Mithat SANCAR
Irak’ta on yıl önce kurulan yapay denge, IŞİD’in Musul’u ele geçirmesiyle çöktü. Bu dengenin çürük sütunlarını oluşturan tüm sorunlar, böylece saklanamaz ve ertelenemez hale geldi. Bu sorunların başında da Kürdistan’ın statüsü geliyor.
Güney Kürdistan’da Bölgesel Yönetim adı altında kurulan düzen, Irak’taki yapay dengenin diğer önemli unsurları gibi geçici bir nitelik taşıyordu. Bu yönetimin egemenlik yetkileri ve coğrafi sınırları kesinleştirilmemişti. Kürtlerin tarihsel, coğrafi, kültürel ve siyasal açıdan Kürdistan’ın doğal parçası olarak gördükleri Kerkük, Şengal, Maxmur gibi yerler “ihtilaflı bölgeler” olarak adlandırılmış ve kaderlerinin tayini muğlak bir geleceğe ertelenmişti.
Bu belirsizliklerden herkes kendine göre bir avantaj sağlıyordu. Kürtler, bağımsızlık ilanının yaratabileceği bölgesel ve uluslararası sorunlarla uğraşmak zorunda kalmadan, bağımsız bir devlet gibi hareket edebiliyor; Şiiler başka türlü elde edemeyecekleri tüm Irak’ın merkezi hükümeti olma konumunun imkanlarından yararlanabiliyor; ABD de Irak üzerinde kontrolünü koruyabiliyordu. Irak da, bu belirsizlikler sayesinde bir devlet olarak ayakta kalabiliyordu.
Bu düzen, hassas konularda tarafların kesin ve radikal kararlar almasına engel de oluyordu. Zira büyük kararlar, büyük çatışmaları göze almayı gerektiriyordu. Bu tür kararlar yerine, küçük adımlar ve küçük çatışmalar daha tercihe şayandı. Ama bu dengenin işlemesini sağlayan belirsizliklerin bir sonu olacaktı.
IŞİD’in devreye girmesi bu sonun başlangıcı anlamına geliyor. Şimdi Irak’ta yeni bir denge durumuna ihtiyaç var. Bunun için de ertelenen konuların en azından bir kısmında daha kesin ve büyük kararlar almak gerekebilir. Ancak Irak için alınacak kararlar, sadece Irak’ı etkilemeyeceği gibi, sadece Irak’taki şartlara da bağlı değil. Bu karar anını en sıcak yaşayan kesim ise Kürtler.
IŞİD’in saldırgan ve yayılmacı harekatı karşısında, Irak Kürtlerinin bugüne kadar elde ettikleri kazanımlar ağır bir tehdit altına girdi. Güney Kürdistan yönetimi, bu tehdidi göğüslemek için hızlı bir manevra yaptı, başta Kerkük olmak üzere “ihtilaflı bölgeleri” kontrol altına aldı ve bağımsızlık referandumu için hazırlıklara başlayacağını duyurdu.
Bu hamle, IŞİD’i Güney Kürdistan sınırlarında durmaya zorladı ve böylece yeni bir denge hali yarattı. Ancak bu dengenin de geçici olduğu aşikâr, üstelik ömrü öyle fazla uzun olacak gibi görünmüyor. Nitekim IŞİD, Irak’ta Kürtlerle doğrudan bir çatışmaya girmek yerine, dengeyi başka noktadan kendi lehine bozmak için harekete geçti ve yeniden Suriye’ye yöneldi.
IŞİD, Irak ve Suriye’yi temel alan bir “İslam devleti”nin önünde en büyük engel olarak gördüğü Rojava’ya, bu sefer kesin sonuç almak üzere saldırdı. Kobané’yi hedef alması, bunun en açık göstergesi. Kobané’nin siyasi ve askeri açıdan Rojava’da kurulan öz yönetim sistemi için ne anlama geldiğini uzun uzun anlatmaya gerek yok. Üç kantondan oluşan bu sistemin coğrafi olarak orta yerinde duran Kobané’nin düşmesi, diğer iki kanton Cizire ile Efrin arasındaki bağlantının kopmasına yol açar.
Açıktır ki, IŞİD’in Kobané’ye yönelik saldırısı, Rojava’ya ölümcül darbe vurmayı amaçlıyor. IŞİD bunda başarılı olursa, Irak’tan sonra Suriye’de de büyük bir güç ve prestij elde edecek. Böyle bir ihtimal Kobané’deki direniş karşısında şimdilik düşük görünüyor, ama gerçekleştiği takdirde sadece Rojava açısından değil, tüm Kürtler ve Kürdistan açısından yıkıcı etkileri olacaktır. Mesela o zaman IŞİD’in, eninde sonunda Güney Kürdistan’ı, öncelikle de Kerkük bölgesini hedef alacağı kesin gibi görünüyor.
Bu tablo, özellikle Irak Kürtlerinin zor kararların eşiğine geldikleri ve atacakları her adımın Kürdistan’ın bütün parçalarının geleceğini belirleyeceği anlamını taşıyor. Irak’ta bağımsız bir Kürt devleti, elbette meşru bir seçenektir. Güney Kürdistan yöneticilerinin, bu seçeneği askeri bir çatışmaya girmeden, diplomasi ve siyaset yoluyla hayata geçirme çabası da, aynı şekilde meşru bir hareket tarzıdır. Ancak bölge ve dünya güçleriyle yürütülen diyalog politikasının, Güney Kürdistan’da alınacak her karardan doğrudan etkilenecek olan diğer parçalardaki Kürtlerin temsilcileriyle ilişkilerde de uygulanması, pek çok açıdan gereklidir, hatta hayati önemdedir. Konjonktürel temaslar ve geçici kararlarla, bu ihtiyacı karşılamak, bugünkü şartlarda artık mümkün görünmüyor. Kürtlerin kendi aralarında istişare ve karar mekanizmaları içeren sürekli ve düzenli bir yapı kurma görevi, her zamankinden daha acil hale gelmiştir. Kürt Ulusal Kongresi, bunun için doğru adres ve iyi zemindir.
Yazarlar
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
24.03.2015
22.03.2015
12.02.2015
5.02.2015
27.01.2015
20.01.2015
13.01.2015
6.01.2015
29.12.2014
23.12.2014