Mehmet ALTAN
Romanya'da Devlet Başkanı Traian Basescu'nun erkek kardeşi, Perşembe günü rüşvet almak suçlamasıyla göz altına alındı, ardından da tutuklandı.
Bükreş Mahkemesi, yolsuzlukla mücadele savcılarının, Mircea Basescu'nun, suça karıştığı bilinen bir aileden 250 bin avro rüşvet almaktan 30 gün süresince tutuklu kalması yönündeki başvurusunu kabul etti.
Tutukluluk kararı, Mircea Basescu'nun, cinayete teşebbüsten mahkum olan Sandu Anghel'in cezasının azaltılmasına yardımcı olmak amacıyla rüşvet aldığını kabul ettiği bir videonun yayınlamasının ardından geldi.
xxxxxxxxxxxxxxx
Bizdeki siyasal iktidarın hayret verici davranışı ,Romanya’ya göre çok farklı.
İktidarın yakınları ve hükümet üyelerine yönelik çok ciddi yolsuzluk ve rüşvet iddialarına ilişkin yargı sürecinin, bizim siyasal iktidar tarafından tercümesi “darbe”…
Mahkemeye gidip aklanmayı denemek yerine, herkesin gözleri önündeki yüz kızartıcı bir durumu “darbe” diye geçiştirmek doğrusu inanılmaz bir pişkinlik gerektiriyor olsa da bu tutum ısrarla sürdürülüyor.
Örneğin, Başbakan Erdoğan önceki gün Lyon kentinde “17-25 Aralık’ta milletin seçilmiş iktidarına darbe yapmak isteyenlerden de bunun hesabı sorulacak. 34 yıl bekleyerek değil hemen hesabı sorulacak” diyebiliyor.
Tabii yargıdan kaçmak için siyasal dolaplar peşine düştüğünüzde tüm mahkeme kararlarına “darbe” demeniz lazım…
Belli ki Erdoğan ittifak yapmak için “kumpas” kurulan “milli ordumuzun” darbecilikten “mahkum” olanlarını seçmiş.
Hukukun üstünlüğü seçmiş olsa, mahkemeye gitmekten fellik fellik kaçmaz, geçen hafta sonunda bir kez daha hukuk skandalına dönüşen Uludere katliamı ile ilgili mahkeme kararı hakkında da iki kelam ederdi.
Biliyorsunuz, Roboski'de 34 kişinin katledilmesine ilişkin yürütülen soruşturma hakkında daha önce "takipsizlik" kararı veren Genelkurmay Askeri Savcılığı, verdiği kararda katliamı "kaçınılmaz hata" olarak tanımlamıştı.
Askeri Savcılığın soruşturmaya dair bu kararından sonra avukatlar itiraz etmişti.
Hava Kuvvetleri Komutanlığı Askeri Mahkemesi’ne yapılan itiraz reddedildi.
Mahkeme heyeti verdiği kararda, "soruşturmanın titizlik içinde yapıldığını" ileri sürerken, askeri savcılıkların da bağımsız olduğunu savundu.
Nedense bu karar Balyoz Davası’ndaki gelişmelerin zerresi kadar bile yankı uyandırmadığı gibi AKP iktidarı ve Başbakan bu konuda dilsiz kalmayı yeğledi.
Hukukmuş…
Neyse ki bu kararı veren heyette yer alan 3 üyeden vicdan ve meslek onuru sahibi Mahkeme Başkanı Hv. Hak. Alb. Oğuz Pürtaş, oynanan oyuna karşı karara muhalefet şerhi koydu.
xxxxxxxxxxxx
Gerçek bir hukuk devleti oluşturmak yerine her şeyi siyasal bir karmanyola olarak gördüğünüzde işler çığırından çıkıyor.
Deli saçması bir süreç başlıyor.
Örneğin, Balyoz Davası konusunda haberler şöyle başlıyor:
“Anayasa Mahkemesi'nin, ‘adil yargılama gerçekleşmedi’ diyerek verdiği karardan sonra yerel mahkeme bütün Balyoz mahkumlarının tahliyesine hükmetti.”
“Balyoz mahkumları” vurgusu Yargıtay aşamasının tamamlandığını söylüyor.
Yargıtay aşaması tamamlanan bir süreçten sonra Anayasa Mahkemesi, Yargıtay sürecinin pek bir işe yaramadığını, örneğin “adil yargılama” anlayışını bile gözetemediğini söyleyerek “mahkumların” tahliyesini olanaklı kılıyor.
Yargıtay’ın “adli yargılamayı” olanaklı kılamadığını söyleyen bir Anayasa Mahkemesi... Peki Yargıtay bu kadar güvenilmez ise diğer kurumların daha muhteşem olma ihtimali ne kadar ki?
Roboski katliamındaki param parça edilen insanlarla ilgili askeri mahkeme süreci çok mu “adil yargılamaya” uygun mesela?
Ona neden ses çıkmaz?
Çünkü Roboski katliamında öldürülenlerin hakkını savunmak, hırsızlık yaparken yakalanan siyasi bir iktidarın işine gelmez.
O iktidar, öldürülenlerle, hukukla, adaletle değil, öldürenlerle işbirliği yaparak paçasını kurtarmaya çalışıyor şimdi.
xxxxxxxxxxxx
“Balyoz mahkumları”, perde arkasındaki Genelkurmay–Adalet Bakanlığı işbirliğini bir yana koyar isek, görünürde Anayasa Mahkemesi'ne AİHM’den geçici olarak devredilen bireysel başvuru hakkının kullanılması üzerine serbest kaldılar.
Ama Başbakan bu uygulamanın Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ndeki “bireysel başvurudan” çok daha farklı işlediğini itiraf ediyor.
Dün aynen şöyle diyor:
“Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne gitseydiler, oradan böyle bir netice alabilirler miydi? Hayır. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi lehlerinde bile karar verse biz Türkiye olarak belli bir bedel öderiz yine orada kalmaya devam ederler. Olayın aslı bu. Yani içerden çıkamazlardı. Şimdi hepsi içerden çıktı mı? Çıktı. Şu anda biz onlardan teşekkür bile beklemiyoruz.”
Yargıtay onayına rağmen aralarında masum olan, haksızlığa uğramış olan insanlarla birlikte gerçek darbecilerin “hepsi dışarıya çıktı mı, çıktı.”
Bu hükümet, “milli orduya kumpas kuruldu” cümlesiyle başlayan yeni süreçte bütün darbecilerin salıverilmesine yol açtı mı, açtı.
Ne ki, Türkiye’yi gerçek bir “demokratik cumhuriyete” dönüştürmek yerine, içine düşülen gayrı meşru durum nedeniyle gayrı meşru ittifaklara soyunmak, yarım kalmış darbeleri de geri çağırır.
Bunu unutanlar dilerim yaşayarak öğrenmezler.
Xxxxxxxxxxxxxxxx
Suça bulaşmış, 25 Aralık’ta polisin mahkeme kararını dinlemesini zorla engelleyerek darbe yapmış bir iktidarın, bu saatten sonra “can derdine” düştüğü çok açık.
Başbakan Erdoğan dün de "Şunu unutmayın; demokrasi, sandıkta başlar ve sandıkta tecelli eder" diyordu…
Ona göre, ayakkabı kutuları, yatak odalarındaki kasalar, tapeler hepsi hikaye, yeter ki sandıkta oy al…
Başbakan Romanya Devlet Başkanı olsa, bu muhteşem mantığıyla, kardeşi asla tutuklanmazdı.
Bu mantığın üzerinde bir de kreması var, “iktidar hırsızlık yapar iken yakalanmış ve yargı harekete geçmiş ise” bu, “demokrasiyi kabul etmeyen Sisi demokrasisi” olur.
Yolsuzluk ve rüşvet iddiaları nedeniyle mahkemeden kaçayım diye teori uydurmaya başlayınca da bu işin sonu yok.
Örneğin, Başbakan’ın “yargı ve yasama bacağı” olmayan muhteşem demokrasi tanımına göre, şimdi siyasal İslam tarafından kullanılan 12 Eylül rejiminin mimarı Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya’nın da ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılmaması gerekir…
Çünkü Danışma Meclisi’nin hazırladığı Anayasa, 7 Kasım 1982′de Kenan Evren’in cumhurbaşkanlığı ile birlikte halkoyuna sunulmuş, Anayasa’nın % 92 kabul oyu almasıyla Kenan Evren de Türkiye Cumhuriyeti’nin yedinci cumhurbaşkanı seçilmişti.
Xxxxxxxxxx
Orta-Doğu’daki kaotik gelişmeler, Ekmeleddin İhsanoğlu’nun AKP’yi çok huzursuz eden adaylığı, ülke içindeki döndürülmeye çalışan Scapin’in dolapları....
Ortam çok kaygan ve sürprizli….
Başbakan bu kargaşada, ortaya saçılan yolsuzluk belgelerini unutturabileceğini sanıyor.
Unutturamaz... Çünkü Arzu Yıldız’ın t24’de yayınladığı “18 Nisan 2013’te MİT tarafından düzenlenen ‘45650928’ sayılı üç sayfalık” bir belge var…
17 Aralık’tan çok önce düzenlenen “Konunun mahiyeti olarak Rıza Zarraf’ın faaliyetleri” başlıklı belge bizzat başbakana gönderilmiş.
Belgenin içeriği ve fotokopisi t-24 sitesinde duruyor…
Başbakan "17-25 Aralık’ta milletin seçilmiş iktidarına darbe yapmak isteyenlerden” söz edip, kendine inanacak olanlardan medet umsa da, MİT Belgesi durumun darbe marbe değil, düpedüz “yolsuzluk ve rüşvet” olduğunu anlatıyor.
xxxxxx
Siyasal cambazlıklarla gerçeklerin üzeri örtülse idi, Evren de mahkum olmazdı... Yüzde 92 oy almadı mı?
Yüzde 43 oy alanlar, hukuku sandıkta boğabileceklerinden çok da emin olmasınlar.
Sandık başka bir iş, hırsızlık başka bir iş çünkü.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURRojbaş İmamoğlu, geçmiş olsun Evre ve yeni YAE’cilere dostane uyarılar… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur Akgün8 Ağustos mutabakatı… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktanİktidar, Bahçeli’nin hukuk uyarılarını dikkate almalı 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Azerbaycan Turan yolu’ 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKomisyon'un çimentosu Bahçeli 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciDemokrasi işgal edilirse… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.08.2025
23.07.2025
17.07.2025
11.07.2025
4.07.2025
26.06.2025
20.06.2025
15.06.2025
29.05.2025
23.05.2025