Mehmet YILDIZ
Ortalık sakinleşiyor. Taksim Tahrir olmadı. Ortalık sakinleşiyorken öfkeli bir dille konuşmaya devam etmek doğru gözükmeyebilir.
Görünüşe aldanmamalıyız. Öfkelenmekte, öfkeli kalmakta yerden göğe kadar haklıyız: Birden egosu şişen Tayyip Erdoğan kibirli oldu, bencilleşti, saygısızlaştı, aç gözlü oldu, hırslı oldu, istediği her şeye ne pahasına olursa olsun sahip olmak istedi. Bir gece ansızın Kasımpaşalı Recep Topkapı Sarayı’na giderek sultan oldu. Saraya varır varmaz tüm şehzadelerin öldürülmesini emretti. Polisi Akıncılar gibi protestocu gençlerin üzerine saldı, dört insan öldürüldü. Birkaçının da gözlerini çıkardı. Tayyip Erdoğan’ın elinde masum insanların kanı var şimdi.
Tayyip Erdoğan’ın elinde kan var şimdi. Elindeki kanla utanmadan hâlâ mağdur rolü oynuyor. Sırtında kefeniyle geziyormuş sultanımız. Darbecilerin her an onu öldürebilecekleri tehlikesini göze alarak bu işe girişmiş. Kefenini yanında taşıyan adam yok yere dört insanın ölümüne sebep oldu. Çok ağır bir suç işledi.
Masumiyetini ebediyen yitirdi bekaretle ilgilenen adam. Masumiyet bekaretten çok daha önemlidir.
Tayyip Erdoğan’ın elinde Ethem Sarısülük, Abdullah Cömert, Mehmet Ayvalıtaş ve Mustafa Sarı’nın kanı var.
Tayyip Erdoğan’ın müdafaasını İstanbul’da başörtülü dini bütün bir kadın üstlendi. Yaşlı kadın müdafaa esnasında anüs kelimesine müracaat ederek 2013 yılını hürriyet isteyen insanlar için annushorribilis yaptı. “Kılıçdaroğlu” dedi başörtülü dini bütün kadın “sen merdivene ters bindin. Milleti merdivene ters bindiremezsin. Sen Erdoğan’ın sindirim sisteminin en uç noktasındaki bir kılsın!”
Bir argüman olarak anüs çevresindeki kılların kullanılması belki de politikada Sigmund Freud’un psikanalizinde bahsettiği aşamaya varıldığını gösterir. Olamaz mı? Çok mu şaşırtıcı?
Sultanım, kefeniniz yanınızda da tüm şehzadeler ölü yahut içeridedir. En tehlikeli şehzade Org. Çetin Doğan 3,5 yıldır içerideyken bize yiğitlik taslamanızı yersiz buluyoruz. Ucuz kahramanlık yapıyorsunuz, milletin başına balyozla vuruyorken balyozculara efelik yapmanızın anlamı var mı? Kurdu boz olduğu için değil, koyun yediği için vurduklarını unuttunuz mu?
Sahte bir kahraman, sahte bir demokratsınız. Tüm hileleriniz açığa çıktı. Aslınız rücu etti, siz bir Akıncısınız.
Kadılarınıza teslim ettiğiniz üniformalı şehzadelere gelince, onların gazabı yoktur, gevezeliklerini de ciddiye almayınız. Bu ordudan bir asırdır bir tek mert adam çıkmamıştır. Darbeyi becerdiklerinde canavarlaşırlar, beceremediklerinde salya sümük yalvarırlar, inkar ederler, masum olduklarını, hürriyet aşkıyla yanıp tutuştuklarını söylerler. Fırsat verseydiniz Org. Çetin Doğan gidip Fatih camiinde beş vakit namaz da kılardı. Belki İsmailağa Cemaati’ne bile katılırdı.
Hünkarım,Org. Çetin Doğan sizin gazabınızdan o kadar çok korktu ki gidip Doğu Perinçek’e sığındı. Doğu Perinçek Org. Çetin Doğan’a “Gelin sizi milletvekili seçtirelim dokunmazlık kazanırsınız. Tayyip sizi hapse atamaz” dedi. Org. Çetin Doğan palavracı Doğu Perinçek’e inandı, çok heyecanlandı, çok çalıştı, çok konuştu. 110. 000 oy alması gerekiyorken ancak 9.000 oy alabildi.
Org. Çetin Doğanertesi gün “sandıksal demokrasiye” ve “gerici, yobaz ahaliye” kem sözler söyledi, dosyasını alarak televizyon televizyon, gazete gazete dolaştı. “Söyleyin ey televizyoncular, ey gazeteciler söylediklerimde hiçbir dürüstlük, hiçbir mantık, hiçbir inandırıcılık yok mu? Söyleyin tanrı aşkına sizi birazcık da olsa etkileyemedim mi? Sizi ikna edemediysem zalim Tayyip Erdoğan’ı nasıl ikna edeceğim peki? Savcıları, hakimleri ikna etmeyi ise tamamen unutmalıyım” dedi.
“Herhalde” dediler çevresindekiler.
“Ah ben bir kuş olaydım”
“Gidip Pocono Dağı’nda bir ağaca konaydım”
“Hünkarımız tenezzüh eylediğinde dile gelip affımı arz eyleseydim”
Org. Çetin Doğan ne dediyse, ne yaptıysa olmadı. Hâlâ Silivri cezaevinde yatıyor. Tayyip Erdoğan Silivri cezaevinde yatan Org. Çetin Doğan’a meydan okuyup duruyor. Herkesi, her protestocuyu onun adamı sayıyor. Halbuki Çarşı grubu hürriyeti savunuyor.
Taksim kategorik olarak Tahrir olamazdı çünkü AKP hükümetinin arkasında büyük bir seçmen desteği vardı. Belki de hâlâ vardır. Eğer bu destek sürüyorsa yapılabilecek bir şey yoktur.
Baskıcı AKP hükümetini devirmenin bilimsel yasasını veya motor gücünü keşfettiklerini söyleyenler çoktur, lakin söylenenlerin hiçbirinde bir mana yoktur. 19. yüzyılın ortalarında toplumsal gelişmenin ekonomik yasasını bilimsel olarak keşfettim diyen Karl Marx’ı taklit ederek cinlik yapmaya çalışıyorlar.
Şiddete başvurmadan kitle desteğini yitirmiş baskıcı bir iktidarı yenmenin pek çok yolu vardır. Önemli olan bu gerçeği bilmek ve küçük bir grup olarak kalabalıkların rolünü üstlenmemektir.
AKP hükümetinin İslam’ı politik referans çerçevesi olarak kullanarak sosyal mühendisliğe soyunması büyük bir tepki doğurdu. Çok çürük ve aldatıcı temeller üzerinde gerçekleşen ekonomik büyümenin sekteye uğraması halinde bu tepki birkaç kat artar. 300 milyar dolar civarındaki dış borç büyük bir yüktür. Borsadaki yabancı “hot Money”nin çekilmesi halinde kimin başına neyin geleceği hiç belli olmaz.
Tayyip Erdoğan’ın kabadayıca sözlerini ecnebi “hot Money” ve inşaat sektörü aracılığıyla yarattığı ekonomik büyümenin tökezlemesi halinde toplumun yalnızca laiklik yanlısı demokrat kesimleri değil, çok geniş bir kesimi çekilmez bulur. O zaman da tüm kabadayılığı biter. “Merdivene ters binen Kılıçdaroğlu” bile onu kurtaramaz. Kim bilir, gün gelir devran döner belki o dini bütün yaşlı kadın ortaya çıkıp bu sefer de “Erdoğan sen Bereketlioğlu’nun sindirim sisteminin en uç noktasındaki bir kılsın!” der.
Yazarlar
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları






























































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.09.2014
26.08.2014
15.08.2014
6.08.2014
15.07.2014
22.06.2014
12.06.2014
9.06.2014
7.06.2014
20.05.2014