Lale KEMAL
Ankara kulislerinde, başkenti merkez edinmiş yabancı diplomatların analizlerini de katınca, ilginç ve öğretici saptamalar ortaya çıkıyor. Yabancı diplomatların analizleri, bazen kendi ülkemizdeki sorunlara daha objektif bakmamızı sağlıyor ve anlayan için dersler çıkartılmasını gerektiriyor. Örneğin, 30 yıllık darbe ürünü Anayasa’nın, parlamentoda temsil edilen dört parti tarafından yazımında beklenen ilerlemenin sağlanmamış olması, malûmun ilanı olarak yani artık yazılımının başka bir bahara kaldığı ve şimdilik öldüğü şeklinde görülüyor. Hükümetin, Türk usulü başkanlık sistemi önerisinin, ne parlamenter demokrasiye ne de kabul görmüş herhangi bir başkanlık sistemine uyduğu kulislerde dile getiriliyor. Dolayısıyla hükümetin zaten diğer partilerin de özgürlükçü bir Anayasa yapımında yan çizdiği gerçeğinden hareketle, belki BDP’nin de desteğiyle “Türk malı” başkanlık sistemi formülünü referanduma götürme olasılığının yüksek olduğu söylentileri dolaşıyor.
Bir Batılı diplomat, “Anayasa yazımında sanki yavaş da olsa ilerleme var havası veriliyor. İşin gerçeği, tüm siyaset, Başbakan Erdoğan’ın, kariyer planlarına (2014’te Cumhurbaşkanlığı adaylığı) göre şekilleniyor. Başbakan artık kimseyi dinlemiyor” yorumunu yapıyor.
Hükümet Kürt sorununda zafiyet gösteriyor
Başbakan Erdoğan’ın, yerel seçimler, cumhurbaşkanlığı ve 2015 genel seçimlerine dönük milliyetçi tabanı partiye çekmek için Kürt sorununu çözüm iradesini heba ettiği izlenimini güçlü biçimde verdiği söylemleri, parti içinde de bölünmelere yol açmış durumda. Erdoğan’ın, bir keresinde, bölgenin terörist bölgesi olduğu mealindeki sözleri, Uludure’de 34 vatandaşın, kendi ülkelerinin savaş uçağı tarafından bombalanarak öldürülmüş olmaları karşısında siyasi iradenin, şeffaf biçimde olayı aydınlatmamış olması, anadilde eğitimin tanınmamış olması gibi Kürt sorununu çıkmaza sokan parti politikaları, sayıları 70’i bulan partinin Kürt kökenli milletvekilleri arasında da bölünmelere ve kırılmalara yol açmış durumda.
Partilerinin, Kürt sorunu söylemlerine tepkili oldukları için 30 kadar milletvekilinin, genel seçimlerde seçilme şansının artık kalmadığı yorumları yapılıyor. Nihayetinde, Erdoğan’ın, Kürt sorununun çözümü konusunda zafiyet gösterdiği vurgulanıyor.
Dindar Kürtler Hizbullah’a kayıyor
Hatırlanacağı üzere, AK Parti Diyarbakır İl Başkanı Halit Advan, “Dindar Kürtler BDP’ye oy veriyor” açıklamasının ardından AK Parti tarafından eleştiriye maruz kalması üzerine 16 aralıkta istifa etmek zorunda kalmıştı. Advan’ın, aslında gerçekleri söylemiş olmasının partiyi rahatsız etmek yerine ders alması ve bu türden bir gelişmeyi analiz edip özeleştiri yapması gerekiyordu ama yapmadı.
Bölgedeki gelişmeleri yerinde inceleyen Ankara kulisine hâkim isimler, Hizbullah’ın, parti kurma kararı ve BDP’li olmayan Azadi hareketinin, bir STK olarak, dindar Kürtleri kendi saflarına çekme yolundaki girişimlerinin iyi okunması gerektiğine işaret ediyorlar. Azadi hareketinin, Hükümetin, Suriye politikaları bağlamında bu ülkede Kürtlere özerklik verilmesine karşı çıkışından hoşnut olmadıkları da belirtiliyor.
Malûm, Hizbullah’ın, sivil örgütlenmesi olan Mustazaflar ile Dayanışma Derneği’nin kapatılmasından sonra “Mustazaflar Hareketi,” adı altında yeni bir siyasi hareket başlatan grup, Hür Dava Partisi (HÜDA Par) adı altında parti kurmak için İçişleri Bakanlığı’na bu hafta başında dilekçe vermişti.
Diğer yandan yine güneydoğu bölgesinde, “İnançlı Gençler” adı altında dindar gençleri örgütleyen bir oluşum ortaya çıktı. Bu hareketin ne ölçüde etkin olacağı belirsizliğini koruyor. Ancak, Güneydoğu’da, dindar Kürtlerin örgütlenme hareketleri, AK Parti’nin, bu bölgedeki oy tabanının elinden kayacağının işaretlerini veriyor.
“Bizle değilseniz yanlış yapıyorsunuz”
AK Parti’nin, özellikle 2011 genel seçimleri sonrası belirgin hale gelen sistemle özdeşleşme ve demokratik reformları bir kenara itme politikasıyla birlikte, “Ya benimlesin, benim fikirlerimi kabul edeceksin. Benimle değilsen yanlış yapıyorsun” şeklinde özetlenen bir ruh haline girdiği tesbitleri, Ankara kulislerinde yoğun biçimde yapılıyor.
Hükümet, dördüncü paketi taviz olarak görüyor
Uzun bir süre sürüncemede kaldıktan sonra geçen ay sonlarında sunulduğu bakanlar kuruluna takılan dördüncü yargı paketi, Türkiye’nin, ağır eleştiri aldığı ifade özgürlüğünün sınırlarının genişletilmesi dolayısıyla özünde, bu alanda AİHM’de en fazla mahkûmiyet alan ülke konumundan çıkması için önemli reformları içeriyor. Bazı kabine üyelerinin, pakete, ifade özgürlüğünü genişleterek şiddet içermeyen söylemleri suç olmaktan çıkartacak iyileştirmeler öngörmesi dolayısıyla KCK’dan tutuklu kimi sanıkların serbest kalmasının önünü açacak olması nedeniyle itiraz ettikleri tahmin ediliyor.
Bir Batılı diplomatik kaynak, “Hükümet, ifade özgürlüğünün genişletilmesini Kürt sorununda bir taviz olarak görüyor” derken, Adalet Bakanı Sadullah Ergin’in, paketin çıkması için gösterdiği çabadan ise övgüyle bahsediyor.
Kılıçdaroğlu’na eleştiri var
Ana muhalefetteki CHP’den bir parti kurmayına göre, partinin, kimi demokratikleşme hamlelerini akamete uğratan ulusalcı tabanın parti içindeki etkinliğinin oranı, yüzde 2 ila yüzde 3. Aynı kurmaya göre, Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu, güçlü bir liderlik ve cesaret sergilese bu ekipten rahatlıkla kurtulur ama sergilemiyor. Bu gidişle, CHP’nin hem yerel hem de 2015 genel seçimlerinde oy kaybına uğraması kaçınılmaz.
Özetle Ankara’da, ana muhalefetin kısır politikalarının da desteğiyle Başbakan Erdoğan’ın, otoriter eğilimler içine girmesini önleyecek bir fren denge mekanizmasının bulunmayışının Türkiye’nin siyasi yönelimini belirsizleştirdiği şeklinde olumsuz bir hava hâkim.
[email protected]
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
2.02.2016
25.06.2016
18.06.2016
11.06.2016
4.02.2016
28.05.2016
14.05.2016
7.02.2016
30.04.2016
24.04.2016