği için bir araya geldiler. Sonra yasada yeri olmamasına rağmen 2019 yerel seçiminde de birlikte hareket ettiler. Bugün de birbirlerine karşı son derece dikkatli bir dil kullanıyorlar ama bunlar ayrı ayrı partiler.
Son dönemde Millet İttifakı’nın yamacına üç parti daha geldi. Gelecek, Deva ve Demokrat Parti. Şimdi 6’lı grup bu sözünü ettiğim anayasa uzlaşması ilkeler demeti metnini de kaleme aldı.
Aldı ama bu 6’lı işbirliğinin daha da ilerlemesinin, Millet İttifakı’nın yapılacak seçimde 6 partili olmasının önünde türlü çeşitli engeller var. Bu engellerin başında, özellikle Deva ve Gelecek’in CHP ile yan yana durmaktan çekinmeleri geliyor.
Bu çekinceyi ciddiye almak gerek. İkisi de Ak Parti’den kopan seçmene hitab eden bu partiler, Tayyip Erdoğan’ın “CHP’nin peşine takıldılar” propagandasına başlamasıyla o seçmenlerini ürküteceklerini düşünüyorlar.
Ahmet Davutoğlu, bu sakıncayı aşmak ve hatta Cumhur İttifakı’nın söylemini kesmek için bir girişim arayışında. Bu fikrini önce CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na, ertesi akşam da yine birlikte yemek yediği İyi Parti lideri Meral Akşener’e anlatmış. Anlaşıldığı kadarıyla her iki lider de, bu fikrin üzerine gidilmesine, imkanların araştırılmasına evet demişler.
Hem partilerin ayrı ayrı kimlikleri olsun hem de bu partileri bir arada tutan bir “ideolojik zamk” olsun isteniyor ama “Tayyip Erdoğan’ı oradan indireceğiz, tek adam yönetimine son vereceğiz” cümlesi dışında bir yapıştırıcının bugüne kadar bulunamamış olmasının da sebepleri var kuşkusuz.
Bu arada unutulmaması gereken bir şey, Ali Babacan’ın da aslında benzer bir kaygıdan hareketle arayış içinde olduğu ve artık açık açık bir yöntem önerdiği.
Babacan, “6 partiyi bir arada tutan zamk, anayasayı değiştirme vaadi. O zaman bu vaat üzerinde çalışalım, seçimden sonra da hızla anayasayı değiştirelim” diyor. Yani seçimin bir nevi referandum olarak yapılmasını, seçilecek başkanın da çok kısa bir süre için seçilmesini öneriyor. “Eğer o başkanın geçiş süreci üzerinde uzlaşırsak ittifaka gireriz” diyor.
İster bir nevi gevşek ideolojik çerçeve ister daha pragmatik bir model… Dikkat etmemiz gereken nokta bu yaratıcı önerilerin bu ittifakın sürükleyicisi konumundaki CHP’den veya İyi Parti’den değil Davutoğlu ile Babacan’dan, yani görece daha küçük partilerden geliyor olması.
6 benzemez partiyi birbirine benzetme çabaları bunlar. Bakalım ne çıkacak?
***
Baştaki bardak dolu mu boş mu meselesine geri döneyim.
Bir yandan, evet bu çabalar bizim siyasi tarihimizde daha önce rastlanmamış nitelikte olumlu çabalar. Bu, bardağın dolu tarafı.
Ama bir yandan da unutmayın, zaman hızla geçiyor ve muhalefet daha şimdiden çok değerli 3,5 yılı harcadı bile.
Kalan 17 ayda da bir netice alınacağının garantisi yok.
Yazarlar
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
24.09.2025
20.09.2025
17.09.2025
10.09.2025
9.09.2025
6.09.2025
3.09.2025
1.09.2025
27.08.2025
25.08.2025