Kemal CAN
Bir süredir sağlık nedenleriyle kendisinden çok fazla bahsettirmeyen, daha çok yazılı açıklamalarla gündeme katılan bir Bahçeli izliyorduk. Fakat son günlerde hem çıkışlarıyla, hem de gündemdeki potansiyel bazı gelişmelerle dikkatler yeniden Bahçeli üzerinde toplanmaya başladı. “Fetö’nün siyasi ayağı” tartışmalarına aktif olarak katıldığını izledik. İktidar ittifakı adına muhalefete ve özellikle de Kılıçdaroğlu’na dönük sert açıklamalarına tanık olduk. AKP’den kopan yeni parti girişimlerine hayli yüksek perdeden cevap yetiştirdiğini gördük. Partisinin “başkanlık sistemini” ve ittifakı yaşatma misyonu –yatırımı- konusundaki kararlılığını (biraz da uyarısını) yeniden ve daha güçlü biçimde işittik. Dış politika meselelerinde Erdoğan’a verdiği desteğin arkasındaki kuvvetli teşviki bir daha hissettik. Bu hareketlenmeyi, sağlık nedenleriyle verilen boşluğu kapatma gayreti olarak yorumlamak mümkün. Fakat Bahçeli’nin, siyasi hareketlenmenin kontak anahtarını hep elinde tutan bir aktör olduğu da unutulmamalı. Ayrıca AKP-MHP ve Erdoğan-Bahçeli ilişkisi, reel siyaset dışı pek çok dinamikle ilişkili olmakla birlikte hala siyasi bir mesele.
MHP’yi ve ittifaktaki yerini gündemde yeniden üst sıralara taşımaya aday bazı veriler ve bilgiler de dolaşımda. Taze kulislerde, AKP’nin yerel yönetim transferleri ve bazı taşra teşkilatı revizyonlarında MHP’lilere de müracaat edeceği bilgileri yer aldı. Yeni kurulan ve kurulacak partilere önlem paketi çerçevesinde, hem ittifakın yarattığı alerjik reaksiyonlar hem de simbiyotik ilişki yeniden güncel bir başlığa dönüşmüş durumda. Erdoğan’ın tarikat ziyaretleri, dini hassasiyet (kışkırtma) çıkışları, iktidar çevrelerinin anti-laik ve anti-Kemalist ataklarının daha saldırgan içeriklere dönüşmesi, “sınırların” yeniden tartışılması ihtimalini büyütüyor. İttifakın fazla yaslandığı milliyetçilik ayağı yerine ağırlığı biraz daha dindar-muhafazakarlık tarafa kaydırma gayreti dikkat çekiyor. Davutoğlu’nun Karar Gazetesi röportajında, MHP ortaklığının AKP’nin yumuşak karnı olarak değerlendirileceği intibaı veren sözler yer aldı. Babacan’ın kuracağı partinin de, AKP’yi Kürt politikası açısından sıkıştırmayı denemesi sürpriz olmaz. Yani ittifakın hem içinde hem de dışında, bu ortaklık hakkındaki tartışmalar canlanabilir.
Yapılan son araştırmalar iktidar ve muhalefet bloklarının oy dengelerinde dramatik değişiklikler olmasa da, stabil bir durumun sağlanamadığını gösteriyor. AKP’nin çekirdek oylarında ve dinamik alanlarda (kent ve genç oyları) gözle görünür bir gevşeme söz konusu. Metropoll’ün yaptığı son ankette kararsızlar dağıtılmadan AKP’ye oy vereceğini söyleyenler yüzde 34.2 olarak ölçülüyor. MHP’nin oy oranı ise 8.2 seviyesinde. Bu rakamlar, 2002 seçim sonuçlarının neredeyse aynısı (AKP 34.4, MHP 8.4). Kadir Has Üniversitesi’nin yaptığı ankette ise, kararsızlar dağıtılmış halde bile MHP’nin yüzde 8.3 sınırında kalacağı (AKP 40.2) ortaya çıkmış. Başka araştırmalarla da desteklenen bu veriler, ittifak bloğunda MHP’nin de kaybeden hanesine adını yazdırdığı gösteriyor. Uzunca bir süre, ittifak toplamındaki oy kaybına rağmen MHP’nin nispeten avantajını koruduğu hatta ittifak içindeki kaymadan oy devşirdiği ölçülüyordu. Tablo, AKP’deki gerilemenin MHP’yi de paçasından tutarak aşağıya doğru çekmeye başladığı anlamına geliyor. MHP’nin itmesi AKP’ye yetmiyor, AKP’nin çekmesi MHP’yi de geriletiyor.
MHP’nin son 25 yıldaki oy grafiğine bakınca, 2002’de ödediği iktidar yıpranması bedelinin bir benzerine –ve galiba yine iktidar yıpranması nedeniyle- çok yaklaştığı, en eski tabanına doğru iyice gerilediği görülüyor. 2002’de ağır bir ekonomik kriz eşliğinde ödenen siyasi bedel, MHP için 8.4 ile baraj altında kalmak şeklinde tecelli etmişti. Bu seviye, 1999’daki sürpriz yüzde 18’in ardından 1995’teki 8.2’ye geri dönmek, en kemik tabana sıkışmak, “taşkın alanından” çekilmek demekti. AKP’nin ilk döneminde, AB ve Kürt politikası karşısında sert bir muhalefet izleyen – bu açıdan AKP’nin “fark göstermek” için epey işine yarayan- MHP, 2007’e yüzde 14, 2011’de yüzde 13 oranında oy alarak hızlı bir toparlanma sağladı. 7 Haziran 2015’te yüzde 16.3 oranına yükselerek 2002 oranının iki katına çıkmayı, neredeyse 1999 sürprizine yaklaşmayı başardı. 7 Haziran sonrasında (24 saat bile geçmeden) bütün koalisyon kapılarını kapatan Bahçeli, sadece seçimin yenilenmesinin değil, bugün ortaya çıkan iki ittifaklı sistemin (Erdoğan’a başkanlık) yolunu açmış oldu. Bu manevranın kısa dönemli kârının ardından siyasi faturası da yavaş yavaş çıkıyor.
Cumhur İttifakı ve yeni iktidar koalisyonu fiilen kurulduktan sonra yaşanan 2016 darbe girişimi ve 2017 referandumu, bugünün siyaset resminin ana hatlarını biçimlendirdi. Erken seçim kararlarında, referandumda, temel politik ayrışmalarda, Bahçeli’nin etkisi ve belirleyiciliği adım adım ilerledi. MHP koalisyona girmeden iktidar olmanın, Erdoğan’ı kendine mahkum etmenin, yıpranmadan azade olarak dediğini yaptırmanın avantajlarını kullandı. 24 Haziran 2018’de, İYİ Parti’nin götürdüğü oylara rağmen (yaklaşık yüzde 4-5 civarında) yüzde 11 seviyesini tutturarak, AKP kadar oy kaybetmediğini hatta oradan kayan oyun bir kısmını toparlayabildiğini gösterdi. İddia edildiği gibi AKP içinde erimeyeceğini, onun tarafından yutulmayacağını hatta tersinin olabileceğini kanıtladı. Bu görüntünün partisinde yarattığı rahatsızlığı fark eden Erdoğan’ın yerel seçime yalnız girme girişimi de, bizzat Bahçeli’nin atakları ile boşa düşürüldü, engellendi. Ancak bu hamlenin bir komplikasyonu –belki de bedeli- olarak, iktidarla ilişkideki mesafe ayarları bozuldu. Bahçeli, iktidarın siyasi (seçim) stratejisinin sadece mimarı değil, sözcülüğünü üstlenmek ve avantajlı farklardan vazgeçmek zorunda kaldı. MHP, AKP’ye fazla yapışınca beraber batmaya başladı.
Kadir Has Üniversitesi’nin yaptığı araştırmada MHP’nin iktidarla fazla yapıştığını gösteren veriler mevcut: İktidarın icraatlarını sahiplenmek ve savunmak konusunda MHP’liler AKP’lileri solluyor. Mesela ekonomi performansı konusunda MHP’lilerin iktidarı başarılı bulma oranı AKP’lilerden yüzde yirmi daha yüksek (MHP’lilerin yüzde 34’ü, AKP’lilerin yüzde 41’i başarılı buluyor). Dış politika ve Kürt politikası konusunda da -aynı oranda olmasa da- MHP’liler iktidara karşı AKP’lilerden daha bonkör. Çok kabalaştırırsak iktidarın icraatı, Bahçeli gibi MHP’lileri de fazlasıyla memnun ediyor. Ancak tatmini artan bu taban, genişleyen ve büyüyen değil küçülen ve gerileyen bir taban. MHP, İyi Parti’nin kopması ve iktidarla yakın ilişki dolayısıyla büyükşehirler, kıyılardan iyice uzaklaşmış durumda. Hızla taşra coğrafyasına doğru büzülüyor. AKP de aynı coğrafyaya doğru sıkışıyor. Bu derinlikte iki büyük ideolojik gövdeyi ayrı ayrı besleyecek kadar siyasi oksijen yok. İktidar ittifakında “siyaset dışı” odakların önemli bir ağırlığı olduğu malum. Ancak ittifakın partiler tarafında, siyasi dinamiklerin hesap dışı tutulmadığını da biliyoruz. İşte bu dinamikler, yeni bir siyasi gerilim biriktiriyor.
Yazarlar
-
Mensur Akgün8 Ağustos mutabakatı… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Azerbaycan Turan yolu’ 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktanİktidar, Bahçeli’nin hukuk uyarılarını dikkate almalı 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciDemokrasi işgal edilirse… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURRojbaş İmamoğlu, geçmiş olsun Evre ve yeni YAE’cilere dostane uyarılar… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKomisyon'un çimentosu Bahçeli 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
6.07.2025
30.06.2025
27.05.2025
6.04.2025
23.02.2025
16.02.2025
19.11.2024
11.11.2024
7.11.2024
2.11.2024