Markar ESAYAN
Önceki gün Cumhurbaşkanı Erdoğan 71. BM Genel Kurulu’nda tarihi bir konuşma yaptı. Kralın çıplak olduğunu bilen lakin bunu ifade etmekten imtina eden üyelere “Dünya beşten büyüktür” diyerek bir kez daha “Kral çıplak” dedi.
Erdoğan, dünyanın bilim, teknoloji, ekonomik gelişme ve sağlık şartları açısından tarihin zirve dönemini yaşadığını ama bu tablonun utanç verici karanlık bir yüzünün bulunduğunu da söyledi.
Gerçekten de öyle... Bir Suriyeli bunu asla hissetmeyecektir ama dünya, tarihinin en pozitif dönemini yaşıyor. Pek çok kritere göre önceki çağlardan daha müspet bir dönemdeyiz.
Demek ki sorun imkan ve şartlarda değil.
Sorun adalet eksikliğinde...
Nitekim Erdoğan aslında bu kriz ve sorunların kolaylıkla çözülebilecek mahiyette olduğunu vurguluyor (yüze çarpıyor) ama siyasi iradenin çözümden yana tercih yapmamasının “insanlık onuru ve vicdanını yaralayan utanç verici bir tablo” yarattığını ifade ediyordu.
Mesele bir tercih sorunudur ve bu sistemi kuran/işleten mantığın yaslandığı değerlerdeki soruna ve sistemin zamanaşımına işaret eder.
Cumhurbaşkanı’nın ifade ettiği gibi BM, 2. Dünya Savaşı’ndan sonra kurulmuş bir küresel örgüt ama kuruluş kodları küresel değil, ABD/Avrupa’nın kesişen hikâyesine dair.
2. Dünya Savaşı, Avrupa’nın infilakıydı. Böyle bir vahşet dünya tarihinde görülmemiştir. Sadece Avrupa’nın insan kaybı 37 milyondu ve bunun 19 milyonu sivildi. Kızıl Ordu’nun, Alman mezalimi karşısında ele geçirdiği bölgelerde giriştiği intikam/vahşetin boyutu akıl almazdı. Sadece Almanya’da doğan tecavüz (Rus) çocuklarının sayısı 200 bindi. Milyonlarca kişi mübadeleye maruz kaldı. Avrupa çok kültürlü/etnisiteli yapısını kaybetti ve monolitik küçük ülkelere dönüştüler.
Kaldı ki mütarekeden sonra “sadece savaşın sıcağından soğuğuna” geçilmişti. Stalin vahşeti öz topraklarının dışında da, Doğu Avrupa’da sürdürüyordu. Avrupa utanç içindeydi. Yıkılmış ve onuru zedelenmişti. ABD ve SSCB’nin yardımı olmadan savaşı kazanamamışlardı. ABD’yi içişlerine karışması için kıtaya davet ettiler. (Aşağı yukarı aynı günlerde Türkiye de azimle ABD’ye yanaşmaya çalışıyordu.)
BM, Almanya bir daha Fransa’ya saldırmasın diye kurulan, dünyayı ABD/SSCB eksenli ikiye bölen bir konseptin tezahürüydü. Bundan fazlası değil.
Bir yanda SSCB tehdidi, bir yanda ekonomik/siyasi çöküntü, diri olan ABD’ye olan bağımlılığı rasyonel bir tercih haline getirdi. Kuralı ABD koyar oldu. Esasen BM de Beyaz Saray’ın bir uzantısı vasfını taşır.
Özetle, bir büyük ülkenin çıkarını gözeten, onun savaşı kazanması ve imkanları üzerine kurulan bir örgütün çoğulcu/adil olması beklenemez. 2. Dünya Savaşı sonrası şartlarında oluşan bu dünya düzeninin bugünün ihtiyaçlarına cevap vermeyeceği açıktır.
Sayın Erdoğan “Dünya beşten büyüktür” derken sadece ahlaki bir tutum da almıyor oysa. Değişimin kendisini dayattığını ve bunu görmezden gelmenin gelecek nesilleri tehlikeye atacağını ifade ediyor.
Erdoğan bir gerçekliğin küresel sözcülüğünü yapıyor. Etkisi buradan geliyor.
Çünkü Türkiye dâhil birçok ülke için ABD merkezli bir dünya çok dar ve sıkışık. Artık başka bir dünya mümkün. Mesela stratejik ortağınıza Suriye’de kazık atıp, darbeci Gülen’i kolluyorsanız, o ülke için vazgeçilmezliğiniz artık sorgulanır.
Ama 1950’lerde sorgulanamazdı.
Dolayısıyla, Erdoğan bir yandan BM’nin madun üyelerine “korkmayın” derken, ortaya geleceği parlak/rasyonel bir siyasi model sunuyor.
Bu manada Türkiye ekonomik değil, siyasi anlamda tehdittir. Ortaya koyduğu siyasi model, eski düzeni sürdürmek isteyenlerce hoş karşılanmayacaktır.
Tekrarlayalım, bu Erdoğan’ın şahsi bir görüşü değil, olgusal bir gerçekliktir. Bu gidişat Mısır’da Sisi, Suriye’de PKK, Brezilya’da darbe desteklenerek ne kadar ertelenebilir, şüpheli. Bu mümkün olsa bile, Avrupa’nın 2. Dünya Savaşı yıkımına sürükleyen kolonyal hataları tekrarlamak olmaz mı?
Buradan iyi bir şey çıkabilir mi?
Hasılı, Erdoğan tüm dünya için daha yumuşak ve makul bir siyasi model öneriyor, tepkimeyi başlatmaya çalışıyor. Çünkü dünyanın buna ihtiyacı var.
Bu gerçekliği kabullenmek için bir 3. Dünya Savaşı’na neden gerek olsun ki?
Yazarlar
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.05.2019
2.05.2019
24.04.2019
21.04.2019
18.04.2019
16.04.2019
13.04.2019
10.04.2019
3.02.2019
28.03.2019