Lale KEMAL

Füzelerde ibre yine Çin'e dönebilir
2.02.2016
1899

 Rusya'nın, geçen ekim ayında, 1.200 km gibi çok uzak mesafeden, yani Hazar Denizi'nden Akdeniz'de Suriye'deki muhalif gruplara seyir füzeleri fırlatmış olması Ankara'da şimşeklerin çakmasına neden oldu.

Bu olay, iktidarın, askerin de desteğiyle, uzun süredir aklının bir köşesinde olan savunma politikalarından kısmen de olsa saldırı silahları edinim stratejisine geçiş için zemin hazırladı.

Türk F-16'larının bir Rus jetini geçen kasım ayında düşürmesine öfkelenen Rusya, Türkiye'yi doğrudan tehdit eder biçimde bu kez de Suriye'de bir üsse S-400 füzelerini yerleştirdi.

Rusya'nın Türkiye'ye yönelik askeri tehdidi, artık Ankara'nın üyesi olduğu NATO'nun güvenlik şemsiyesi ile yetinmeyeceği düşüncesine ivme kazandırdı. Zaten AKP iktidarı da, İran ve İsrail'in, uzun menzilli ve gerektiğinde nükleer başlık takılabilen saldırı nitelikli balistik füzelere sahip olmasından uzun süredir rahatsızlık duyuyordu. Nitekim Türkiye, saldırı silahı edinimi konusundaki niyetlerini, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yakınlardaki bir açıklamasıyla açık etti.  Erdoğan, Çin ile öncelikli olarak görüşmelerin yapılıyor olması nedeniyle ittifakı kızdıran füze ihalesinin en nihayetinde geçen kasım ayında iptal edilmesiyle ilgili 18 Kasım'daki ATV röportajında, Türkiye'nin, azami yerli imkânlarla uzun menzilli ve ama saldırı nitelikli füze üretmesi gerektiğini ilk kez dillendiriyordu. (Çin bağlantılı füze ihalesinin iptaline ilişkin detaylı bilgi, 09.12.2015'te “Saldırı silahları dönemine mi geçiliyor?” başlıklı yazımdan okunabilir) Askeri konularda uzman bir kaynağıma göre, Erdoğan, ATV'ye açıklamasında, “Hem yerli, milli olsun hem taarruz olsun istiyoruz... Biz iptalle (füze ihalesi) bu adımı attık.” yolundaki sözlerini bilinçli olarak sarf ettiğini belirtiyordu. Aynı kaynağım, Erdoğan'a atfen  “Madem bölgedeki silahlanma durdurulamıyor, Türkiye'nin de artık söz konusu ülkelerle aynı silahlara sahip olması lazım.” diyordu. Erdoğan'ın açıklamaları ışığında şayet Türkiye savunma amaçlı değil de saldırı nitelikli balistik füzelere sahip olunması politikasını hayata geçirirse bu, ülkenin savunma politikalarında önemli bir değişikliğe gidileceği anlamına geliyor. Bu arada hatırlatalım, Türkiye seyir füzesi geliştiriyor. Diğer yandan, Ankara'nın, tarafı olduğu uluslararası sözleşmelerin dışına çıkıp 3.000 km'yi bulan füzeleri şayet üretecekse bunun için, daha kısa menzilli füze ihalesinin iptal edilmesinden dolayı devre dışı kalan Çin ile işbirliği yapma olasılığı yüksek.  Zira, envanterlerinde nükleer silahların yanı sıra balistik füzeler de bulunan kimi NATO müttefikleri, uluslararası anlaşmalardan doğan yükümlülükleri nedeniyle saldırı nitelikli füze üretimi için Türkiye ile işbirliğine yanaşmayacaklardır. Türkiye'nin silah alımlarında nihai belirleyici olan Savunma Sanayii İcra Komitesi'nin, büyük olasılıkla bu ay içinde başbakan başkanlığında yapacağı toplantıda, bir yabancı ortağın desteğinde azami yerli imkânlarla füze üretimi konusunda bir karar çıkabilir.

NOT: Bir dönem ODA TV gibi siteler ya da gazeteler, dönemin nüfuzlu asker ağabeylerinin talimatlarıyla, ben dahil bazı gazetecilerin, hoşlarına gitmeyen yazılarını alıp üzerlerinde ahlaksızca tahrifat yapar, vermek istediğin yapıcı mesajları olumsuza çevirip, seni hedef tahtasına oturturlardı. Malum şimdi asker ağabeyleriyle yer değiştiren kimi muktedirlerin ya talimatlarıyla ya da onlardan cesaret alarak, bazı gazeteci kılıklı tetikçiler, benzer yöntemi fütursuzca uyguluyor. Sizin gibilerle bağımsız yargı önünde hesaplaşma zamanı elbet gelecek, bakalım şimdiki gibi ahlaksızca serbest atış yapabilecek misiniz? [email protected]

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar