Mahmut ÖVÜR

CHP ve MHP'nin çatı adayı tutar mı?
17.06.2014
1812

 CHP ve MHP'nin "çatı adayı"nı açıklamaları her şeye rağmen sürpriz oldu. Çünkü Ekmeleddin İhsanoğlu adı pek de kulislerde dolaşmayan bir isimdi. Bir süre önce Bahçeşehir Üniversitesi'nin düzenlediği Global Liderlik Forumu'nda karşılaştığım İhsanoğlu, kısa bir konuşma yapmıştı.

Adı Global Liderlik olan ve 15'i aşkın yabancı misyon temsilcisinin katıldığı o toplantıya İhsanoğlu'nun neden davet edildiğini de merak ettim ama tatmin edici bir cevap bulamadım. Belki de o gün, bugünlerin işareti verilmişti.

Aslında İhsanoğlu bu işareti, 9 yıl boyunca başkanlığını yaptığı İslam İşbirliği Teşkilatı'ndaki görevinin sonunda, ortaya çıkan Suriye krizine farklı yaklaşarak, Mısır darbesine de darbe demeyerek vermişti. Bir anlamda bölgeyi dizayn etmeye çalışan Neoconlarla aynı çizgide durmuştu.

Anlaşılan o ki, bu duruş onu, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'yla MHP Genel Başkanı Bahçeli'nin "Partiler üstü" adaylığına taşıdı. Böylece muhalefetin Gezi'yle başlayıp, 17-25 Aralık darbeleriyle süren ve yerel seçim ittifakıyla noktalanan "siyasi mühendislik" çabalarına bir yenisi daha eklenmiş oldu. Tıpkı Mustafa Sarıgül ve Mansur Yavaş gibi.

Artık karşımızda siyasi mühendislik ürünü bir cumhurbaşkanı adayı var. Görünen amaç da bir taşla birkaç kuş vurmak. Öncelikle İhsanoğlu'na, CHP'de Kılıçdaroğlu'nu, MHP'de de Bahçeli'yi parti içi olası bir beladan kurtaracak isim olarak bakıldığı anlaşılıyor.

Çatı adayı, CHP çevresinden diyelim Deniz Baykal olsaydı, hem parti içinde meşruiyeti tescillenecek hem de yüksek oy alma ihtimali nedeniyle geri dönüşü sorun olacaktı. Aynı şey, Meral Akşener için de geçerli.

İkinci olarak, muhafazakâr kesimden gelen İhsanoğlu'yla AK Parti'den oy devşirme hesabı yapılıyor. İlk bakışta akla yatkın görünen bu hesap, ne yazık ki Türkiye gerçeğiyle örtüşmüyor.

Muhafazakâr taban, Abdüllatif Şener örneğinde olduğu gibi farklı siyasi bloklara savrulan aktörleri benimsemediği gibi, AK Parti dönemindeki demokratik kazanımları da riske sokmak istemez. Kürtler de çözüm süreci nedeniyle aynı düşüncede. Bu durumda muhafazakâr kesimlerden oy alamayacağı gibi laik-Kemalist çevrelerden de oy gidebilir.

Şimdiden Nur Serter, istifa eden Hulki Cevizoğlu gibi isimlerin tepki vermesi boşuna değil. Bu kesim, 17 Aralık sonrası Cemaat'le ittifaka da sert tepki vermişti.

Bu durum, siyasi mühendislik açısından, yerel seçimlerdeki Mansur Yavaş örneğine benziyor ama tam da aynı değil. Çünkü CHP'nin ulusalcılarıyla, MHP'li Yavaş gibi siyasi aktörler arasında "milliyetçilik-laiklik" ortak paydası var ama muhafazakârlarla yok.

CHP'nin 90 yıllık tarihini bir yana bırakarak kendi geleneğinden bir aday çıkaramaması ve İslamcı çevreden gelen birine mahkûm olması da ayrı bir paradoks.

Bu da CHP'nin neden bu riske girdiği sorusunu akla getiriyor. CHP, böylece kendi eliyle Türkiye'nin ve bölgenin başat siyasi akımının, İslamcı-muhafazakâr akım olduğunu ilan etmiş oldu. Bir kısım CHP'liler de bu yüzden "CHP misyonu bitti" demeye başladı. Görünen o ki CHP bu süreci çok daha sancılı geçirecek.

Şimdi asıl soruyu sorabiliriz: Bu durumdaki bir adayın kazanma şansı var mı? Yok görünüyor. Peki, Türkiye kamuoyunun adını bile söylemekte zorlandığı ve tanımadığı bir ismi, CHP ve MHP en kritik seçimde neden aday yapar? Hem de hiç istemedikleri Başbakan Erdoğan karşısına çıkartarak.

Yoksa bölgesel gelişmelere paralel işin içinde başka bir stratejik akıl mı var? O stratejik aklın işe yaramadığını aslında yerel seçimlerde gördük; bundan sonrasını da izleyip göreceğiz.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yorumlar (11)
  • anticapitalist

    anticapitalist

    23.10.2012 15:19

    taraf gazetesi nedense diger siyonist gazeteler gibi amerikanin dusman bildigi ulkeleri elestirerek halklari antiemperyalist ulkelere karsi dusman etmeye calisiyor herhalde.turkiye halklari once kendi kanli devletinin tarihiyle hesaplassin once.turkiye fasist devleti ve askeriyesi kim oluyorki diger devletlerin ic islerine karisiyor.turkiye halki once turkiyeden mossad i cia yi cikarmaya calissin,kurd alevi katliamlarini durdursun.turkiye israile satilmis halki rusyayla ugrastiriyorlar.

  • hassan selah

    hassan selah

    5.06.2012 23:41

    ulus devletlerin ruhu muhu yok da, cerkes ler ile kurdlerin is birlgi yapmak icin bir cabasi var mi? o da yok. tam tersi, cerkes kurde onlari desteklemesini bekledigi TC yi karistiriyor diye ve rustan yardim aliyor diye dic bilyor. tersi de kurdler icin gecerli. avrupa da cecenler ile kurdlerin gerilmli olduklari yerler var. vs vs vs. hunah sadece ulus develette degil. ulusal cikarini yanlis formule edenlerde.

  • Haydar Eren

    Haydar Eren

    5.06.2012 04:19

    Düne kadar sokaklarda Kürt kovalayip doven Cerkezler nihayet zulum nedir anladilarmi diyorsun yani? Zannetmiyorum. Eger bu gun TC azcicik Cerkezlere sahip ciksa, onlar yine kendileri gibi kaderleri olan Kürtlerin avina baslarlar. Maalesef bu vesileyle cogu Cerkez "varligini Turk varligina armagan etti".

  • recep guler

    recep guler

    5.06.2012 01:07

    Eceli gelen it cami duvarina isermis ..Rusyada böyle bir haleti ruhiye içinde fakat artik Cerkes halkının korkacagi .bir şeyi kalmadı..

  • enver kenar

    enver kenar

    4.06.2012 09:17

    herhalde çerkez kardeşlerimize şirin bir şablon oluşturduğu için bu yazı , kişi önemsenmiş bu liberal tayfa daha önce leri salya sümük aydınlanma unsurlarına küfür edenlerin yerine ikame teorik lafazanlık üretimi için önleri açıldı şu an kapanmaya başladı bakalım nerede saf tutacaklar .neyse yaşayıp göreceğiz .

  • Koray TAŞDEMİR

    Koray TAŞDEMİR

    3.06.2012 16:40

    Arkadaşlar naçizane bir fikrimi sizinle paylaşmak istiyorum. Ferhat Kentelin yazısında " Sen benim Çerkesime karışma ben de senin Kürtüne karışmayayım"mantığı ulus-devlet çıkarları bağlamında kendine elbette yer bulabilir. Ancak bir şeyin unutulduğunu düşünüyoum açıkçası. Biliyorsunuz ki Rusya enerji konusunda dünya lideri ve Türkiye de Rusyaya bu anlamda göbekten bağlı bir ülke.Bu durumun da Türkiyenin Rusya karşısında Kafkas halklarının yanında yer almamasına neden oluyor.

  • E. AÇIYBA

    E. AÇIYBA

    2.06.2012 17:13

    Kardeşlerimize uzanan el, bizlere uzanmış demektir... Öfke ile lanetliyoruz, ancak... Bu yazı, Ana Tema itibariyle; Devlet-AKP yandaşı, yalakası, Kafkasyalı Taifeye gönderilmeli... Kibar mı oldu?.. Onların AKP ardında yorgun ayacıkları önüne fırlatılmalıdır!... Kafkasyalı Oldugunu Unutmayana Bin Selam... Nar(t)çiceği Dostlukla...

  • Murat Yetiş

    Murat Yetiş

    2.06.2012 17:16

    Türkiyenin nadir vicdanlı aydınlarından Ferhat Kentelin bu yazısını gerçekten çok önemsemek lazım.. “Sen benim Çerkes’ime karışma ben de senin Kürt’üne karışmayayım” politikası... Evet ÖZET BİR CÜMLE BU... Naçizane benzer kaygılarla kaleme aldığımız bizim bir yazımız... http://www.facebook.com/notes/murat-yetiş/etnisite-deryasindan-manzaralar/231955470247319

  • Koray

    Koray

    2.06.2012 15:01

    Türkiye Cumhuriyetin onurlu bir vatandaşı olan Kuban Kuralın ne idüğü belirli kimseler tarafından taciz ve tehdit edilmesi Türkiyenin acizliğini ortaya koyuyor. Bu kimseler meydanı bu kadar boş mu buldular da bizim ülkemizde bizim vatandaşlarımızın canına kastediyorlar. Koca Türkiye olmuş kocamış bir ülke.Hareket kabiliyeti sıfır,kendi vatandaşını korumaktan aciz bir ülke işte.

  • Barasby

    Barasby

    2.06.2012 12:39

    Merak ediyorum ayni tehdit Mossad Ajanlari tarafindan Turkiyede yasayan bir filistinli aktiviste yapilsa idi yine bu kadar duyarsiz kalinirmiydi ? Efendim ? Hayir dediginizi duyar gibi oluyorum. Demekki neymis tum inananlar kardes falan degilmis. Mevcut Otorite iclerinden birini kendi cikarlari icin daha yakin kardes gorurken bir digerini ise kor kursunlarin karsisina hedef olarak gonul rahatligi ile dikebiliyormus. Isin baska enteresan tarafi ise muhalefetinde sus pus oturmasi.

  • Ozgur

    Ozgur

    2.06.2012 10:34

    İstanbulda TC yasalarıyla bir sorunu olmayan, vergisini veren askerliğini veren bir vatandaş ne olduğu belli olmayan mahluklar tarafından taciz edilecek, Devlet buna bir şey yapmayacak. Devlet halkının hakkından çok kendi soyut ali çıkarları için varolduğunun bir göstergesi. Bu olay böyle açık kaldığı müddetçe, katil Ruslarla Türk devleti aynı kategoride kalacaktır. Aziz Yıldırım için yıldırım hızında adalet, Kuban Kural için kablumbağa hızında ilerleyen bir süreç.

Yazarlar