Markar ESAYAN

İki tür millet...
6.09.2012
3389

 Geçen pazar köşemde yazmıştım. İyiliğin varlıksal olduğuna inanıyorum. Kötülüğün ise eylemde, özellikle de serbest iradeye dayalı seçimler sonucu gelen eylemsellikte. Kâinata bakıp bir cisme veya herhangi bir oluşa kötü diyebilir mi insan? Ay daha iyi tasarlanabilir miydi? Dünya yörüngesinden bir santim kaysa ne olurdu? Dünya ile kıyaslayıp, Mars’ta neden hayat yok diye ona kin tutabilir misiniz? Çok gülünç olurdu doğrusu.

Yok, bu bir pazar yazısı değil. Tam da Türkiye’nin bugünkü siyasi-sosyal ortamını izlerken düşündüğüm şeyler bunlar. Büyük bir çöküntü gözlemleniyor. Buna şaşırılıyor. Evet, ben 1999 depremini zevkle izleyen elit bir deprem uzmanı gibi bundan keyif almıyorum. Tenime dokunuyor, sonra ruhuma değiyor tüm bu olanlar. Ama şaşırmıyorum da. Öngörüler bir bir çıkıyor.

Dile kolay, sadece son periyodu yüzyıl süren bir ahlaksızlığın çocuklarıyız.

Mesela hep düşünürdüm, henüz çok gençken. Beyaz Türk sınıfına dair aydınların verdiği mücadeleyi izler, yazdıkları cesur yazıları okurken derdim ki, “Ötekilerin hakları yeniyor, aşağılanıyorlar, baştan hedefe konmuş ve dışlanmışlar. Yani ötekinin bu sistemle doğrudan bir derdi var. Bu sistem onları beslemiyor. Bilakis onları kesiyor, etlerini elitlerine yediriyor. Haliyle bu sistemle kavgalı olmak ve onunla mücadele etmek, muhalif olmak, ötekiler için yaşamın doğal bir parçası. Zaten başka birkaç yolları var. Ya asimile olacak ve razı gelecekler, ya da gidecekler.

Ama sorardım kendime, yukarıda tarifini verdiğim türden insanlar neden başlarını belaya sokuyorlar ki? Neredeyse tamamı ya tuzu kuru ya da sosyolojik olarak tam da rejimi ellerinde tutan sınıfa aitler. Biri Talat Paşa’nın torunu, biri vekil oğlu, paşa torunu, sistem kollarını ardına kadar açmış onlara en iyi payeleri, makamları vermek için hazır bekliyor. En fazla biraz rekabet edersin, sonunda “hak ettiğine” mutlaka kavuşursun.

Adaletin yanında olmanın sınıfsal özellikleri dışladığını bilirim. Ama bana kimse, doğrudan mağdur ve dezavantajlı kesimler ile, iktidar sınıfının içinden çıkan muhaliflerinin verdiği çabanın veya aldıkları riskin aynı olduğunu söyleyemez. Ben ikincisine daha çok güvenirim. Çünkü mağdur henüz iktidar sınavını vermemiştir. Biriken öfkesiyle neler yapabileceğini kimseler bilemez. O nefretin iktidar gücüyle birleştiği dönemleri insanlık tarihinde çok gördük biz. Çok daha fazla kan aktı, şiddet sarmalı daha da büyüdü. Tam da bu ikilemden çıkarak ilkesel durarak bunu aşabiliriz.

Türkiye de şimdi böyle bir dönem yaşıyor. Elitler ve muktedirler yer değiştiriyor. Ortada büyük bir pasta var. Büyük bir güç birikmesi eşliğinde, bir zamanların mağduriyetinden doğan bir kötülük yetkisinin Akit’te olduğu gibi nelere yol açtığını Hidayet Şefkatli Tuksal geçen “Milat gazetesi Yeni Akit’in neyi olur” yazısında harika betimlemişti.


Milat
 gazetesi Ömer Faruk Gergerlioğlu’na Taraf’taki Yeni Akit haberleri ve düzenlediği destek kampanyası nedeniyle işine son verdiğini bildirmişti. Pazar günkü yazısını da yayımlamamış, Gergerlioğlu’da bunu basına duyurmuştu. Biz bunu yayımladık. Milat salı günkü nüshasına koymuş yazıyı, ama hâlâ internet sitesinde yok o yazı. Nelerle uğraşıyorlar? Yeni Akit gibi bir gazeteyle yan yana durmanın, yazarını açıkça bu nedenle işten atmanın ayıbını hiç taşımıyorlar.


Taraf
 hatasız değil. En mükemmel gazeteyi çıkardığı iddiasında da hiç olmadı. Ama ortaklaşa Taraf’a, hedefe koydukları aydınlara vurmanın ayrı bir fonksiyonu var artık onlar için. Yukarıda anlattığım ve Sayın Tuksal’ın yazısında yer alan psikolojik nedenlerle değil sadece; bu kora kor bir güç savaşı. İktidar ve haksız kazanç ile kirleniyorlar. Buna ortak olmayanları ve onlara ayna tutanları da linç edecekler. Her türlü zelil yol onlara kutsal bir amaç uğruna mubah görünecek. Vicdanlarını da yalanla susturacaklar.

Geçen sevdiğim bir dostuma dediğim gibi, bana göre dünyada iki tane millet var. Dindarı, ateisti, ırkı fark etmez. Vicdanlıların ve vicdansızların milleti. Gerisi lafügüzaf.

Hakkımızda hayırlısı...


[email protected]

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar