Mehmet YILDIZ
Cumhurbaşkanlığı seçimi dünyanın en saldırgan, en kıyıcı, en acımasız devleti olan İsrail’in büyük çoğunluğu çocuk olan 2000’den fazla sivil insanı öldürmesi, IŞİD’in Irak’taki toplu infazları ve ilerlemesi, ebola virüsünün yayılması gibi olayların yanında önemsiz kalır. Kaldı ki demokrasi ve hukuk devletini savunan bir dizi yazar Erdoğan’ın rüşvetçiliğini, hukuku ayaklar altına almasını ve politik statüsünü işlediği suçları örtmek için kullanma durumunu ayrıntılı bir biçimde ele aldı. Özellikle Can Dündar’ın son yazı dizisi AKP’nin Susurluk’unu tüm çıplaklığıyla açığa vurdu. Ancak bütün bu değerli incelemelerde ve analizlerde Kasımpaşalı Tayyip fenomeninin yaratıcısı olan Türk seçmeni hiç bahis konusu yapılmadı. Bu çok büyük bir eksikliktir; Türk seçmeninin karakteri ve politik tercihi analiz edilmeden Tayyip Erdoğan iktidarı hakkında söylenenler tüm anlamını yitirir. Bu nedenle seçimlere birkaç gün kala Kasımpaşalı Tayyip fenomeni hakkında yazma isteğim oluştu.
Tayyip Erdoğan Sünni İslam’ı suiistimal eden bir despottur. Utanmaz bir rüşvet yiyicisidir. Kamu topraklarını parselleyerek kendisi için satıyor. Alıcılar bazen İnterpol tarafından aranan uluslararası kriminaller olabiliyorlar. Bütün ihalelere hile karıştırıyor. Hukuku ayaklar altına alıyor. Türk seçmeni Erdoğan’ın yaptıklarını meşru görüyor. Yapılanı meşru gördüğünün en somut kanıtı 30 Mart yerel seçimlerinde sunulan destektir. Aynı destek artarak sürecektir. Alanlarda toplanan kalabalıklar bunu gösteriyor.
Meşru görülen hükümetler yıkılamazlar. Bu hükümetler baştan ayağa kana, pisliğe bulaşmış olsalar da durum değişmez. Bu evrensel bir sosyal yasadır. Meşruiyetini yitirmeyen diktatörlüklerin, barbarlıkların insanlık dışı özellikleri hakkında konuşurken bu evrensel yasayı unutmamamız gerekir. Yukarıda bahsini ettiğim demokrasi yanlısı inceleme ve analizlerde söz konusu yasanın bilinçli olarak inkar edildiğini görüyoruz. Herkes yalnızca AKP’nin kötülüğünden bahsediyor. Türk seçmeninin ezici çoğunluğunun AKP iktidarını tutkuyla desteklediğini görmezlikten geliyorlar.
Kasımpaşalı Tayyip çocukken babası tarafından sık sık hırpalanıyormuş. Öyle varidatlı veya aristokrat bir aileden de gelmiyor. İmam Hatip lisesinde okumuş. Hiçbir yabancı dil bilmiyor. Bu yüzden entelektüelizm düşmanı olmuş. Akademik bir eğitim aracılığıyla elde edilen her türlü bilgiyi küçümsüyor. Rakiplerini “monşer” diyerek aşağılıyor. Bütün bu yaptıklarına seçmen bayılıyor. “Bizden biri” diyorlar. Kendilerinin ifade edemedikleri duygu, düşünce ve tutumlarının Tayyip aracılığıyla realize edildiğine inanıyorlar. Başbakanla güçlü bir duygusal bağ kuruyorlar. Benlikleri kaynaşıyor, yekvücut oluyorlar. Bu duygu seli veya illüzyon içinde Bilal’in sıfırlayamadığı milyarlarca dolar onların kişisel kasalarına giriyor. Bir sürü villaları oluyor. Bir telefonla sayısız yargıcı, savcıyı ve polis şefini görevden alıyorlar. Rüya aleminde kadın, erkek herkes Kasımpaşalı Tayyip oluyor. Miting alanlarında bayılan kadınlara elini dokundurur dokundurmaz bayılan kadınlar uyanıyorlar. Çağrılan ambulanslar geri dönüyor.
Öte tarafta “Ekmek için Ekmeleddin” lafının en büyük şiar haline geldiğini duyuyorlar. Bir gülüyorlar bir gülüyorlar ki, kasıkları çatlıyor. “Allah tüm rakiplerimizin basiretini bağlamış” diyorlar. Huşu içindeki irrasyonel bir kalabalığı bu denli içeriksiz, absürt bir sloganla karşı cepheye çekmeyi düşünmek çok gülünç gerçekten.
İmam hatipli, dil bilmez, entelektüelizm düşmanı, despot, yiyici, hukuk tanımaz Kasımpaşalı Tayyip’in gücü seçmen gözünde kazandığı meşruiyetten geliyor. Tabiatı gereği bu güç deontiktir, statüsüyle ilgilidir, babasının evinde kazanılmamıştır. Bu gücün karşısında durabilmek için “Erdoğan’ın .... kılıyık” diyen seçmeni ikna etmek gerekiyor.
Erdoğan despotluğunun en son kurbanları 17 ve 25 Aralık yolsuzluk operasyonlarını gerçekleştiren polisler oldu. Polislerin avukatları Erdoğan’ın zulmünü kamuoyuna anlatmak için düzenledikleri basın toplantısında konuşmaya “Yüce Türk milleti” diyerek başladılar. Gönüllü olarak Erdoğan’ın vücudunun en hygienic olmayan parçası olmayı dahi kabul eden seçmenler Türk milletinin çoğunluğunu oluşturmuyorlar mı? Oluşturuyorlarsa bu insanları “yüce” ilan etmekle nasıl bir hukuk mücadelesi verilebilir? Neden Britanyalı, Alman, Fransız, Danimarkalı avukatlar veya politikacılar söze “yüce milletimiz” diye başlamazlar?
Sonuç olarak despot Erdoğan’ın yenilmesi zamanla mümkün olsa bile, demokrasi kültürünün Türkiye’de yer edinmesi çok zor gözüküyor.
Sosyal gerçeklerin oluşturulması ve korunması süreci Batıda bile başarılı bir akademik incelemeye tabi tutulamadı. Mainstream “sosyal bilimler” pseudo-bilimler olarak kaldı. Richard Feyman’a göre sözde sosyal bilimci tüm bilimsel verilerini daktilosunu kucağına alarak üretiyordu. Değişen fazla bir şey olmadı, yalnızca daktilolarını kompütürlerle değiştirdiler. John Searle’e göre sosyal bilimcilerin bilimsel bir ontoloji teorisi geliştirememeleri sağlam bir dil felsefelerinin olmamasından kaynaklanır. Çünkü tüm sosyal gerçekler dil kullanılarak yaratılır. Dil temel yaratıcıdır. Sağlam bir “philosophy of mind”, “philosophy of language” ve “philosophy of society” kombine edilseydi, sağlam bir teoriye ulaşılır ve yine sağlam bir açıklama modeli kurulurdu.
Türkiye’de problemli olan sadece akademi değil, aynı zamanda dilin kendisidir. Türkçenin kullanılması suretiyle kendine özgü, yerelleştirilmiş, içselleştirilmiş hukuk devleti ve demokrasi kurumlarının oluşturulabileceğinden sırf bu nedenle zaman zaman ciddi olarak şüphe ediyorum. “Yüce” bir milletin yasalar karşısında herkesle tamamen eşit sayılacağı bir hukuk devleti sistemini nasıl benimseyebileceğini tahayyül edemiyorum.
Yazarlar
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları








































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.09.2014
26.08.2014
15.08.2014
6.08.2014
15.07.2014
22.06.2014
12.06.2014
9.06.2014
7.06.2014
20.05.2014