Lale KEMAL
Çok eskilere gitmeye gerek yok, 2000’li yılların başına dek olanca ağırlığıyla kendilerini hissettiren vesayetçiler yani atanmış muktedirler ve seçimle işbaşına gelseler de bu kurulu düzenin emrindeki iktidar partileri ve muhalefet, medyayı, yanlış da olsa politikalarına alet ettiler.
Çalıştıkları gazetelerin patronları adına Ankara’da hükümet nezdinde iş kovalayan ne gazeteciler gördük o dönemler. Bugün onlar, torunlarına da yetecek servete kavuştular kirli aracılıkları karşılığında. Bir kısmı halen aramızda bir kısmı ise elde ettikleri haksız kazanç ile mutlu mesut avare dolaşıyorlar.
Sayıları az da olsa musluğun başını tutup, gücü elinde bulunduran bu “Tetikçi” gazeteciler yüzünden çoğunlukta kalan muhabirler hep ezilen taraf oldu.
Bu dönemde -iktidarın ilk dönemleri dâhil- tabii ki ordu kaynaklı fişlemeler de olanca hızıyla devam ediyordu. Deniz Kuvvetleri eski Komutanı emekli Oramiral Özden Örnek’in darbe içerikli günlüklerini yayımladığı için Nokta dergisinin hem de askeri savcılık emriyle polis tarafından 2007 yılında basılıp kapatıldığı olay daha dün gibi. Keza, Nokta dergisinin, TSK tarafından fişlenen gazeteci, aydın ve yazarların adını açıkladığı listeyi, dönemin Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral Büyükanıt da doğrulamak zorunda kalmıştı. Dönemin bu kudretli komutanı, TESEV’in, Türkiye’deki güvenlik kurumları yani TSK, Jandarma, Emniyet ve MİT’i mercek altına aldığı güvenlik sektörü almanağı yazarlarını, 17 kadar televizyon kanalında canlı yayımlanan açıklamasıyla andıçlamıştı. Andıçlamak tam olarak ne anlama geliyor? Kısaca işinizden, aşınızdan ediliyorsunuz, toplumdan dışlanıyorsunuz adeta vebalı gibi.
Bu andıçlanan demokrasiden yana insanlar toplumdan dışlanmak suretiyle aslında dışlanması gerekenler, böylece antidemokratik uygulamalarını sürdürebilecekleri rahat bir ortamı yaratmış oluyorlardı.
Gelelim bugünün medya baskıları ve andıçlamalarına.
Bu hükümetin ilk iktidar döneminde yapılan demokratik reformlar, artık yukarıda özetlediğim medyaya ağır baskıların uygulandığı günlerin geri dönmeyeceği hissiyle pek çok insanı sevindirdi. Her ne kadar 2007’deki Nokta olayı bir hayal kırıklığı yaratmış olsa da.
Tek tip vesayetçi medyanın yerini kısmen çoğulcu bir medya ortamı aldı. Ne var ki Gezi olaylarının orantısız devlet gücüyle bastırılması olayı, artık eski baskıcı, korkutarak sindirme günlerine çoktan dönüldüğünün ilk somut habercisi oldu. Meğersem reformlar otoriterleşme adımlarına bir kılıf imiş.
Eskinin vesayetçi kalemşorlarının yerini artık kılık değiştiren yeni “Tetikçiler” aldı. İktidara en ufak bir eleştiride bile, bu tetikçiler kalemlerine sarılıp, karalama kampanyasına alet oluyorlar.
İnsanların pervasızca karalandığı bir arka planla, gerek Başbakan Davutoğlu’nun gerekse Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, kimi gazetelerin genel yayın yönetmenlerini, hafta sonundaki basına kapalı toplantıya, ayrımcılık yaparak çağırmamış olmaları cılız da olsa tepki çekti.
Davutoğlu kimi medya yöneticileriyle yaptığı görüşmenin basına yansıyan bir bölümünde “Demokrasiyle anılmak isterim,” diyordu. Nasıl bir çelişki bu, medyaya sansür uygulayan bir zihniyet nasıl demokrasi ile anılır?
Eski Gazeteciler Cemiyeti Başkanı ve Cumhuriyet Gazetesi yazarı Orhan Erinç, darbe olarak nitelediği gazetecilere yönelik ayrımcılığı, iktidarı odağına alarak eleştirdi.
Ben de diyorum ki, tüm baskıcı ortamlarda dahi tek başına da kalsa direnen gazeteciler bu ülkede varken neden medya tek ses olup, topluca direnemiyor, “diğer meslektaşlarım yoksa ben de bu toplantılara katılmayacağım,” diyemiyor. Medya olarak önce kendimizin aynaya bakma zamanı çoktan geldi de geçiyor.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
2.02.2016
25.06.2016
18.06.2016
11.06.2016
4.02.2016
28.05.2016
14.05.2016
7.02.2016
30.04.2016
24.04.2016