Mahmut ÖVÜR
Türkiye'nin değişmesi mi Kürt meselesini öne çıkartıyor, yoksa PKK'nın şiddeti mi?
Her iki taraftan da PKK diyenler olsa da asıl dinamik dünyanın ve Türkiye'nin değişmesiyle birlikte halkın yükselen demokrasi mücadelesidir. Irak ve Suriye'deki gelişmeler de gösteriyor ki Kürt sorunu bir dünya sorunu olmaya doğru gidiyor.
Ortada tarihsel derinliği ve coğrafi genişliği olan bir Kürt meselesi var. Soğuk savaş döneminin bitmesinden sonra ulus devlet parametreleriyle hareket edenler bunu görmese de küreselleşme sadece Türkiye, İran, Irak ve Suriye'deki Kürtleri değil, bütün dünyadaki farklılıkları açığa çıkartıyor.
Türkiye, son 10 yıllık değişimiyle bunda ön aldı ama henüz tamamlayamadı. Bu süreçte Türkiye toplumu demokratikleşmenin nimetlerini gördü ve daha fazlasını istiyor.
Balkanlar'da olanlar, şimdi Ortadoğu'da yaşananlar hatta yarın Kafkaslar'a, Uzak Asya'ya uzanacak olanlar da küreselleşme ve demokratikleşmenin bir dayatması...
Demokratik siyasetin gereği, süreci, soğuk savaş dönemine takılıp kalmadan, topluma acı yaşatmadan geçirmektir.
Sırp yöneticileri, Saddam, Mübarek ve Kaddafi gibi diktatörler bunu yapmadığı için ülkelerinde katliamlar yaşandı. Kendileri de ya öldürüldü ya da yargılandılar. Suriye'de Esed'i bekleyen son da bundan farklı olmayacak.
Türkiye demokratikleşmeyi bir biçimde hayata geçirdiği bugün farklı bir yerde... Ama hâlâ şiddet sarmalından çıkıp asıl meselesine dönemiyor.
Ve bu nedenle derin bir Kürt paradoksu yaşıyor. Yaşıyor çünkü PKKKürt meselesi ilişkisi doğru kurulmuyor.
Hem Kürt meselesiyle PKK ayrı tutuluyor hem de o meseleyi çözecek adımlar PKK'ya endeksleniyor. Ve her defasında aynı şey söyleniyor: "Demokratik adım atılırsa PKK'nın hanesine yazılır."
Tam bir klasik soğuk savaş dönemi yaklaşımı...
Bölgeyi dolaştığımda, İstanbul gibi büyük şehirlerdeki Kürt kanaat önderleriyle konuştuğumda aldığım cevap ise bunun tam tersi.
PKK'nın çıkış olaylarını da iyi bilen bir işadamı şöyle diyor: "Kilidi demokrasi ve daha fazla demokrasi çözer. Cesur adımlarla önce genel bir af çıkartılmalı. O dağdaki insanlar bunu bekliyor. Resmen ölüme gidiyorlar. Sonra da demokratik açılıma devam edilmeli. Bunu kim yaparsa onun hanesine yazılır. Bu halka güvenmek gerekiyor. Halk kimsenin hakkını yemez ve yedirmez."
Atılacak adımların PKK hanesine yazılacağı korkusu yeni değil, hep var. Bu korkuyla bir yere gidilmeyeceği de çok açık.
Kamuoyunda "balıkçı" lakabıyla bilinen İlhami Işık şöyle diyor:
"Şunu görmeliyiz, Kürtlerin hak, hukuk ve özgürlükleri ne kadar artarsa Türkiye o kadar rahatlar. Doğru adımı kim atarsa onun hanesine yazılır. Kimse şunu hesaba katmıyor; bugün PKK bir ayaklanma moduna giremiyorsa bunda küçük de olsa atılan demokratik adımların katkısı yok mu? Yarın bu haklar tam anlamıyla hayata geçirildiğinde PKK bir şey yapamaz. Birileri PKK'yı devam ettirebilir. Bu dünyanın en gelişmiş ülkesinde bile olabiliyor. Ama halk atılan demokratik adımları unutmaz ve sahip çıkar."
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- İnce’nin şansı var mı?
6.08.2020 - En hakiki sahte siyasetçiler çağı
28.05.2019 - Yattaki sır isim: Abdullah Gül
6.05.2019 - Beşiktaş Kulübü’nde İmamoğlu kavgası
3.05.2019 - İmamoğlu’na o locayı kim ayarladı?
2.05.2019 - “AB’de HDP’ye siyaset hakkı vermezler”
28.04.2019 - Gel de şüphelenme
21.04.2019 - YSK İstanbul seçiminin yenilenmesine karar verirse
19.04.2019 - Kurul başkanları o kadar insanı nasıl buldu?
18.04.2019 - CHP yönetimi neden susuyor?
13.04.2019
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
































Mimik Momik
Hmmm... Mevcut iktidarın dilinden konuşuyorsunuz ve güzel saptırmışsınız konuyu. Breh breh.