Mahmut ÖVÜR
Van depremiyle bir kez daha gündemimize girdi "sihirli" sözcük "kentsel dönüşüm..." Aslında yeni tanışmıyoruz kentsel dönüşümle. Birçok yerde tartışmalı da olsa uygulamalar yapıldı.
Ama aciliyetini ilk kez bu kadar derinden hissettik. Çünkü, "deprem değil bina öldürür" gerçeği bir kez daha yüzümüze tokat gibi indi..
Başbakan Erdoğan, bu nedenle Van depreminden sonra iddialı konuştu:
"Seçim kaybetme pahasına bile olsa hasarlı binaları yıkıp yeniden yapacağız."
İkinci açıklama Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar'dan geldi:
"Kentsel dönüşümle ilgili bir yasa tasarısı hazırlıyoruz. Yapı Denetim Kanunu değişecek. Basitleştirme, pratikleştirme, kolaylaştırma ve işlerin önünü açma yolunda çalışmalarımız olacak."
Aslında sorunun bu güne kadar çözülmemesinin birinci nedeni işte bu "özel yasa"yı çıkartamamaktı. İkinci nedeni ise devlet veya yerel yönetimle vatandaş arasında bir türlü kurulamayan "güven"di.
Şimdi gelin sorunun nasıl yaşandığını görmek için İstanbul Anadolu yakasının Kadıköy'e en yakın ama "öteki" semti Fikirtepe'ye gidelim...
Çocukluğumun yazlık Murat Sineması'nı, Mandıra Caddesi'ni hiç unutamadığım Fikirtepe, sadece İstanbul değil, tüm Marmara Bölgesi açısından önemli bir bölge. Çünkü bölgenin tarihine bakıldığında, en eski yerleşim merkezlerinden biri.
Ama biz o semtin yapı stokunu, son 50 yıl içinde tam bir çöküntü alanına dönüştürdük. Bugün binlerce insanın oturduğu binalar ruhsatlı da olsa, ortalama büyüklükte bir depreme bile dayanamayacak durumda.
Peki, bu gerçek bilindiği halde ne yapıldı bugüne kadar?
Hiçbir şey.
Ama 7-8 ay önce bir adım atıldı ve "kentsel dönüşüm" Fikirtepe'de de konuşulmaya başlandı. İstanbul Büyükşehir Belediyesi test için o semti pilot bölge seçmiş, bir de öneride bulunmuştu:
"Oluşturduğumuz yapı adaları içindeki bütün parsel sahiplerini bir araya getirin 4.14 emsal bina izni verelim..."
Fikirtepe dönüşüme hazır!
Turizme destek için otellere bile 3 emsal verildiği düşünülürse bu çok cazip bir teklifti. Yani 20 bin metrekare arsanız varsa, 80 bin metrekare inşaat alanını aşan iki gökdelen dikebilirsiniz.
Teklif güzeldi, belediye "Acaba Fikirtepe'yi hızlı bir şekilde dönüştürebilir miyiz?" diye bu düzenlemeyi yapmıştı ama vatandaş "Acaba evlerimizi elimizden almak mı istiyorlar?" diye kaygılıydı.
Fikirtepe'de yaklaşık 56 yapı adasından oluşan 6 bin parsel var ve toplam 800-900 dönüm civarında bir alan söz konusu.
Başlarda onlarca emlakçı, inşaat firmasının devreye girmesiyle güvensizlik, kargaşa, spekülasyon yaşanmış ama şimdi gelinen nokta bir hayli anlamlı.
O noktayı Fikirtepelilere ekibiyle danışmanlık hizmeti veren Avukat Kamil Uğur Yaralı şöyle anlatıyor:
"Başta tereddüt ve kargaşa yaşandı ama şimdi Fikirtepeliler bir araya gelerek önce sokak temsilcilerini, bunlar da yapı adasındaki temsilcilerini seçerek örgütlendiler. Bu vatandaşın kentsel dönüşüme hazır olduğunu gösteriyor."
Gerçekten ilginç...
Sanıyorum ilk kez böyle bir örgütlenme yaşanıyor İstanbul'da... Vatandaş hazır ama Avukat Yaralı'ya göre iki önemli sorun var:
"Birincisi mevzuat yetersiz. Bazı adalarda vatandaşın yüzde 98'i bir inşaat sözleşmesine onay veriyor ama yüzde iki hayır dediği için adım atılamıyor. En azından yüzde 60'ın karar vermesi için düzenleme yapılmalı ya da belediye sözleşmeyi engelleyenlerin parsellerini kamulaştırarak, vatandaşla ortaklık yoluyla dönüşümü hızlandırmalı. İkinci önemli konu; Büyükşehir'in orada bürosu var ama imar bilgileri dışında, sağlam yapıların oluşması için nasıl bir yol takip edilebileceği gibi konularda ayrıntılı bilgi verilmiyor, vatandaş yönlendirilmiyor.
Vatandaş güveneceği bir kurum arıyor. Yapılacak düzenlemelerde Fikirtepe'nin Boğaz köprülerinin trafiğini azaltacak önemli bir iş merkezi olma potansiyeli de dikkate alınmalı "
İstanbul' un Manhattan'ı
Karşımızda sokağında örgütlenen, yaşadığı binada ölmek istemeyen bilinçli bir vatandaş var. Fikirtepe'de ortaya çıkan bu manzara bize yine "devlet"in vatandaşın gerisinde kaldığını ama yeni dönem için de şanslı olunduğunu gösteriyor.
Bakın o toplantılarda vatandaşın ne talep ettiğini Avukat Yaralı şu sözlerle iletiyor:
"Vatandaş sadece bina yenilemesi istemiyor, sosyal donatıları, yeşil alanı ve kentsel mimarisiyle nefes alabileceği bir mekan istiyor. Başlangıçta çok yüksek taleplerde bulundular ama olay anlatılınca makul bir noktaya gelindi. Bugün yüzde 50-55 civarında bir hak talep ediliyor. Bu da İstanbul'un Manhattan'ı olmaya aday bir yer için müteahhitlere cazip oranlar..."
Kadıköy'ün merkezinde olduğu halde "Ötekileştirilen" Fikirtepe'de iyi şeyler oluyor. Vatandaş dönüşüme hazır bekliyor.
Bu nedenle devlet elini çabuk tutmalı…
Yeni anayasanın yapıldığı bir dönemde Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar'ın "Yereli" değil "Merkezi" güçlendiren yetkilerle donatılması daha şimdiden "kaygı"yaratıyor.
Umarım bakan Bayraktar, "Tüm yetki bende olsun" arzusunda olmaz ve kendisine yöneltilen "Türkiye Belediye Başkanlığı" suçlamasını boşa çıkartır.
Kurban Bayramınızı kutluyor, ülkemize barış getirmesini diliyorum. Bayram dönüşü görüşmek üzere..
Yazarlar
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNESiyasî kimlikler panayırı kapandı 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
6.08.2020
28.05.2019
6.05.2019
3.05.2019
2.05.2019
28.04.2019
21.04.2019
19.04.2019
18.04.2019
13.04.2019