Kemal BURKAY
12 Eylül sonrası 31 yıl süren uzun sürgünlük dönemimin 30 yılı İsveç’te geçti. İsveç ‘i doğasıyla ve demokratik yaşamıyla sevdim.
2011 yılında ülkeye döndüğüm zaman İsveç kamuoyuna yönelik, bunu dile getiren ve teşekkür niteliğinde üç dilde (Kürtçe, Türkçe, İsveççe) bir açıklama da yaptım.
O günden beri de her yıl bir-iki kez İsveç’e gider, 15 günlüğüne veya bir aylığına kalır, bir tür soluk alırım.
Yine de bazı yönlerden İsveç’i ve onun demokratik yaşamını anlamakta zorluk çektiğimi itiraf etmeliyim.
Örneğin İsveç, uluslararası üne sahip seçkin başbakanı Olof Palme’yi koruyamadı. Palme, eşiyle birlikte sinemadan dönerken sokak ortasında silahla vurulup öldürüldü ve katil yakalanamadı, bugüne kadar kim olduğu bile anlaşılamadı. Çünkü Palme’nin koruması yoktu!
Neymiş efendim, Palme koruma istememiş…
Bu olaydan birkaç yıl sonra da İsveç Dişişleri Bakanı Anna Lind bir markette alışveriş yaparken bir Sırp mülteci tarafından bıçaklanıp öldürüldü. Onun da koruması yoktu.
2017 yılında doktor kızım Hêlin bir hasta bakımından dönerken motorlu taşıtlara kapalı kırsal bir gezi yolunda bir motosikletin çarpması sonucu hayatını kaybetti. Çarpan kişi Iraklı bir mülteci idi. Bunlar öteden beri söz konusu kır yollarında motosikletle terör estiriyorlardı ve birkaç ay önce de o çevrede 14 yaşında bir kıza çarpıp öldürmüşlerdi. Buna rağmen polis bunları engellemek için bir tedbir almamıştı.
İsveç demokrasisi, benzer Kuzey Avrupa ülkeleri ve birçok Batı Avrupa ülkesi gibi yüzyıllar içinde oluşmuş. Şiddetin, özellikle de cinayetlerin çok seyrek yaşandığı bir ülke. Sanırım söz konusu rahatlık da bundan geliyor.
Ne var ki söz konusu Avrupa ülkeleri ve bu arada İsveç, özellikle son 70-80 yıl içinde bir yandan işgücü ihtiyacı, diğer yandan siyasi ve ekonomik nedenlere dayanan göç ve iltica hareketleri nedeniyle yoğun bir göçmen akınına uğradılar ve bu göçmenler kendileriyle birlikte farklı yaşama ve davranış tarzlarını, şiddeti ve siyasi cinayetleri de bu ülkelere taşıdılar.
Eski alışkanlıkla kürekleri aheste çeken İsveç bu değişime karşı kendisini savunamadı, gerekli tedbirleri alamadı.
İsveç kentlerinde son günlerde yaşanan ve Müslüman kesimin tepkisini çeken Kuran yakma olayı da bana bunu düşündürdü.
Medyaya yansıdı: Danimarkalı bir ırkçı, bazı İsveç kentlerinde göstere göstere polis korumasında Kuran yaktı!
Polis koruması da ne oluyor derseniz, herhalde bu da İsveç demokrasisisin bir tezahürü… Yani bir kutsal kitabı da yaksanız bu bir özgürlük eylemi, demokratik bir hak gibi görülüyor ve kişi bunu yaparken saldırıdan korunuyor!..
Sizin buna aklınız yattı mı? Benim yatmadı.
İster Kuran, ister İncil, ister başka bir kutsal kitap olsun, göstere göstere, keyfini çıkara çıkara yakılması, milyonlarca, milyarlarca insanın dini duygularını incitmektir, akıl almaz bir kışkırtmadır, provokasyondur.
Kişi dindar olmayabilir, Kuran’a veya başka bir kutsal kitaba sempati duymayabilir; ama bunu yapmaya da hakkı yoktur.
Hatta başka türden kitapları da salt karşıtlık duygusuyla sokak ortasında yakmak yakışıksız, çirkin bir eylemdir.
Başkalarının inançlarına duydukları kin ve nefretle bunu yapanlar, günü gelir insanları da fırınlara doldurur, yakarlar; nitekim geçmişte yaptılar da.
Bu eylemin polis tarafından korumaya alınması ise daha da akıl almaz türdendir. Söz konusu eylem en azından toplumsal düzeni bozucu, kargaşa ve çatışma yaratıcı türdendir. Böylesi ırkçı, faşist, provokatör kişilerin yeri cezaevidir.
Nitekim, bu olay, “kör kör parmağım gözüne!” kabilinden Stokholm’de tekrarlanınca kentteki Müslümanlar tepki gösterdiler ve şiddet olayları yaşandı; polis taşlandı ve polis arabaları yakıldı.
17 Nisan 2022
Yazarlar
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYastık altında 705 milyar dolar 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÇözüm Süreci milletin hakemliğinde yürür mü? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİIŞİD tehdidi SDG'yi kıymete bindirir mi? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanDindar nesil hikayemiz ya da sosyolojinin yeni haritaları 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciGelir bozukluğunda görülmeyen iki ayrıntı 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAUmut Hakkı’nı Savunmak, Barışı Savunmaktır... 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları



























Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.02.2022
28.08.2021
16.05.2020
12.05.2020
8.05.2020
4.05.2020
29.01.2020
18.10.2019
10.10.2019
24.03.2020