Kemal CAN
Yerel seçimde yapılacak ittifakın özel ihtiyaçlar açısından bazı sıkıntılar yarattığı varsayımından yürürsek, geçen hafta Bahçeli'nin söylediği "zafer hırsızı olmamak" ve "safız ama aptal değiliz" sözleriyle, Erdoğan'ın "siyasette yeri yok" ve "taban küserse toparlayamazsınız" değerlendirmeleri bazı ipuçları veriyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, iki gün önce New York’tan ayrılırken gazetecilere yaptığı açıklamalarda ilk kez yerel seçim ve ittifak konularında konuştu. Bahçeli ile ne zaman görüşeceği sorusuna karşılık, AKP’den Mehmet Özhaseki ve MHP’den Sadir Durmaz’ın yapacağı çalışmaları değerlendirmek için buluşabileceklerini söyleyen Erdoğan, ittifakla ilgili çıkan kulis haberlerine değindi: “Piyasada konuşulan şeyler falan bunlar siyasette olacak şeyler değil. AK Parti milletvekili sayısı ve oyuyla bir numaralı parti. Son seçimlerde birinci olduğumuz yerde aday çıkarmamayı nasıl anlatırım tabanıma? Seçmen tabanı küserse toparlayamazsınız.” Bahçeli’nin İstanbul için aday göstermeyebileceklerini söylemesinin hatırlatılması üzerine de, “Onu bir nezaket olarak değerlendiriyorum” dedi.
Söylenenleri ilk anlamlarıyla okuyunca şöyle bir durum ortaya çıkıyor: Öncelikle, Erdoğan en yetkili ağız olarak ittifak görüşmelerini doğrulamış oldu. Kulislere yansıyan ittifak formüllerinin hangilerini kastettiği belirsiz olmakla birlikte, bazılarını “siyasette olacak şeyler değil” diye niteledi ve pek başvurmadığı bir mazereti, “tabana anlatamam” ifadesini kullandı. AKP-MHP ilişkisi açısından son beş yılda yaşananlar “siyasette olmayacak şey” bulunmadığının en güçlü kanıtı. Ayrıca Erdoğan, hiçbir hukuki veya siyasi gerekçe açıklamadan milyonlarca oy almış belediye başkanlarını görevden almayı tabanına anlatmış bir siyasetçi. Bahçeli’inin İstanbul çıkışı “nezaket” ise, Erdoğan’ın şimdi oturduğu makam hangi “inceliğin” eseri sorusu da ortada. Son olarak da; ortak aday veya lehte çekilme yoksa ittifak nasıl olacak, olmayacaksa neyi görüşüyorsunuz?
Bu açıklamalar, daha önce Bahçeli’nin sözleri ve çıkan kulis haberleri gibi yine çok kesin ve açık sonuçlar olarak algılanıyor, yorumlanıyor. Daha önce, “ittifak tamam” şeklinde atılan başlıkların bir kısmı hemen tersine çevrildi, bu yeni duruma uygun yorumlar ve kulisler derlenmeye çalışılıyor. Ancak son yıllarda AKP-MHP ve Erdoğan-Bahçeli arasındaki ilişki pratiği ve yaşananlar, bu konularda aceleci olmanın çok doğru olmadığını, hemen kesin sonuçlara varmamak gerektiğini gösteriyor. Bu ilişkide, açık olması gerekenler sadece iki kişi arasında görüşüldüğünü, ikilinin kendi aralarında halledebilecekleri ulu orta konuşulması gerekmeyen meselelerin de basın yoluyla gündeme geldiğini sık sık görebiliyoruz. Bu hal, fırtınalı ve dengesiz bir ilişkinin değil, daha çok genel ve özel ihtiyaçların bir sonucu.
Çok geriye gitmeden yakın zamanlarda yaşananları hatırlayalım. Her iki partinin de tabanında sıkıntılar yaratan ittifak önerisi ortaya atıldığında, iki lider de, “tabana anlatma zorluklarına rağmen” konunun tartışılmasını yasaklamış ve bütün operasyon çok dar bir çevrede tamamlanmıştı. Ancak, ittifaka doğru ilerleyen süreci başlatan ilk hamle, Bahçeli tarafından “baraj yüksek” şeklinde çok dolaylı bir şikayetle basın aracılığıyla iletilmişti. Yine seçime çok kısa bir süre kala Bahçeli, ittifak ortağı AKP teşkilatlarını ve bazı yöneticilerini basın önünde çok sert eleştirmiş hatta suçlamıştı. Dolayısıyla bu ikili ilişki, ilerlemek için kapalı, yönetmek için açık tartışmayı sıkça deniyor diyebiliriz. Bu anlamda, Bahçeli’nin nezaketinin de, Erdoğan’ın tereddüdünün de hem teşkilatlarına hem de birbirlerine ulaşan farklı anlamları var.
Daha bir süre devam edeceği anlaşılan mesaj, demeç trafiği durumu netleştirmekten çok, kafaları karıştırmaya hizmet edecek. Tek taraflı teslimiyet gibi görünen bir hamlenin açık yönlendirmeyi hedeflediğine de, belirgin bir endişe gibi dile getirilenlerin olası direnç için ön almaya yaradığına da tanık olacağız. Bu yüzden ne olup bittiğini, nasıl bir rotada ilerlendiğini anlamaya çalışmak için, açıklamalardan çok ihtiyaçlara ve konuşmaların satır aralarına bakmak daha doğru. Biraz ters çözümleri öneriyor, bazı çıkarlar açısından ayrışıyor görünseler de, Erdoğan ve Bahçeli’nin uzunca bir süredir yürürlükte olan birbirlerine duydukları ihtiyacın ne kaynağında, ne de biçiminde çok önemli bir değişiklik yok. Hatta bu mecburiyet ilişkisinin arttığı ve pekiştiği de söylenebilir. Ancak, “ittifak” ilk gündeme geldiği zaman pek revaçta olan yorumlardaki gibi bir “dükkan kapatma” durumu olmadığı için, süreç yönetilmesi gereken bir mesele olmaya devam ediyor.
Aslında Bahçeli, geçen hafta gazetecilerle yaptığı kahvaltıda iktidar blokunun toplam gereksinimini etraflıca anlatmıştı. Geçen hafta bu köşede yer alan “İktidarın yerel seçim rotası” yazısı da, bir savunma stratejisi olarak biçimlenen bu yaklaşımı konu alıyordu. İktidar blokunun genel ihtiyaçları ve niyetleri konusunda bir değişiklik işareti görülmüyor ama aynı yazıda değinilen “özel” ihtiyaçlar konusunda ise bazıları kamuoyu önünde, bazıları kapalı kapılar ardında bir müzakerenin yürüdüğü, yürüyeceği, durumun o kadar net olmadığı anlaşılıyor. Durumun aslında net olup, zemini hazırlamak için belirsiz tutuluyor olması ihtimalini de her zaman yedekte tutmak gerekir. Çünkü, iki lider de erken kabul yaratmak için zayıf itiraz formülünü seven ve uygulayan bir tarza sahip. “Gündemimizde yok” açıklamasıyla başlayan af tartışmasının “bir bakalım” noktasına gelişini, Merkez Bankası ile yürütülen faiz tartışmalarını hatırlayalım.
Yerel seçimde yapılacak ittifakın özel ihtiyaçlar açısından bazı sıkıntılar yarattığı varsayımından yürürsek, geçen hafta Bahçeli’nin söylediği “zafer hırsızı olmamak” ve “safız ama aptal değiliz” sözleriyle, Erdoğan’ın “siyasette yeri yok” ve “taban küserse toparlayamazsınız” değerlendirmeleri bazı ipuçları veriyor. “Taban küserse toparlayamazsın” sözü, bir süredir düzenli bir erimenin izlendiği AKP oylarında tahammül sınırına yaklaşıldığını ve kriz konjonktüründen endişeyi gösteriyor. 24 Haziran’da “iktidardan olma” riskiyle motive edilen seçmenin aynı enerjiyi göstermemesi ihtimali önlem almayı gerektiriyor. Erdoğan, bu özel sıkışmanın “nazik” ortak tarafından takdir edilmesini ve ortaklık payını artırmak konusunda fazla atak olmamasını bekliyor. Bahçeli ise, pek sık müracaat ettiği erken ve oransız kredi açan çıkışlarıyla sınırı biraz daha ileri taşımanın yolunu yapıyor. Muhalefetin fazla hareketsiz olması da, bazı ayar sorunları yaratıyor.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları

























































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
26.10.2025
12.10.2025
5.10.2025
28.09.2025
14.09.2025
17.08.2025
17.08.2025
17.08.2025
21.07.2025
6.07.2025