Metin Münir
“Ne biçim bir sevgidir ülkelere karşı duyduğumuz bu sevgi?
“Hayalini kurduğumuz şeyleri gerçekleştirecek o ülke ne biçim bir ülkedir?
“Nasıl hayallerdi bunlar ki yerle bir edildiler?”
Yukarıda sözleri, ünlü Hint yazar ve kavgacı Arundhati Roy’un Amerikalı aktör John Cusack ile birlikte yazdığı “Söylenebilen ve Söylenemeyen Şeyler” adlı kitabından aldım*.
Ve soruyorum:
Türkiye 1950’de çok partili demokrasiye geçtikten ve özellikle 2002’de başlayan AKP döneminden sonra, bu düşünceleri aklından geçirmeyen aklı başında bir Türk var mı?
Türkiye bakan ama görmeyen, arayan ama bulamayan, bütün yolları düş kırıklığına çıkan bir ülke oldu.
Bu ülke, AKP dâhil hiçbir hükûmet yönetiminde potansiyelini gerçekleştiremedi.
Yarışa ondan sonra başlayan Güney Kore, İrlanda ve Singapur gibi ülkelerden zengin olmasına rağmen onların refah düzeyine erişemedi.
Her 15-20 senede bir birikimleri ve ümitleri kurutan ekonomik kriz veya darbe yaşamaktan kurtulamadı.
Yoksulluk, özgürsüzlük ve sefalet içinde yüzmeye devam etti.
Dün gece sabaha kadar seçim sonuçlarını izleyenler arasında ben yoktum. Oğlumla birlikte Liverpool-Tottenham maçını izledikten sonra kitabımı alıp yatak odama çıktım. “Acaba ne oluyor” diye merak edip haber kanallarına iki saniye olsun bakmadım.
Muhalefet, bütün büyük şehirleri alsa dahi hiçbir şey değişmeyecek. AKP büyük bir çoğunlukla iktidardadır ve oradan yolcu olacağına dair bir emare yoktur.
Büyük şehirler CHP’ye geçmiş olsa bile AKP toplamda en çok oya sahip olmaya devam ediyor.
Erdoğan’ın altındaki toprak sarsılmaya başlamış olsa da onu devirecek güç daha oluşmadı.
Bu sarsıntı, onu izlemekte olduğu yıkıcı politikalardan caydırır mı?
Bunların Türkiye’ye verdiği zarar saymakla bitmez ama kökeni temelde bir seçimle ilgilidir.
Erdoğan çoğunluktan aldığı gücü, ülkenin kalkınmasına ve ilerlemesine tahsis etmek yerine, dış politika maceralarıyla kendini yüceltmeye adadı.
Suriye’de olmayacak işlere girişti. Boş yere İsrail’le kavgaya tutuştu, Amerika ve AB ile arasını açtı. Rusya ile gereksiz bir sarmaş dolaşlığa kapılıp geleneksel dostlarıyla düşman oldu. Dünyanın en berbat liderlerinden biri olan Maduro’nun başına gelenlerden ders çıkaracağına ona arka çıkacak kadar miyoplaştı.
Erdoğan’ın bilmediği ve öğrenecek gibi görünmediği bir gerçek var: Dış politika ülkenin çıkarlarını yürütmek için vardır, liderini yüceltmek için değil.
Türkiye dış politika maceralarına girişecek güce sahip değildir. Ekonomisi Batı’dan gelen kısa vadeli borçlarla yürüyen bir ülke, ne kadar efelik ederse o kadar batar.
Nitekim batmaktadır.
Seçim sonuçları Erdoğan’ı uyandırır mı?
Hatalarını düzeltmeye yöneltir mi?
Dış politikadan elini eteğini çekip ekonomiye yoğunlaşmasını sağlar mı?
Kabinesini sadık olanlara değil ehil olanlara açar mı? Damadını üstesinden gelemeyeceği açık olan bir yükten kurtarır mı?
İç politikada barış ve kardeşlik prensibini egemen kılar mı?
Bu sorulara çok acil cevap lazım.
Erdoğan vermezse döviz kuru vermeye hazırdır.
*Things That Can and Cannot Be Said/ Arundhati Roy, John Cusack
Yazarlar
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları


































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.05.2021
1.02.2021
24.01.2021
18.06.2020
4.06.2020
29.02.2020
27.02.2020
25.02.2020
13.02.2020
30.01.2020