Mümtazer TÜRKÖNE
Van’da yaşanan skandal, bu sorunun cevabı hakkında kaba bir fikir veriyor. Her şey bir yana, Van’da mazbatanın seçimden ikinci çıkmış adaya teslim edilmesi yanlış da olsa işleyen hukuki bir prosedürün tezahürü değildi; düpedüz masa başında üretilmiş bir entrikanın-komplonun eseriydi. Bu entrika dar-kısır bürokratik iktidar kafasına uygun “yaptık-oldu” kabilinden sığ bir operasyondu.
Yine bu skandal AK Partililer için “Nerede hata yaptık?” sorusuna da en kestirme ve somut cevabı vermeli. Halka karşı sorumluluğu olmayan, bulundukları mevkileri borçlu oldukları mutlak irade dışında boyun eğecekleri otorite tanımayan danışmanlardan, devlet yetkisi kullanan yöneticilerden, bakanlardan, atanmış yargı mensuplarından ve güvenlik işlerine bakanlardan oluşan bürokratik iktidar, Cumhur İttifakının bekasına yönelik CHP’den bile daha zorlu bir tehdit kaynağı olarak öne çıkıyor. 2019’da İstanbul seçimini tekrarlatan, Büyükçekmece’ye üç bin polisi yığıp terör estiren kafa aynı kafaydı. Ve bu kafa istisnasız her teşebbüsünde kaybettiren taraf oldu.
Kayyımlarla belediyeleri yönetmek AK Parti’ye ne kadar oy kaybettirdi?
“Oy vermezseniz hizmet alamazsınız?” tehditleri ne kadar zarar verdi?
Yerel seçimi genel seçim formatına taşıyan kampanya stratejisi kaç oya mal oldu?
Bürokratların, bu soruların cevabını vermek yerine sorumluluğu adaylara, kampanya sorumlularına ve ekonomiye yükleyeceklerinden emin olabilirsiniz.
Türkiye’nin yakın gelecekte kaderini belirleyeceği için bu sorulara verilecek yanlış cevaplar hepimizi ilgilendiriyor.
BÜROKRASİ PES ETMEZ
Bugünkü kurumsallaşmış yapı gibi bütün iktidar örüntüleri geniş bir yelpazede iç içe geçmiş bir koalisyon şeklinde iş görür. Havadan nem kapan ve korku içinde güvenli limanlar arayan iktidara yakın iş adamları, hava değiştiği anda arkalarına bakmadan kaçarlar. Halkın içinden çıkan siyasetçi, sahayı tanıdığı için bir dönem köşesine çekilmeye ve eski itibarının tortuları ile yaşamaya razı olur. Bürokrasi hiçbir durumda pes etmez, elinde tuttuğu güçten vaz geçmez; siyasetçilerin sırtındaki davula bütün güçleriyle vurmaya devam ederler.
Demem o ki, projektörlerin altında her hareketini izlediğimiz iktidar politikacılarından yana endişeniz olmasın. Merkezin ve taşranın kontrolden çıkmış bürokratlarından korkun. Sadece bizim gibi iktidardan şikayetçi olanlar değil, siyasî iktidarın bizzat kendisinin de dayandığı bu bürokratik yapının esaretinden korkması gerekir. Devşirmelerin hepsi padişahın şahsi kölesiydi; ama saraya yönelik en yıkıcı tehditler hep onlardan gelmişti.
İktidar, sistem değişikliğinden sonra tek kişide yoğunlaşan ve dar-karanlık koridorlarda üretilen siyasî projelere mahkûm oldu. Saraylara en zor giren şey doğruluktur. Gerçeklik duygusu bile o uzun koridorlarda, girdiği kapılarda eğile-büküle tanınmaz hale gelir. Tek bir kişinin bile, “cesur özeleştiri”den bahseden Erdoğan’a, “Sizin kampanyadaki ağırlığınız bize zarar verdi” gerçeğini söylemesi sizce mümkün mü?
BÜROKRASİ ORDUSUNA TESLİM EDİLEN ÜLKE…
Ekonomik krizin ve iktidarın elindeki bütün imkânlara rağmen seçimde aldığı ağır hezimetin en temel sebebi, ülke yönetimini denetlenemeyen ve kendisinde keramet vehmeden bürokrasiye teslim eden yeni siyasi sistemden başka görünürde bir sebep yok. Bu sistem cumhurbaşkanına değil, sadece cumhurbaşkanını tatmin etmekle mükellef bir bürokrasi ordusuna ülkeyi teslim etti. Bu sistem çalışmıyor, işlemiyor. Toplumdan gelen talepleri yukarıya taşıyan sensörler iş görmüyor; yukarısı alamadığı bu geri beslemenin eksikliği yüzünden rasyonel politikalar üretemiyor, kimseyi memnun edemiyor.
İktidarda bile olsa seçilmişlerin yegâne güvencesi olan hukuk devleti, bu bürokratik baskı altında eziliyor. Altta kim kaldıysa canı çıkıyor.
Ne kadarını anlayabilirler?
Bürokrasinin siyasî güç sahiplerinin gözüne taktığı kaynakçı gözlükleri, ancak şimşek gibi parlak işaretlerle anlamaları gerekenleri görmelerine izin verir.
Bana sorarsanız çok umutlu olmayın.
Yazarlar
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
5.08.2025
3.08.2025
31.07.2025
21.07.2025
19.07.2025
16.07.2025
10.07.2025
4.07.2025
1.07.2025
24.06.2025