Mehmet ALTAN
Gelişmiş ülkelerle gelişmemiş ülkeler arasında hemen her konuda çok büyük farklar var.
Ama “en büyük fark nedir” diye sorarsanız, bence cevabı şu:
Gelişmiş ülkelerde hayat sürekli değişiyor… Gelişmemiş ülkelerde hayat ve dolayısıyla da sorunlar hiç değişmiyor.
Bugün gelişmiş ülkeler, bundan 18 yıl önce henüz var olmayan yenilikleri yaşıyorlar… İnternet uyduları, şoförsüz araçlar, elektrikli arabalar, yapay zekâ, bulutlu havalarda da çalışan güneş panelleri… Ve bütün bu değişimlerle birlikte değişen bir hayat.
Ya gelişmemiş ülkeler?
Ne yazık ki gelişmemiş ülkelere örneklerden biri bizim ülkemiz.
Hep aynı sorunlar, hep aynı çekişmeler, hep aynı kısır döngü.
Bunu da bize en iyi basın tarihi gösteriyor.
***
Şu haberleri bir okuyalım:
“Dün bizim gazetenin manşetinde Rumelihisarı’nın içinde “konser alanı” olarak kullanılan yere Fatih Camisinin yapılacağı haberi vardı.
28 Şubat sürecinde Taksim’e Cami tartışmasını yaşadık.
Sonra AK Parti’ye oy vermeyen Kadıköylülere bir mesaj gibi tercüme edilebilecek “Göztepe Camisi” tartışması çıktı.
Şimdi yeni tartışma konusu ise Hisar’a Cami olabilir.
Cuma günkü gazetelerde ise ‘Yahudi’ olduğu için yönettiği şirketin suyunun AK Partili belediye başkanınca kesildiğinden şüphelenen bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının yakınmasını okudum.
Aynı gün, Trabzon’da Santa Maria İtalyan Katolik Kilisesi’nin rahibi Andrea Santoro‘yu öldüren 16 yaşındaki katil zanlısının mahkeme haberini gördüm.
Bu çok garip olay sonrasında ikinci bir rahibin daha öldürüldüğünü de yeniden anımsadım.”
Bunlar ne zaman yaşandı?
Gene bir Ağustos ayında…
Ama 2006 yılının Ağustos ayında…
18 yıl önce…
***
“En Müslüman” olmanın “en çok cami yaptırmaktan”, “en milliyetçi” olmanın da “en yüksek bayrak direği diktirmekten” geçtiği sığ bir dönemdeyiz.”
Daha ziyade “kendine benzemeyene” yapılan ilkel bir dayatma…
Bunun gerekçeleri zaman zaman muhafazakârlaştırma, zaman zaman Müslümanlık olarak peçelense de, yapılanları bunlarla açıklamak haksızlık olmaz mı diye de düşünüyorum.”
***
İlkel, sığ, baskıcı bir yaklaşımın nedeni nedir?
Cumhuriyet, “tekke ve zaviyeleri” kapatarak, kent Müslümanlığının kendini yeniden üretme imkanlarını mı yok etti, acaba ?
“Diğerine “düşman” gözle bakarak kendini dayatma arzusu içinde olanlar, Şeyh Galib’e mi daha yakın, yoksa insanlık tarihinin eşsiz tanıklarından biri olan Buda heykellerini yok eden Taliban anlayışına mı?
Ya da Müslümanlığın yorumu Şeyh Galib’den Taliban’a neden geriledi?”
***
Ta o zamandan olup biteni gördükçe bağnazlığı reddeden “kent dindarlarını” özlemekten söz eden yazı şöyle devam etmiş :
“Vaktiyle, yıllar önce ziyarete gelen iki genç solcudan birinin sigarasını yakmaya hamle eden arkadaşının eline vurması gözümün önünden hiç gitmedi. Kibarlığı solculuğa aykırı zannediyordu.
“Milliyetçi” geçinenlerin ise beğenmedikleri fikirleri tartışmak yerine, sövgü ve tehdit göndermesi hala güncel bir tarz.
Müslümanlık adına diğerlerini esir alma da artan bir iştah içinde.
Bu davranışların etiketleri ne olursa olsun, temeldeki ilkellik hep aynı kalıyor.
Yoz ve sığ, gelişmemiş bir lümpen tavır.”
***
“Türkiye’de büyük bir çoğunluk “var olduğunu” hissetmek için ne yapacağını bilemiyor.
Bunun en kestirme yolu, eğer gücü yeterse, kendini ve inançlarını dayatma olarak beliriyor.
Başkasına “saygı” göstererek kendini ifade etmek içinse hukukun ve onun etrafında örülen “temel hak ve özgürlüklerin” yeşerdiği bir toplum olmak gerekiyor.”
***
18 yılda aynı konuları, üstelik gittikçe koyulaştırarak yaşamaya “gelişmişlik” diyebilir miyiz?
Dünyanın gelişmiş ülkelerinden bu kopuşu nasıl açıklayacağız?
Neden hep aynı konuların içinde debeleniyoruz?
Gelişmiş ülkelerle aramızdaki makas gittikçe açılıyor.
Herhalde bunların birçok nedeni vardır ama bence asıl neden siyaseti hayatın merkezine koymamız.
Devlet herkes için ortak geçim kaynağı olarak görüldüğünde tabii ki devleti ele geçirmek için yapılan siyaset de hayatın merkezine oturuyor.
Biz de o merkezde her gün biraz daha dibe batıyoruz…
Yazarlar
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.09.2025
10.09.2025
4.09.2025
28.08.2025
22.08.2025
14.08.2025
7.08.2025
1.08.2025
23.07.2025
17.07.2025